Değer

Değerden kastınız nedir? Değer vermek mi önceliğiniz yoksa değerli görülmek mi arzunuz? Kendinizi değerli kabul eder misiniz?
Ne zaman değer verirsiniz? Hangi vakitte değeri ön plana alırsınız? Günün hangi kuşağında değerden konuşursunuz?
Kime ne kadar değer verirsiniz? Değer verirken insan ayrımını yapar mısınız? Sadece saygın olanlara mı değer verirsiniz? Onurlu yaşayana değer verme yaklaşımınız nedir? Değer kavramının sizdeki karşılığı ne anlamlara gelir?
Birine değer verirken, değer verme ölçünüz ne kadar olur? Az mı yoksa çok mu değer verirsiniz? Bir zata değer verdiğinizde pişmanlık duyar mısınız? Birine değer verdiğinizde hangi duyguları yaşarsınız?
Birine değer verirken karşılık bekler misiniz? Birine yardım ederken menfaatinizi düşünür müsünüz? Birini mutlu ederken ondan adım atmasını bekler misiniz? Birini severken sevilme tarafında da olur musunuz?
Bu minvalde onlarca soru sorulabilir. Soruların önemi inkâr edilemez ancak değere, sevgiye ve insana olan yaklaşımınız daha önemlidir. Çünkü veren el, alan elden üstündür. Yapan, yıkandan daha kıymetlidir. Yardım eden, göz yumandan daha insandır. Saygı gösteren, kişiliğini ortaya koyar. Yürekten seven, sevdiğinden tam emin olur. Değer veren kişi, çorak topraklar için ilaç olur. İyi davranan insan, etrafa iyilik melekelerini saçar.
Sonuçta pozitif yaşayan, çevresine pozitifliği aşılar. Güzel düşünen, güzelliklerle karşılaşır. İyilik yapan, kendini iyi hisseder. Sabrı tavsiye eden, selametin kıyısından geçer. İnsani davranışlar sergileyen, insanlığa hizmet eder.
Aksi şekilde davranan, kendine öncelik zarar verir. Sonra çevresine. Daha sonra ülkesine. Gitgide tüm insanlığa zarar veren olumsuzluk içinde yaşayan.