Cumhurbaşkanı adayı ‘Erdoğan’..

Abone Ol

Gazeteciliğe başladığım 1968 kasım ayından bu yana, “gazeteci” olarak o kadar çok parti genel başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı, bakan, vekil, başkan gördüm ki..
Saymakla bitiremem..
Ama..
Aklımda kalıcı olan sadece Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan’la sınırlı..
Türk siyasi yaşamında ve devlet yönetiminde bu kişiler çoğu zaman bir varlar, bir yoklardı…
Ama..
2000’li yılların başından bu yana..
“Recep Tayyip Erdoğan” her yerde, her konuda, her an var..
Asla bir var, bir yok olmadı..

Evet..
Türkiye’nin birçok siyasi konusu ve aktörü, sosyal meselesi vardır..
Ama, 2002’den beri konuştuğumuz nihayetinde “Erdoğan”dır..
Dikkat edin..
Ya Erdoğan’ı konuşuyoruz, ya da Erdoğan’sız konuşamıyoruz..
Türkiye Cumhuriyeti’nde..
Gündemi böylesine yoğun ve aralıksız elinde tutan, tartışma alanlarını ipotek altına alan bir Atatürk vardı, şimdi de Erdoğan var..
Erdoğan’ı farklı kılan şey sadece konuşulur olmayı başarmak değil..
İyi izleyin..
Önyargısız izleyin..
Doğallığı ve yenilikçi yapısının getirdiği farklılıklarla da konuşulmaya değer biri..
Eksiği yok mudur, vardır..
Yanlışı yok mudur, elbette vardır..
Ama..
Bu tür eksiklik ya da yanlışlıklar yapıyorsa, bunun tek nedeni “çok fazla çalışıyor” olmasındandır..
Sadece “çalışmayan-iş yapmayan” kişiler eksiklik ve hata yapmaz, unutmayın..

Çok dikkatli izleyenler Erdoğan için “Türkiye’ye Atatürk’ten sonra gelmiş en iyi lider” diyor..
Hatta..
Atatürk’ü çok iyi incelemiş olabileceği, siyasette ve hizmette Atatürk’ü taklit ettiği öne sürülüyor..
Bunu söyleyenler arasında Erdoğan karşıtı “araştırmacı-yazarlar” ve CHP’liler bile var..
“Tıpkı Atatürk gibi; yapacaklarını tartışmaya açmıyor, aniden ortaya koyup şok yaratıyor ve en kısa süre içinde de uygulamaya sokuyor” diyorlar..
Büyük siyasi risklere hiç aldırmıyor..
Siyasi risklere rağmen, “doğru” bildiklerini “Türkiye lehine” olabilecek şekilde uyguluyor..
Komplekssiz, kaygısız ve takıntısız bir tavır sergiliyor..
Daha da önemlisi; “ezberler”le mücadele ediyor..
Bu da halkın büyük bir çoğunluğunun çok hoşuna gidiyor..
Ama, “nefretle” bakan statükocular da var..

Dış siyasetteki tavırları da Atatürk’e benzetiliyor..
Hatırlayın..
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Ankara ziyaretinde, “Erdoğan ile bir araya geldiğinde ona saygı ve takdirini ifade edeceğini ve başarılı bir politikacıyla buluşmaktan ve onun yanıtlarını duymaktan mutluluk duyacağını” söylemişti..
Bu tür sözleri bir Alman’a “zorla ya da siyaseten” söyletemezsiniz..

11 yılda Türkiye’nin tepeden-tırnağa değişmesinde de, her seçimde oyunu sürekli arttırmasında da Erdoğan’ın büyük rolü var..

Öte yandan..
Muhalefet partisi yöneticilerinin, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı konusundaki yorumlarını okuyunca insan gülüyor..
Yüzde 50 oy almış birinin, “niçin Cumhurbaşkanı olamayacağını” anlatmaya çalışmaları, ister istemez bir komiklik üretiyor..
Doğrusu, Erdoğan karşısında içine düştükleri acziyet içinde yaptıkları konuşmalar, oluşturdukları politikalar ve Cumhurbaşkanı adayları “demokrasi adına” içimi acıtıyor..

Özetle..
Çok iyi bir “Başbakan” olan Recep Tayyip Erdoğan’ın, çok iyi bir “Cumhurbaşkanı” olacağından da hiç kuşkum yok..
Ben böyle düşünüyorum..