Psikolojik Danışman Gizem Yıldız, Dikkat Eksikliği ve Hipeerativite Bozukluğu’nun (DEHB) genellikle çocukluk çağında teşhis edilen ve bazı durumlarda dikkatsizlik, dürtüsellik, hiperaktivite ile karakterize olan bir nörogelişimsel bozukluk olduğunu belirtti. Yıldız, son derece önemli akademik, sosyal ve psikiyatrik sorunlara yol açabilen ve olumsuz etkileri yaşam boyu sürebilen DEHB ile ilgili, “Görülme sıklığı yüksek orandadır, çocuklukta başlayıp yetişkinlikte de devam edebilmektedir. Tedavi yaklaşımları arasında farmakolojik tedaviler, davranışsal terapiler ve eğitim desteği yer alır. İlaç tedavisi, dikkat ve odaklanma sorunlarını azaltırken, terapiler, bireylerin sosyal becerilerini geliştirmelerine ve davranışlarını kontrol etmelerine yardımcı olur. Aile eğitimi ve destek grupları da DEHB’li bireylerin ve ailelerinin durumu daha iyi anlamalarına ve yönetmelerine katkıda bulunur. DEHB’in 3 farklı belirti grubu vardır. Bunlar dikkat eksikliği, dürtüsellik ve hiperaktivitedir. Bazı bireylerde dikkat eksikliği aktiftir, bazılarında ise hiperaktivite belirtileri gözlenir. Kimilerinde ise hem dürtüsellik hem de hiperaktivite belirtileri olduğu karma DEHB tipidir. DEHB’de dürtüsellik ve hiperaktivitenin teşhisi dikkat eksikliğinin teşhisine göre daha kolay olabilmektedir. Dürtüsellik ve hiperaktivite birbiriyle paralel giden belirtilerdir. Dürtüsellik ve hiperaktivite belirtileri yaşla azalabilirken dikkat eksikliği zıt şekilde azalma göstermeyebilir” diye konuştu.
Belirtileri sıraladı
Danışman Gizem Yıldız, DEHB’in dikkat eksikliği tipi belirtilerini, hiperaktivite belirtilerini ve dürtüsellik belirtilerini şöyle sıraladı: “Dikkat eksikliği belirtileri; odaklanmakta zorluk çekmek, dikkatini sürdürememek, göz teması kurmamak, aynı faaliyette uzun süre devam edememek, çabuk sıkılmak, detayları gözden kaçırmak, unutkanlık, karşısındakini dinlemekte güçlük çekmek, özel eşyaları ve emanetleri kaybetmek, basit yönergeleri akılda tutamamak, sık hata yapmak. DEHB’in hiperaktivite belirtileri; fazla hareketlilik, yerinde duramamak, otururken bile elle ve ayakları sürekli hareket ettirmek, hızlı konuşmak, kelimeleri hatalı söylemek ve cümleleri birbirine bağlayamamak, dinlemekte zorluk çekmek, karşısındakinin sözünü kesmek. DEHB’in dürtüsellik belirtileri; isteklerin hemen karşılanmasını istemek, dayatmak, sabırsız olmak, düşünmeden hareket etmek, aceleci davranmak, sıra bekleyememek, tepkileri kontrol edememek.” DEHB ile yaşayan bireylerin günlük yaşamlarında eğitim hayatında başarısızlık, iş yerinde performans düşüklüğü, sosyal ilişkilerde zorluk, aile kurmakta güçlük, düşük özgüven ve sık depresyon gibi sorunlarla karşılaşabildiğinin altını çizen Gizem Yıldız, dikkat eksikliğinde ilaç dışı tedavi yöntemlerinin de mümkün olabildiğinden bahsetti. Yıldız, “Özellikle diyet müdahaleleri, yapay gıda, şeker diyetleri ve yanı sıra psikolojik müdahalelere rastlanmaktadır. DEHB’in tedavisinde ilk hedef davranış, biliş, sosyal ve çevreyle ilişkili problemlerin çözüme ulaştırılmasıdır. Aileye yönelik de psiko-eğitim verilip farkındalığın sağlanmasına katkıda bulunabilmektedir” dedi.
Ailelere de eğitim
DEHB’i olan çocukların ailelerinin ebeveynlik becerilerinin yetersiz olmasının süreci olumsuz etkilediğini ifade eden Gizem Yıldız, ailelere psiko-eğitim verilmesi gerektiğini belirterek, “Burada temel amaç dikkat dağınıklığı hiperaktivite bozukluğu hakkında bilgi vermek ve uygun baş etme becerileri geliştirmelerini sağlamaktır. Dikkat dağınıklığı hiperaktivite bozukluğu belirtilerini azaltmaya yönelik çocuğun ev ve sosyal çevresini uygun hale getirmelerini, düzenlemelerde bulunmasını da sağlamaktır. Ayrıca bu eğitim ilaç kullanımı ile ilgili kaygılarını, önyargılarını azaltmayı hedefler. İlaç tedavi programına ek olarak dikkat dağınıklığı hiperaktivite bozukluğu olan çocukların gündelik yaşamda problem çözme becerilerinin öğretilmesi oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalarda DEHB’li çocukların duygu düzenleme becerilerinin düştüğü ve sosyal ilişkilerde sorun yaşandığı tespit edilmiştir ve uzun vade DEHB’li çocuklarda davranış sorunları görmek mümkün olabilmektedir. Bu programlarda çocukları gündelik yaşamda bir sorunla karşılaştıkları zaman nasıl ele alması gerektiği öğretilir. Bilişsel davranışçı terapi çocukların okul ve aile yaşantısında yani sosyal yaşantıda karşı karşıya kaldığı sorunları azaltmayı hedefler. Bilişsel davranışçı terapinin çocukların ev ve okul ortamında yaşamış olduğu sorunları azalttığı belirtilmiştir.”
Kız ve erkekte farklı
Yıldız, DEHB’in kız ve erkek çocuklarında da farklı şekillerde ortaya çıkmasını şöyle anlattı: “DEHB’in aşırı hareketlilik ve dürtüsellikten oluşan belirtileri erkek çocuklarında daha sık görülmekteyken dikkat problemleri kız ve erkeklerde birbirine yakın oranlarda görülebilir. Kız çocuklarında daha çok dersi dinlemekte zorluk, ders başarısızlığı, ders çalışmaya ve öğrenmeye karşı isteksizlik gibi problemler görülür. Dikkat problemlerine aşırı hareketlilik belirtileri ve yıkıcı davranışlar daha az sıklıkla eşlik eder. Aşırı hareketlilik belirtileri ve yıkıcı davranışlar yoğun bir şekilde eşlik etmediği için tedaviye daha az yönlendirilmekte ve tedavileri daha kolay bırakılmaktadır. DEHB’in en sık birlikte görüldüğü bozukluklar arasında yıkıcı davranış bozuklukları, öğrenme bozuklukları, kaygı bozuklukları, depresyon ve madde kullanım bozuklukları sayılabilir. DEHB tanısı konulmadan önce, kişinin 6 ay boyunca devam eden semptomlarının, günlük yaşamını olumsuz yönde etkilemesi beklenir. DEHB tanısı koymak için uzmanlar semptomları dinler, tıbbi geçmişi öğrenir, davranışsal özellikleri ve aile geçmişi hakkında sorular sorar. Ayrıca klinik görüşme sırasında dikkat, hiperaktivite ve dürtüsellik ile ilgili bazı testler yapabilir.”
ARZU YAVUZ