Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Önceliğimiz, acil ve kapsamlı ateşkesin bir an önce sağlanması"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Filistin'de çözümün nasıl gerçekleşebileceğini Sayın Trump'a izah ettik. Onun da bizden özellikle Hamas'la görüşme, Hamas'ın ikna edilmesi ricası oldu. Bu konuda muhataplarımızla süratle irtibata geçtik. Önceliğimiz acil ve kapsamlı ateşkesin bir an önce sağlanması" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşünde medya mensuplarının sorularını cevaplayarak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın ev sahipliğinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'ni değerlendirerek, teşkilatın kısa sürede önemli mesafe katettiğini ve küresel ölçekte etkin bir aktör olma yolunda ilerlediğini söyledi. Erdoğan, 3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Günü'nün hemen ardından Nahçıvan Antlaşması'nın 16. yılına denk gelen zirvenin Türk dünyasının kurumsal bütünleşme sürecinde yeni bir döneme işaret ettiğini belirtti. Teşkilatın kurumsal yapısını güçlendirirken ortak vizyonu küresel ölçekte görünür kıldığını ifade eden Erdoğan, zirvede dış politika, sektörel, beşeri ve kültürel iş birliğini kapsayan gündemlerin ele alındığını kaydetti. Türk dünyasının kurumsal bütünleşme sürecinin yanı sıra diğer ülke ve uluslararası teşkilatlarla iş birliğini geliştirmeye matuf adımları da ele aldıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk Devletleri Teşkilatı Plus" adıyla yeni bir format oluşturulmasına karar verildiğini, savunma sanayii, enerji, bağlantısallık ve kritik mineraller alanında iş birliği konularının da Gebele Bildirisi'nde kayda geçirildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin teması olan bölgesel barış ve güvenlik ekseninde Gazze, Suriye ve Güney Kafkasya'daki gelişmelere dair ortak yaklaşımın bildiride yer aldığını aktardı. Dışişleri bakanlarının bölgesel ve küresel gelişmeler konusunda daha sık toplanması için talimat verdiklerini ifade eden Erdoğan, zirvede Türkmenistan ve Azerbaycan ortaklığında Fuzuli'de yapılacak olan caminin temel atma törenine canlı bağlantıyla iştirak ettiklerini aktardı.

Türkmenistan'ın zirvede Türk Akademisi ile Türk Kültürü ve Mirası Vakfı'na gözlemci üye olarak kabulünün aile fotoğrafını tamamlanmasında önemli bir adım olduğunu dile getiren Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) teşkilatta hak ettiği en üst seviyede temsilinin önemine de dikkat çekerek, Türk dünyasının Kıbrıs Türklerinin özden gelen haklarına yönelik dayanışmasının Gebele Bildirisi'nde bir kez daha vurgulandığını kaydetti. Erdoğan, KKTC'nin Türk Akademisi'ne gözlemci üyeliğine ilişkin kararın da yürürlüğe girdiğini belirtti. Zirve marjında yaptığı ikili temaslarda bölgesel ve küresel meselelerin ele alındığını aktaran Erdoğan, "Teşkilatımız artan uluslararası görünürlüğü, genişleyen etki alanı ve derinleşen iş birliğiyle küresel bir aktör olma yolunda ilerliyor. Kurumsallaşmamızı derinleştirerek, iş birliğimizi çeşitlendireceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı dönem başkanlığını başarıyla yürüten Kırgızistan'ı ve zirveye ev sahipliği yapan Azerbaycan'ı tebrik ederek, "Önümüzdeki yıl da biz dönem başkanı olacağız ve zirveyi inşallah Türkiye'de tertipleyeceğiz. Bu düşüncelerle Aile Meclisimizin 12. zirvesinin Türk dünyası ile tüm dost ve kardeş ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum" değerlendirmesini yaptı.

