Denetimsiz beyinler…

Abone Ol

Gündüzümüz gecemiz Soma faciası. Söylenecek sözün olmadığı, insan canının değerini hatırlatan toplu ölüm manzarası. Herkes Soma’yı konuşuyor. Çünkü yüzlerce ölüm bizi konuşturuyor. 

Herkes suçlu arıyor. Çünkü toplum birilerini dar ağacında görmek istiyor. Faturanın birine ya da birilerine kesilmesini istiyor. Ülkemizde suçlu aramak için bir facia olması yeterli.
Ya biz. Hiç kendimizi sorguladık mı? ‘İş Güvenliği Yasası’ diye bir gerçeğe ne kadarımız ayak uydurdu. 900 lira maaş ile madende çalışan canlarımıza ah vah diyenler. Sizler değil misiniz konu güvenlik olunca kaçan. Biz değil miyiz İş Güvenliği Yasası maliyetlerinden uzak duran.
Biz denetimsiz beyinler. Kendimize kızmayı öğrenelim lütfen. Sadece devlet, sadece sistem demeyelim. Kendimizi eleştirelim.

Neden mi bu kadar öfkeliyim toplumumuza…
Soma faciasından canlı olarak kurtulan işçi anlatıyor. Çuvaldızı kendine batırıyor. Denetim elbet yapılıyor diyor. Denetimde her şey yolunda. Denetçiye her şey toz pembe gösteriliyor. Pano kapakları kapatılıyor, ekipmanlar sıralanıyor. Denetçi gittikten sonra herkes kafasına göre takılıyor. Aynen söylediği bu.
Yani sistemi getiren de biziz, delen de biziz.


Bunu yurt dışı nasıl çözmüş?
Sen topu sadece denetimciye atarsan bu işi çözemezsin. Denetçi gider, ‘denetimsiz beyinler’ gelir. Yani kendi sağlığını düşünmeyen insanlar atın önüne atar arpayı, ‘atın ölümü arpadan olsun’ der.

Bazı ülkelerde madencilikte bölgesel liderler kazalardan doğrudan sorumlu tutuluyor. O bölgenin yöneticisi kim ise. Büyük maden kazalarının ardından yöneticilerin koltuklarını kaybetmesi ve buna ilaveten maden şirketi sahiplerinin yüksek para ve hapis cezalarına çarptırılması, çözümün doğru adımı olmuş. Bunlar en basit çözümlerden bazıları. Peki yeterli mi? HAYIR… Toplum kendi güvenliğini de kendi alabilmeli. Devlet iş güvenliği eğitimlerine kaynak ayırabilmeli.


Antalya’nın da her yeri Soma…
Dönelim Antalya’ya. Takip ediyorum sosyal medyayı, konuşulanları. Hepimiz karalar bağladık, günümüze karalar çektik. Peki başımızı kaldırıp baktık mı?
Soruyorum belediye başkanlarına. Soruyorum müteahhitlere, sanayide tehlikeli iş yapan şirketlere, risk kokan şantiyelere. Soruyorum Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine.
Gezin Antalya’nın ara sokaklarını. Bakın ölüm çukurlarına, denetimsiz inşaat şantiyelerine, kendini denetlemeyen çalışanlara. Kaldırın kafanızı bakın kask takmayan kasksız kafalılara. Ölüm makinesi gibi tek tek insan hayatına kıyan uygunsuz ortamlara. Bakın imalathanelere. Her yerde ölüm kokan çalışma alanları.
Bizim istediğimiz toplu ölümler. O zaman toplum olarak yas tutmayı öğreniyoruz. O zaman ayaklanıyoruz. Ama çoğumuz, atın önünden şu arpayı almıyoruz.
Ülkemizin her yeri Soma. Çünkü Türk toplumunun büyük bölümünün beyni Soma. Var mı buna itiraz eden?
Soma’daki kaybettiklerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Başın sağolsun Ülkem.
Kazasız ve cezasız günler dileğiyle.