Yaklaşık 3 yıl önce yaşanan ve Türkiye’nin yüreğini yakan büyük Manavgat yangını, sadece ormanları değil, binlerce insanın hayatını da derinden etkiledi. Ancak bu büyük felaketin ortasında, Manavgat Gençlik Merkezi bir kez daha yalnızca dört duvardan ibaret bir bina olmadığını gösterdi. Merkez, kısa sürede bir koordinasyon merkezi, bir umut üssü ve afet anında gönüllülüğün gücünü en derin haliyle ortaya koyan bir dayanışma alanına dönüştü. Yangının başladığı ilk andan itibaren harekete geçen Manavgat Gençlik Merkezi, onlarca gönüllü genciyle birlikte hem sahada hem de merkezde olağanüstü bir çaba gösterdi. Günlerce, gecelerce dinlenmeden çalışan bu gönüllüler, yardım kolileri hazırladı, ihtiyaç malzemelerini köylere ulaştırdı, yangın bölgesindeki ekiplerle omuz omuza mücadele etti. Bir yandan su, gıda ve temel ihtiyaç malzemeleri taşındı; diğer yandan psikolojik destek sağlandı, çocuklara moral veren etkinlikler düzenlendi.
Birlik ruhu panzehir oldu
Merkez, afetin ilk anından son anına kadar yüzlerce gönüllü, kamu kurumu, sivil toplum örgütü ve yardımsever vatandaşı bir araya getirerek örnek bir dayanışma örneği sergiledi. Yangının yol açtığı umutsuzluk ve korkuya karşı, gençliğin enerjisi ve birlik ruhu adeta bir panzehir oldu. Sadece alevlerle değil, insanların içindeki karanlıkla da savaşıldı ve bu savaşı, umut, cesaret ve yardımlaşma kazandı. Bugün o zorlu günlerden geriye kalan bu fotoğraflar, bir gençlik merkezinin afet anında nasıl bir can simidine dönüştüğünü, gençlerin dayanışmayla nasıl umut olduklarını gözler önüne seriyor. Manavgat Gençlik Merkezi’nin hikayesi, yalnızca geçmişin bir anısı değil; gelecekte yaşanabilecek her afet için bir ilham kaynağı, gönüllülüğün ne kadar hayati olduğunu hatırlatan bir ders niteliğinde.