Savunma ve güvenlikte stratejik iş birliği

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki gerilimlerin Türk Devletleri Teşkilatı'nı da yakından ilgilendirdiğini belirterek, teşkilatın artık yalnızca kültürel bir birliktelik değil, stratejik bir dayanışma platformu olduğunun altını çizdi. "Çatışma bölgelerine yakınlığımız nedeniyle aile meclisimizin bu gerilimlerden dünyanın diğer ülkelerine göre daha fazla etkilendiğini söylemek mümkündür" diyen Erdoğan, riskin olduğu yerde tedbirin de kaçınılmaz olduğuna işaret etti. İstihbarat, sınır güvenliği ve siber alan dahil olmak üzere çok boyutlu iş birliklerinin gündemde olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada savunma harcamalarını artırma eğiliminin dikkat çektiğini kaydetti. Erdoğan, "Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri olarak bizler de bu yönde adımlar atıyoruz. İleri adımlar da her açıdan değerlendirilir ve gerektiğinde atılır" ifadelerini kullandı.

"Türkiye, Filistin'in menfaatini kendi menfaati gibi korur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesine ilişkin soruya yanıtında Türkiye'nin Filistin meselesindeki kararlı tutumunu vurguladı. Erdoğan, Gazze'de akan kanın durması ve mazlumların güvenliğinin sağlanması için yıllardır çaba sarf ettiklerini belirterek, "Filistinlilerin tamamı bilir ki Türkiye, Filistin'in menfaatini korur ve gözetir. Gazzeli mazlumların hakkını da, Filistin'in diğer bölgelerindeki kardeşlerimizin hukukunu da kendimizi savunur gibi müdafaa ederiz. Gazze'de akan kanın durması, mazlumların güvenliğinin sağlanması için yıllardır çaba sarf ediyoruz" dedi.
Hamas ile sürekli temas halinde olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "En makul yolun ne olduğunu, Filistin'in geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesi için ne yapılması gerektiğini anlatıyoruz. Arkadaşlarımız Şarm El-Şeyh'teler. Tüm gün oradaydılar. Yarın sabahtan itibaren de görüşmelere başlayacaklar. En makul yolun ne olduğunu, Filistin'in geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesi için ne yapılması gerektiğini anlatıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Trump, Hamas'ın ikna edilmesini istedi"

ABD ziyareti ve sonrasında yapılan telefon görüşmesinde Trump'a çözüm yollarını izah ettiklerini kaydeden Erdoğan, "Onun da bizden özellikle Hamas'la görüşme, Hamas'ın ikna edilmesi ricası oldu. Bu konuda muhataplarımızla süratle irtibata geçtik. Sayın Trump'ın barış çabalarını desteklediğimizi ben kendisine söyledim. Bunu ayrıca kamuoyuna da ilan ettik" dedi.
Hamas'ın barışa ve müzakerelere hazır olduğunu kendilerine ilettiğini belirten Erdoğan, "Hamas ters bir söylem içerisine girmedi. Bu bana göre çok çok değerli bir adımdır. Hamas, İsrail'den önde gidiyor. Niye bunu söylüyorum? Çünkü bu kadar kayıp verdi, 100 binin üzerinde yaralısı var. Bütün kaldıkları yerler yerle yeksan oldu. Artık başlarını sokacakları herhangi bir yerleri dahi yok. İsrail'in benzer ve yapıcı tavırlar sergilediğini biz şu ana kadar görmedik, görmüyoruz. Zaten onlardan böyle bir tutum da beklemiyoruz" değerlendirmesini yaptı.

İki devletli çözüm temelinde İsrail-Filistin meselesinin ortadan kaldırılması için gayret edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temennimiz odur ki inşallah bunu sizlerin de verdiğiniz desteklerle başarırız" ifadelerini kullandı.

