Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu Uluslararası Yörük Türkmen Festivali’nin açılışına katılmak üzere Antalya’ya geldi. Davutoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in daveti üzerine geldiğini hatırlattı. Gelecek Partisi İl Başkanlığı’ndaki görüşme sonrasında Antalya Gazeteciler Cemiyeti’ni (AGC) ziyaret eden Davutoğlu, “Nerede bir Yörük şenliği olsa bizim yüreğimizi kıpır kıpır eder. Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ettim. Çünkü gazeteciler cemiyetleri her yerde düşünce özgürlüğünün, basın ve haber alma özgürlüğünün kaleleridir” dedi.
Mülteci konusu
Mülteciler konusunun Türkiye’nin son dönemde en önemli sorunlarından birisi olduğunu hatırlatan Davutoğlu, “Sorunu tespit etmek sorunu çözmenin birinci şartıdır. İnsanlık vicdanına, Türkiye’nin derin devlet tecrübesine uygun politikaların benimsenmesi lazım. Son yıllarda gittikçe artan kamu düzeni bakımından sıkıntılara sebep veren bu sorun tek bir insan grubundan oluşmuyor. Doğu sınırından hiçbir savaş baskısı olmaksızın İnan’ı aşarak Türkiye’de iş bulmak ve buradan da Avrupa’ya gitmek isteyen Afgan, Pakistan veya Asya’dan gelen mülteciler var. Afrika’dan gelip Türkiye’nin imkanlarından istifade etmek isteyen buradan Avrupa’ya geçmek isteyen mülteciler var. Ucuz konut imkanlarından yararlanmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını alarak buraya gelenler var. Ve son dönemlerde Türk Lirası’nın değer kaybı nedeniyle yurt dışında para kazanıp, Türkiye’de ucuz bir cennet olarak daha iyi bir hayat sürecek olanların gelmeleri var” ifadelerini kullandı.
Soylu ve Özdağ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasındaki tartışmaya değinen Davutoğlu, “Son olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasında yaşanan tartışmada açık bir şekilde ortaya çıktığı gibi mülteciler sorunu Türkiye’de sosyal bir problem alanı, bir gerilim haline dönüştürmek veya var olabilecek bir gerilimin içinde otoriterliği pekiştirmeye yönelik bir yaklaşımda görüyoruz. Her şeyden önce Süleyman Soylu’nun açıklamalarını siyasi nezaket kuralları açısından, devlet tecrübesi açısından da son derece sakıncalı, siyasi ahlakla bağdaşmayan açıklamaları var diye değerlendiriyorum. İçişleri Bakanı'nın televizyon ekranlarında argoya kadar varan ifadelerle gündeme gelmesi doğru değil. Yapması gereken önemli bir suç ithamı olduğu için hukuki bir süreci başlatmasıdır” dedi.
‘Ciddi planlama şart’
‘Mülteci sorunu körüklenerek çözülebilecek bir sorun değil’ ifadelerini kullanan Davutoğlu, “Kimi zaman ‘sessiz istila’ diyerek Türkiye’de böyle bir istilanın varlığı üzerinden kitleleri karşı karşıya getirebilecek, sosyal gerilimlere sebebiyet verebilecek bir dil de doğru değil. Peki ne yapmak lazım? Öncelikle mültecilerin kategorilerinin tasnifini doğru yapmak, her birisi için özel politika geliştirmek lazım. Suriye’den gelen mültecilerin son yıllarda artmasının temel sebeplerinden birisi özellikle Halep’in düşmesinden sonra İdlib’den Türkiye içine gelen göçler birtakım mülteci akınları olduğu gibi Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’nin 18 Aralık 2015 yılında karar aldığı çözüm sürecinin işlememesidir. 7 yıl önce Suriye’de Birleşmiş Milletler Konseyi teminatıyla geçiş hükümeti kurulması karar altına alınmıştı. Bu, hayata geçirilerek Türkiye buna öncülük ederek Suriye’de yeni bir dönemin başlamasını öncülük etmeli. Böyle bir dönemle birlikte bir barış ortamı içinde ancak Suriyeliler geri dönebilir. Ayrıca 2016’da Avrupa Birliği ile yaptığımız vize muafiyeti görüşmelerinde 1 milyon mültecinin Avrupa’ya gitmesi taahhüdü vardı. Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra bunun gereği yapılmadı. Ciddi bir planlama yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
‘Her opsiyona açığız’
Ahmet Davutoğlu, yeni iktidarın kurulması ve hemen seçim olması gerektiğini ifade ederek, 6 parti genel başkanı olarak iş birliği mutabakatı imzaladıklarını hatırlattı. 29 Mayıs’ta yapılacak yeni toplantıda ev sahibi olacaklarını belirerek, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde 6 siyasi partinin genel başkanı ortak bir aday konusunda mutabıklar. Günü geldiğinde adaylık konusunda çalışmalarımızı birlikte nihayetlendireceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmekle ilgili yeni seçim yasasına göre ittifak içinde olmak ya da ayrı ayrı girmek arasında bir fark kalmadı. Bu bağlamda biz parti olarak kurumsal kimliğimiz bağlamımızda kendi logomuz, kendi ismimizle girmeye öncelik veriyoruz. Ancak her opsiyona da açığız. Bu bağlamda 6’lı iş birliği masasının içerisinde daha farklı opsiyonlar gündeme gelebilir. Önemli olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne en fazla milletvekilini nasıl çıkaracağız sorusuna birlikte cevap bulmaktır. En fazla milletvekili nasıl çıkaracaksak o formüle Gelecek Partisi olarak biz açığız. Kendi logomuz, amblemimiz ve ismimizle” dedi. Basın toplantısının ardından Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, AGC Başkanı İdris Taş ile birlikte basın müzesini gezdi.
