Çorbada tuzumuz olsun!..
“Millet yazacağını yazsın. Aralarından ayıkladıklarımız bize yeter” zihniyetinden midir nedir?
Ama kazın ayağı öyle değil.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İngiltere gezisi dönüşü Londra Havalimanı’nda habercilerle sohbet ediyor. Bir haberci, “Anket yaptırdınız mı” diye soruyor.
Kılıçdaroğlu, Büyük şehirlerdeki tabloyu görebilmek için 8 ili kapsayan kamuoyu araştırması yaptırdıklarını, 7 ilde oylarının arttığını söyleyip.,
“Sadece Antalya'da oy artışı olmadığını gördük” diye de ekliyor.
“Antalya’da oy artışı olmamasının sizce nedeni nedir” diye soru yöneltilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biraz iç meselelerle ilgili. Özellikle de belediyedeki (Büyükşehir) icraatlardan.” cevabı veriyor.
Genel Başkan bu cevabı veriyor vermesine de.,
İki gün sonra CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın da söyleyecekleri olmaz mı?
Oluyor.
Kılıçdaroğlu'nun gazetedeki açıklamalarına şaşırmadığını belirten Akaydın, ''Çünkü Antalya'da gerçekten partimizi ilgilendiren sorunlar var. Bu sorunların partimize ne kadar olumlu ve olumsuz yansıdığını, anlaşılıyor ki Sayın Genel Başkanımız bir anketle saptamış.”
Tasdiklemesini yapıyor.
Ancaaak.,
“Bu sorunları ben kendisiyle zaman zaman paylaşmıştım. En son 1,5 ay önce genel merkezi ziyaret ettiğimde, benden bir şikayetleri olup olmadığını sormuştum. 'Hayır çok memnunum' diye ifadede bulunmuştu” vurgulamasını da yapıyor.
“Bu sorunları ben kendisiyle zaman zaman paylaşmıştım” ne demek oluyor, anlayan var mı?
Peki ya.,
“Bizden bir şikayetiniz var mı diye sordum, genel başkanım da bana hayır. Çok memnunum dedi” vurgulamasını?
Aynı Genel Başkan 1.5 ay sonra Antalya’daki oy gerilemesinin nedeni olarak Belediye çalışmalarını ne diye bahane olarak gösterir ki?
Bunda bir çelişki doğmuyor mu?
Mustafa Akaydın tek başına, hem de 2 aylık süreçte mi CHP’nin Antalya’daki oylarını geriletti ki?
Bu sorunun cevabını da Akaydın, “Genel Başkana katılıyorum” sözleriyle kendisi vermiş.
Mustafa Akaydın diyor ki.,
“Antalya'da, CHP sorunlu bir parti görünümdedir. Ben bu kanaatimi iki senedir, basın önünde değil ama ilgili mercilerde dile getirmiş bir belediye başkanıyım.”
Yani, “Ben Antalya’daki CHP’li idarecilerden çok daha şeffaf bir CHP’li Belediye Başkanıyım. Ama millet bildiğini okuyor” hitabının açılımı.
Akaydın, ''Bu süreçte incindiği ya da istifa etmeyi düşünüp düşünmediği'' şeklindeki soruya da, bunları basın önünde açıklamasının doğru olmayacağı yanıtını vermiş.
O basın önünde açıklanmaz.
Bu medya önünde konuşulmaz.
Akaydın profesörlük mertebesine erişmiş bir akademisyen ya, kendileri ne derse doğrudur.
Hatta etrafına iş yapsın diye doldurduğu kendisi gibi akademisyen akıl hocalarının da kendi önünde el pençe divan halde durarak, “Sen ne dersen doğrudur hocam” ovuşturması yapanların da fikirlerini alarak (!) bunu yapıyor olması, en doğru olanıdır!..
Bu gelişmelerden sonra hala, “Mustafa Akaydın Genel Seçimlerde Antalya’dan Milletvekili adayı yapılır” diye konuşulmaya devam edilir mi, edilmez mi?
Antalya’da ön seçim bile yapılmaz arkadaş ön seçim. Kılıçdaroğlu’nun Antalya ile ilgili son sözleri bana göre buna işarettir. Bekleyip göreceğiz.
Hani birileri yine Kılıçdaroğlu’nun Antalya ile ilgili sözlerinden sonra, “Kılıçdaroğlu beni doğruladı” naraları atmıştı ya.
Akdeniz Manşet Gazetesi olarak 2 yıldır yaptığımız her haber, her yorum ve yazılan makaleleri CHP Genel Başkanı noter gibi tasdiklemiştir.
O şeref bize ait.
Dikkat edilirse ben değil biz.