"Önceliğimiz acil ve kapsamlı ateşkes"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze için yürütülen barış planına ilişkin soruya cevabında önceliğin ateşkes ve insani yardımların kesintisiz ulaştırılması olduğunu vurguladı. İnsani yardımların Gazze'ye bir an evvel kesintisiz biçimde ulaştırılmasının şart olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'nin İsrail saldırıları neticesinde yok edilen alt yapısının bir an önce ayağa kaldırılması, bu da önceliklerimiz arasında. Bunun için yoğun bir diplomasi trafiği sürdürüyoruz. Gazze'nin Filistin halkının toprağı olarak kalması ise çok çok önemli. Gazze'yi nihayetinde Filistinlilerin yönetmesi de çok mühim" dedi.

"İstikrar gücüne ilişkin müzakereler sürüyor"

Gazze'nin güvenliğinin nasıl sağlanacağı ve uluslararası istikrar gücünün nasıl işletileceği konusunun ayrıntılı şekilde değerlendirilebileceğini ifade eden Erdoğan, Şarm El-Şeyh'te süren görüşmelere dikkat çekti. "Bugün görüşmeler başladı ama yarınki görüşmeler çok mühim. Bizim Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız da orada olacak. Oradan çıkacak netice büyük önem arz ediyor" diyen Erdoğan, "Her türlü çabaya destek veririz" ifadesini bu ihtimalleri gözeterek kullandığını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Umarız İsrail verdiği sözleri tutar ve bu barışı sabote edecek adımlar atmaz. Biz kalıcı ateşkes ve barış için umutlu olduğumuz kadar aynı zamanda da ihtiyatlıyız" dedi.

"Sumud Filosu ablukayı görünür kıldı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sumud Filosu'na yönelik sürecin Türkiye'nin küresel gücünü ortaya koyduğunu belirterek, vatandaşların ve aktivistlerin tahliyesine ilişkin detayları aktardı. İlk etapta 36'sı Türk olmak üzere 137 aktivistin Türkiye'ye getirildiğini, ikinci etapta ise 14'ü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı toplam 16 kişinin İsrail'den alındığını aktaran Erdoğan, "Ürdün'e geçtiler, oradan da İstanbul'a geldiler. Yani iki ayrı parti halinde İsrail'deki Sumud gruplarını almış olduk. Bu filo İsrail'in Gazze'ye uyguladığı hukuksuz ablukanın görünür olmasını sağlamıştır. Bu bakımdan önem arz ediyor. Sadece insani yardım taşıyan gemilerini Gazze karasularına kadar ulaştırmış ve ablukayı kırmışlardır. Başarının bana göre en önemli yanı bu" dedi.

"Türkiye süreci yakından takip etti"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, filonun hareket ettiği ilk andan itibaren Türkiye'nin süreci yakından takip ettiğini söyledi. Erdoğan, "Pazar günü Akıncılarımızın elde ettiği görüntülerden ben de neredeyse sabahtan akşama kadar Sumud Filosu'nun nerede ne yaptığını, ne durumda olduğunu izledim. Ekiplerimiz zaten sürekli izliyorlardı. Dışişleri Bakanlığımız ve istihbaratımız bu süreçte gerçekten çok çalıştı. Maalesef İsrail, uluslararası hukuku çiğneyerek uluslararası sularda filoya müdahale etti. Hem kendi vatandaşlarımızı hem de filodaki diğer ülke vatandaşlarını İsrail'in elinden almak için yoğun çalıştık. Kısa sürede de vatandaşlarımızın tahliyesine başladık. Zaten ilk heyet geldiğinde arkadaşlarımız, kendi kızım da dahil olmak üzere vatandaşlarımız ve diğer ülkelerden gelenler onları karşıladı. Türk Hava Yolları hepsi için gayet güzel bir şekilde hazırlıklarını yaptı. Onlar için giysiler hazırladı. Vejetaryen menüye varıncaya kadar yemekler sunuldu. 'Hiçbir yerde görmediğimiz ilgi ve alakayı Türk Hava Yolları'ndan gördük' dediler. Orada uluslararası diplomasinin ötesinde farklı bir güzellik ortaya çıktı. Bütün arkadaşlardan Allah razı olsun. Türk Hava Yolları yöneticilerinden Allah razı olsun. İkinci etaptakiler de Ürdün üzerinden geldiler. Onlar da yine sahil-i selamete en güzel şekilde çıktılar. Türkiye'ye ulaşan aktivistlerin yaşadıklarını hem doktor raporları hem hukuki metinlerle kayıt altına aldık. Hem diplomasi hem hukuk cephesinde mücadelemizi sürdürüyoruz. Bundan bir milim geri adım atmayacağız" açıklamasını yaptı.