Esra ALTUNKES
Mülteci konusu
Mülteciler konusunun Türkiye’nin son dönemde en önemli sorunlarından birisi olduğunu hatırlatan Davutoğlu, “Sorunu tespit etmek sorunu çözmenin birinci şartıdır. İnsanlık vicdanına, Türkiye’nin derin devlet tecrübesine uygun politikaların benimsenmesi lazım. Son yıllarda gittikçe artan kamu düzeni bakımından sıkıntılara sebep veren bu sorun tek bir insan grubundan oluşmuyor. Doğu sınırından hiçbir savaş baskısı olmaksızın İnan’ı aşarak Türkiye’de iş bulmak ve buradan da Avrupa’ya gitmek isteyen Afgan, Pakistan veya Asya’dan gelen mülteciler var. Afrika’dan gelip Türkiye’nin imkanlarından istifade etmek isteyen buradan Avrupa’ya geçmek isteyen mülteciler var. Ucuz konut imkanlarından yararlanmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını alarak buraya gelenler var. Ve son dönemlerde Türk Lirası’nın değer kaybı nedeniyle yurt dışında para kazanıp, Türkiye’de ucuz bir cennet olarak daha iyi bir hayat sürecek olanların gelmeleri var” ifadelerini kullandı.
Soylu ve Özdağ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasındaki tartışmaya değinen Davutoğlu, “Son olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasında yaşanan tartışmada açık bir şekilde ortaya çıktığı gibi mülteciler sorunu Türkiye’de sosyal bir problem alanı, bir gerilim haline dönüştürmek veya var olabilecek bir gerilimin içinde otoriterliği pekiştirmeye yönelik bir yaklaşımda görüyoruz. Her şeyden önce Süleyman Soylu’nun açıklamalarını siyasi nezaket kuralları açısından, devlet tecrübesi açısından da son derece sakıncalı, siyasi ahlakla bağdaşmayan açıklamaları var diye değerlendiriyorum. İçişleri Bakanı'nın televizyon ekranlarında argoya kadar varan ifadelerle gündeme gelmesi doğru değil. Yapması gereken önemli bir suç ithamı olduğu için hukuki bir süreci başlatmasıdır” dedi.
‘Ciddi planlama şart’
‘Mülteci sorunu körüklenerek çözülebilecek bir sorun değil’ ifadelerini kullanan Davutoğlu, “Kimi zaman ‘sessiz istila’ diyerek Türkiye’de böyle bir istilanın varlığı üzerinden kitleleri karşı karşıya getirebilecek, sosyal gerilimlere sebebiyet verebilecek bir dil de doğru değil. Peki ne yapmak lazım? Öncelikle mültecilerin kategorilerinin tasnifini doğru yapmak, her birisi için özel politika geliştirmek lazım. Suriye’den gelen mültecilerin son yıllarda artmasının temel sebeplerinden birisi özellikle Halep’in düşmesinden sonra İdlib’den Türkiye içine gelen göçler birtakım mülteci akınları olduğu gibi Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’nin 18 Aralık 2015 yılında karar aldığı çözüm sürecinin işlememesidir. 7 yıl önce Suriye’de Birleşmiş Milletler Konseyi teminatıyla geçiş hükümeti kurulması karar altına alınmıştı. Bu, hayata geçirilerek Türkiye buna öncülük ederek Suriye’de yeni bir dönemin başlamasını öncülük etmeli. Böyle bir dönemle birlikte bir barış ortamı içinde ancak Suriyeliler geri dönebilir. Ayrıca 2016’da Avrupa Birliği ile yaptığımız vize muafiyeti görüşmelerinde 1 milyon mültecinin Avrupa’ya gitmesi taahhüdü vardı. Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra bunun gereği yapılmadı. Ciddi bir planlama yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
‘Her opsiyona açığız’
Ahmet Davutoğlu, yeni iktidarın kurulması ve hemen seçim olması gerektiğini ifade ederek, 6 parti genel başkanı olarak iş birliği mutabakatı imzaladıklarını hatırlattı. 29 Mayıs’ta yapılacak yeni toplantıda ev sahibi olacaklarını belirerek, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde 6 siyasi partinin genel başkanı ortak bir aday konusunda mutabıklar. Günü geldiğinde adaylık konusunda çalışmalarımızı birlikte nihayetlendireceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmekle ilgili yeni seçim yasasına göre ittifak içinde olmak ya da ayrı ayrı girmek arasında bir fark kalmadı. Bu bağlamda biz parti olarak kurumsal kimliğimiz bağlamımızda kendi logomuz, kendi ismimizle girmeye öncelik veriyoruz. Ancak her opsiyona da açığız. Bu bağlamda 6’lı iş birliği masasının içerisinde daha farklı opsiyonlar gündeme gelebilir. Önemli olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne en fazla milletvekilini nasıl çıkaracağız sorusuna birlikte cevap bulmaktır. En fazla milletvekili nasıl çıkaracaksak o formüle Gelecek Partisi olarak biz açığız. Kendi logomuz, amblemimiz ve ismimizle” dedi. Basın toplantısının ardından Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, AGC Başkanı İdris Taş ile birlikte basın müzesini gezdi.
Esra ALTUNKES