Demir’e son darbeyi Boztepe indirdi..
Kim gerçekçi..
Kim yalancı..
Kim çıkarcı..
Kim kinci..
Hepsi bir bir vitrinde yerini aldı..
…
Seçimde yüzde 50 civarında oy alan İsrafil Kurtcephe’nin, YÖK tarafından “ikinci” sırada gösterilmesinden sonra “İbrahim Demir” yanlıları davul-zurnayla kutlama yapmaya başlamışlardı bile..
Aslında..
Demir’in “Ak Partili ileri gelenler benim yanımda” dediği kişilerin “özel çalışmaları” vardı bu konuda..
Örneğin Aydınlar Ocağı Başkanı Nasuh Boztepe gibi..
Boztepe, bir önceki rektörlük seçimlerinde Kurtcephe’nin yanında yer almıştı..
Bu defa Demir’in en büyük destekçisi oldu..
Ama..
Adına isteyen “ilahi adalet” de diyebilir..
Boztepe öyle bir “açıklama” yaptı ki..
Daha önce bir CHP’li Akaydın’dan bir Ak Parti’lilerden destek isteyen ve Boztepe ile çok iyi anlaşan Demir’in bu “hata”sı yetmiyormuş gibi, Boztepe’nin Ekspres gazetesinde yer alan, “Akaydın Kurtcephe’den daha başarılıydı” diyerek Başbakan’a bir küfür etmediği kalan bir CHP’liyi ön plana çıkarması ve bu kişinin de Demir’in destekçisi olması kafaları bulandırdı..
Bu açıklamalar Köşk’e kadar gitti..
Ve..
Bu tutum, YÖK tarafından Cumhurbaşkanı’na birinci sırada sunulan İbrahim Demir’e büyük ve son bir darbeyi vurdu..
İki gün sonra Cumhurbaşkanı, (nedeni tek başına Boztepe değil tabii ki) Kurtcephe’yi yeniden görevlendirdi..
…
Nasuh Boztepe bu rektörlük seçimlerinde niye Demir’i destekledi, bir gün belki onu da anlatırım sizlere..
Ama..
Ekspres gazetesinde yayınlanan açıklamalarındaki bazı “büyük yalan”larına açıklık getirmem gerekiyor..
Boztepe diyor ki:
“Kurtcephe’nin övündüğü yüz nakillerini yapan Ömer Özkan’ı Mustafa Akaydın getirtti, stadyumun projesini de Akaydın yaptı..”
…
BİR..
Yaptığı nakillerle adını bütün dünyaya duyuran Prof. Dr. Ömer Özkan’ın Akdeniz Üniversitesi’ne gelmesi Akaydın zamanında oldu, doğru..
Ama..
Boztepe ötesini ya bilmiyor, ya kasıtlı olarak anlatmıyor..
Ömer Özkan, 2002 yılında geldiği Akdeniz Üniversitesi’nde gerçekten “başarılı” bir grafik çizmiştir..
Mesleğine o kadar aşıktır ki..
Sürekli olarak “kendini aşmaya” çalışmış, yeni çalışmalara imza atmak istemiştir..
Ömer Özkan..
2004 yılında zamanın rektörü Mustafa Akaydın’a gitmiş, “kol nakli” için izin istemişti..
O tarihlerde, bu tür nakillerle ilgili “yasal düzenleme” olmadığı için..
Akaydın’ın rektör olarak bir “risk” alması gerekiyordu..
Nakil sonunda olumsuz bir gelişme olursa, cerrahına sahip çıkacak ve “izni ben verdim, sorumlusu benim” diyecekti..
Ama..
Bugün bile böyle “risk alma” cesareti ve yetisi olmayan bir yönetici olduğu için..
“Git işine kardeşim, başımı belaya mı sokacaksın” diyerek..
Kendisinden “kol nakli” için izin isteyen Özkan’ı kapısından nazikçe kovmuştu..
Kurtcephe ise, her türlü riski üstlenerek, Ömer Özkan’ın önünü açmıştır..
Aradaki bu farkın değerlendirmesini siz yapın artık..
…
İKİ..
Stadyumun projesinin Akaydın’la uzaktan yakından hiç ilgisi yok..
Boztepe niye böyle bir şey söyledi, gerçekten anlayamadım..
Oysa stadın hikayesini 23 Haziran 2011’de tüm çıplaklığıyla yazdım..
Orada sadece kampus alanı içinde yer alan birkaç çim sahadan biri vardı..
İsrafil Kurtcephe rektör olduğunda, buraya bir atletizm sahası yapmak istedi..
Bu nedenle bütçe talebinde bulundu..
DPT’den Mustafa Bey Kurtcephe’ye dedi ki:
“Hocam, Trabzon’da Üniversite oyunları için yapılan bir stadyum projesi var..
Bunu oraya yapamadık..
Antalya ülkemizin önemli bir kenti..
Gelin bu projeyi Antalya’ya yapalım..”
Hikayesi ve gelişmeleri çok uzun..
Projenin sahibi Gazi Üniversitesi’nden bir Hoca..
Onunla diyalog kurularak, ödeneği 2009 bütçesine konarak ve “Bakan talimatıyla” proje bugünkü haline getirildi..
…
Dedim ya..
Bu rektörlük seçimlerinde “Antalya kim kimdir”i ortaya çıkardı..
Gören göz bunları görür..
Görmeyene Allah selamet versin..