"Gazze adeta kıyametin dünyada görünen yüzü oldu"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşananların insanlık adına derin bir yara bıraktığını belirterek, yaşanan dramı "kıyametin dünyada görünen bir ön yüzü" olarak nitelendirdi. "67 bin Gazzeli şehit, 169 binden fazla yaralı var. Ancak enkaz altındakiler de hesaba katıldığında bu rakamın 600 bin civarında olduğu söyleniyor" diyen Erdoğan, uluslararası toplumun sessizliğini sert sözlerle eleştirdi. "67 bin Gazzeli şehit. Öbür tarafta 169 binden fazla yaralı. Fakat çok daha enteresanı var. Bugün yanımdaki arkadaşlardan bir tanesi 'Bu rakamlar yanlış' dedi. 'Neden?' dedim. 'Rakamlar böyle değil. Enkaz altında kalanları da masaya yatırdığımız zaman rakamların 600 bin civarında olduğu söyleniyor' dedi" ifadelerini kullanan Erdoğan, insanlığın sessizliğini sert sözlerle eleştirerek, "Hadi biz şu anda sadece 169 bin yaralıyı konuşuyoruz. Şehitlerimizi konuşuyoruz. Ama insanlık bütün bu olanlar karşısında sessiz. Yapılan herhangi bir şey ne yazık ki yok. Acı dolu, kan ve gözyaşı dolu iki yılı artık geride bıraktık. Gazze'de büyük bir drama, soykırıma şahit olduk" dedi.

"İsrail'in saldırıları tarihe kara leke olarak geçmiştir"

İsrail'in uluslararası hukuku hiçe sayan saldırılarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in yaptıkları meşru müdafaa değil, planlı bir soykırımdır ve terördür" dedi.

Erdoğan, bebeklerin, hastanelerin, ambulansların, pazar yerlerinin, mülteci çadırlarının ve ibadethanelerin hedef alındığını vurgulayarak, "Bütün bunlar tarihe kara bir leke olarak geçti. Bunların affedilir yanı yok" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "İsrail'in gözler önünde pervasızca gerçekleştirdiği katliamları ve onları görmezden gelenler, insanlık tarihinin utanç kayıtlarına geçmiştir. Bunların affedilir yanı yok. İsrail bebekleri öldürürken, hastaneleri, ambulansları, pazar yerlerini, mülteci çadırlarını, Birleşmiş Milletler misyonlarını, okulları, ibadethaneleri hedef alırken, 'ama'lı, 'fakat'lı cümleler kuranlar, gelecek nesillere bu tutumlarını izah edemeyeceklerdir" diye konuştu.

"Tarih doğru tarafta duranları kayda alıyor"

Erdoğan, soykırımlar karşısında sessiz kalanların tarih önünde hesap veremeyeceğini belirterek, "Tarih doğru tarafta duranları da yanlışta ısrar edenleri de kayda alıyor, Nazilerin soykırımında kimin nerede durduğu ortadadır. Bosna'da ve diğer coğrafyalarda soykırımlar yaşanırken görmezden gelenler de ortadadır. Onları bizim jenerasyon gayet iyi biliyor. Bugün onlar nasıl bir utanç yaşıyor ise Gazze soykırımına sessiz kalanları da yarın benzer bir akıbet beklemektedir. Biz dün de, bugün de tarihin doğru tarafında durmanın övüncünü yaşıyoruz. Bundan dolayı huzurluyuz" açıklamasını yaptı.

"Suriye'nin yeniden istikrarsızlığa sürüklenmesine asla izin vermeyiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de SDG'nin 10 Mart mutabakatına uymadığını ve son dönemde saldırılar düzenlediğini hatırlatarak, Türkiye'nin bu konudaki duruşunun net olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Suriye'nin yeniden istikrarsızlığa sürüklenmesine asla müsaade etmeyiz. Türkiye, sahadaki tüm gelişmeleri yakından izliyor. Sabırlı, sağduyulu, vakur tavrımız, bir acziyet olarak asla algılanmamalıdır. Suriye Demokratik Güçleri verdiği sözü tutmalı. Suriye ile bütünleşmeyi tamamlamalıdır. Ortak tarih, ortak gelecek ruhuyla hareket edilirse inanıyorum ki birçok sorun çözülür. Daha önce söyledim, yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacaktır. Türk, Kürt ve Arap ittifakı bölgede ebedi barışın ve huzurun anahtarıdır. Kimse provokasyonlara gelmemeli, yanlış heveslere kapılmamalı. Halep'teki gerginlikte Suriye yönetimi hassasiyetini korumuş ve Suriye Demokratik Güçlerinden 10 Mart mutabakatına uygun davranmasının beklendiğini de ilan etmiştir. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim için olmazsa olmazdır. Bunun aleyhine tutumları kabul etmemiz mümkün değildir. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve yönetimi de bizimle aynı görüşte. Türkiye olarak Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"F-35 konusunu açık ve net gündeme getirdik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump ile gerçekleştirdiği görüşmede savunma sanayii alanındaki iş birliği konularının ele alındığını söyledi. Erdoğan, "Türkiye ile Amerika arasında her alanda olduğu gibi savunma sanayii alanında da bir iş birliği mevcut. Bu ilişkileri geliştirmek amacıyla her iki konuyu da Amerika ile müzakere ediyor ve olumlu sonuçlar bekliyoruz. Sayın Trump'la yaptığımız görüşmede bu yönde müspet mesajlar aldık" dedi.

Erdoğan, görüşmelerinde F-35 konusunu açık ve net bir şekilde gündeme getirdiklerini aktararak, "Bunun yanında Türkiye bu projede ortak, parasını ödemiş, yükümlülüklerini yerine getirmiş bir ülke. Bizi bu programdan çıkaran gerekçelerin hiçbir meşruiyeti yok. Bunu Sayın Trump da daha önce dolaylı olarak dile getirmişti. Somut adımların atılması için gerekli teknik görüşmeler de her düzeyde yapılıyor. Umarız neticede hem F-35 konusu çözülür, hem de CAATSA yaptırımlarının kaldırılması sağlanır. Bunu da başarmamız gerekiyor. Ziyaretimiz, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatmış, aramızdaki diyalog ve dostluğu daha da güçlendirmiştir" dedi.

"Trump, 'Halkbank'ın problemi bizim için bitmiştir' dedi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD temaslarında ve sonrasında Başkan Trump ile yaptığı görüşmelerde Halkbank konusunun da gündeme geldiğini belirtti. "Sayın Trump, gerek Amerika'daki temaslarımızda gerek son telefon görüşmemizde ‘Halkbank'ın problemi bizim için bitmiştir' dedi. Bu önemli bir siyasi irade beyanıdır, bizim için de kıymetlidir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, tamamlanması gereken bazı süreçler bulunduğunu hatırlatarak, "Temennimiz bu süreçlerin bir an önce olumlu şekilde neticelenmesidir" diye konuştu.

"Resepsiyonda verilen kare gerçek Türkiye fotoğrafıdır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'nin 1 Ekim'deki açılış resepsiyonuna ilişkin, "Meclis açılış resepsiyonu davetine katılanların oradaki yer alışı bizim için çok çok önemliydi. DEM Grubuyla da orada bir araya geldik, sohbetlerimiz oldu. Bu sohbetlerin dışında da geleceğe yönelik neler yapılabilir? Bunları konuşma, görüşme fırsatımız oldu. Bundan sonrası da inşallah hayır olur diye düşünüyorum" dedi.
Resepsiyonda verilen fotoğraf karesine de değinen Erdoğan, "Resepsiyonda çekilen fotoğraf karesine gelirsek, o kare gerçek Türkiye fotoğrafıdır. Birileri Türkiye'yi kamplara bölünmüş, paramparça gibi göstermeye çalışıyor, ancak hakikat oradaki birlik ve beraberlik tablosudur. O tablonun parçası olamayanlar, oturup kendilerini hesaba çekmelidir" açıklamasını yaptı.

"Çocuklarımızı terör örgütlerinin ve çetelerin elinden kurtarmakta kararlıyız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütleri ve suç çetelerinin çocukları kullanmasına ilişkin soruya yanıtında devletin bu konuda kararlı bir mücadele yürüttüğünü vurguladı. Erdoğan, "18 yaş altı kişilerin işlediği cinayetler yüreğimizi yaktı, yakıyor. Çocuklarımızı terör örgütlerinin, suç çetelerinin elinden kurtarmakta kararlıyız. Devlet olarak bu konuda topyekün bir mücadele içindeyiz. 11. Yargı Paketi ile cezalarda caydırıcılığı arttırıyoruz. Ama sadece ceza yetmez. Aileyi güçlendirmeden, eğitimi desteklemeden, sosyal dayanışmayı büyütmeden kalıcı çözüm olmaz. Yalnızca ceza ile, yalnızca eğitim sisteminde yapılacak düzenlemelerle çözülemeyecek kadar komplike bir sorunla maalesef karşı karşıyayız. Ceza düzenlemelerinin yanı sıra yalnızlaşan, şiddete maruz kalan ya da tanık olan çocukların suça bulaşmadan korunmasını önceleyen tedbirler üzerinde çalışıyoruz. Yani suça bulaşan çocukların yanı sıra suça sürükleyen etkenlere de yoğunlaşmış durumdayız" ifadelerini kullandı.

"Kimse enflasyon rakamlarını karamsarlık tablosuna dönüştürmesin"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylül ayında enflasyonun beklentilerin üzerinde çıkmasına ilişkin değerlendirmede bulunarak, "Dönemsel etkilerden dolayı eylül ayında enflasyon, beklentilerin üzerinde geldi, doğru. Ama kimse bu durumu Türkiye ekonomisine yönelik bir karamsarlık tablosuna dönüştürmesin. Çünkü biz günü kurtaran değil, geleceği inşa eden bir program yürütüyoruz" dedi.

Programı kararlılıkla ve başarıyla uygulamaya devam ettiklerini dile Erdoğan, "Bütün bunlarla beraber dönemsel dalgalanmalara değil, ekonomide tablonun tamamına odaklanmış durumdayız. Enflasyonla mücadele şüphesiz ki kolay değil. Geçmişte bu mücadeleyi biz başarıya ulaştırdık. Bugün yine biz ulaşırız. Çünkü biz bu konuda deneyimliyiz. Bu işi biliyoruz ve bundan nasıl sıyrılırız, bunun gayreti içerisindeyiz. Türkiye ekonomisi, hiç endişe etmeyin, güçlü temeller üzerinde yükseliyor" açıklamasını yaptı.

"Rabbim annesiz bir yaşamı kimseye vermesin"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine yöneltilen annesiyle ilgili soruya duygusal bir cevap verdi. "Allah razı olsun. Kolay değil. Rabbim annesiz bir yaşamı kimseye vermesin, onunla da imtihan etmesin" diyen Erdoğan, annesinin vefatının üzerinden geçen yıllara rağmen acısının ilk günkü tazeliğini koruduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Bu kadar süre geçti ama bütünüyle ilk andan itibaren buraya gelene kadar annesiz yaşam çekilir gibi değil. Rabbim cennetiyle, cemaliyle annelerimizle beraber bizleri haşru cem eylesin" ifadelerini kullandı.