Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri olarak iz bıraktığını hatırlatarak, hazırladığı kapsamlı rapora değindi. Öztürk, “Binlerce insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca kişi evsiz kalmış ve şehirler büyük yıkımlarla sarsılmıştı. Depremin en ağır etkilediği alanlardan biri olan eğitim sistemi ise iki yıl geçmesine rağmen bölgedeki okullar ve eğitim emekçileri açısından ciddi sorunlarla karşı karşıya” dedi.
Fiziki altyapı sorunları
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, deprem bölgesindeki okulların büyük bir kısmının ya tamamen yıkıldığını ya da ağır hasar gördüğünü dile getiren Başkan Öztürk, “Ancak, aradan geçen iki yılın ardından yeniden inşa çalışmalarının tamamlanmaması dikkat çekiyor. Eğitim, hasarlı binalar veya geçici konteyner sınıflarda sürdürülmeye çalışılırken, bu durum öğrencilerin güvenliğini tehlikeye atıyor. Olası artçı sarsıntılar veya yeni bir depremde daha büyük felaketlerin yaşanma riski artarken, konteyner sınıflarda eğitim gören öğrenciler fiziksel zorlukların yanı sıra psikolojik olarak da güvensizlik yaşıyor” diye konuştu.
Bölgeler bazındaki durum
Bölge bazındaki değerlendirmelerini hatırlatan Öztürk, “Hatay’da deprem öncesinde 14 bin 724 olan derslik sayısı, deprem sonrasında 8 bin 45’e düşmüş; dersliklerin yüzde 45,4’ü kullanılamaz hale gelmiştir. Toplam 210 okul binası ya tamamen yıkılmış ya da kullanılamaz durumdadır; 180 okul orta hasarlı olarak kaydedilmiştir. Örnek olarak, Güzel Sanatlar Lisesi konteyner alanlarda, Osman Ötken Anadolu Lisesi ise Rauf Bey Gemisi’nde eğitim vermektedir. İkili eğitim uygulaması yaygınlaşmış; öğrenciler sabah karanlıkta okula gitmek ve akşam geç saatlere kadar derslerde kalmak zorunda bırakılmaktadır. Laboratuvar, kütüphane ve sosyal alan eksiklikleri eğitimin niteliğini düşürmektedir. MEB, tasarruf tedbirleri kapsamında güvencesiz ve düşük ücretli temizlik personeli görevlendirirken, veli ve öğretmenler ek ödeme yapmak zorunda kalmıştır” dedi. Adıyaman’da ise 801 okuldan 392’sinin hasarsız, 287’sinin az hasarlı, 41’inin orta hasarlı, 63’ünün ağır hasarlı ve 14’ünün yıkılmış durumda olduğunu dile getiren Öztürk, “Deprem sonrası 54 okul tamamlanmış, 38 okulun inşaatı devam etmekte, 5 okul ise ihale sürecindedir. Okullara bağlı pansiyonların güçlendirme çalışmaları devam etmekte; öğrenciler farklı pansiyonlara yerleştirilmiş, bu da ulaşım sorunlarına yol açmaktadır. Kalıcı yaz saati uygulaması ve ikili eğitim nedeniyle öğrenciler erken saatlerde karanlıkta okula gitmektedir. Ortak alan eksiklikleri (kütüphane, laboratuvar) eğitimde eşitsizliği artırmaktadır” şeklinde konuştu.
Geçici konteyner sınıflarda
İskenderun, Malatya ve Osmaniye’deki durumu anlatan Öztürk, “10 okul henüz eğitime açılmamış; öğrenciler farklı okullara yönlendirilmiştir. Eğitim geçici konteyner sınıflarda sürdürülmekte, klima ve havalandırma eksiklikleri özellikle yaz aylarında sınıfların yaşanmaz hale gelmesine neden olmaktadır. Malatya’da 17 okulda hâlâ konteyner sınıflar kullanılmaktadır; 18 okul tamamen kapalı olup, güçlendirme veya yeni bina inşaatı yapılmamıştır. Osmaniye’de hasarlı okullarda eğitim yapılmamakta; öğrenciler farklı okullara yönlendirilmiştir. Deprem sonrası öğretmen ihtiyacı bulunmasa da, öğrenciler servislerle taşınmakta, barınma sorunları kısmen devam etmektedir” dedi.
Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk
Öğrenci ve eğitim emekçilerinin durumu
Öğrenci ve eğitimcilerin durumunu değerlenirden Öztürk, “Deprem nedeniyle evlerini kaybeden birçok aile hâlâ kalıcı konutlara yerleştirilebilmiş değil. Bu durum, öğrencilerin düzenli ve sağlıklı eğitim almasını engellemekte; geçici barınma alanlarında yaşayan çocuklar ders çalışmakta güçlük çekmekte, ulaşım imkanları kısıtlı olduğu için okula devam oranları düşmektedir. Aynı şekilde, öğretmenler de bölgedeki yetersiz barınma imkânları nedeniyle tayin istemek zorunda kalmakta ve mevcut fiziki koşullar, öğretmen açığının artmasına neden olmaktadır. Verilere göre, Hatay’da öğrenci sayısı 120 binden 77 bin 295’e düşmüş; ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde yüzde 10 ila yüzde 28 arasında azalma gözlenmiştir. Konteyner sınıflarda eğitim gören öğrenci sayıları bölgeler arasında farklılık gösterirken, İskenderun’da 3 bin 600 öğrenci başka bölgelere göç etmiş, yüzde 36 oranında devamsızlık yaşanmaktadır. Malatya’da 23 bin öğrenci bölgeyi terk etmiş, Adıyaman’da ise 18 bin 452 öğrenci azalma göstermiştir. Afet bölgesinde kız çocuklarının okula erişimi zorlaşırken, hijyen, güvenlik ve sosyalleşme gibi temel ihtiyaçlar yeterince karşılanamamaktadır. Ayrıca, MEB verilerine göre Hatay’da 6 bin 343 öğretmen hâlâ konteynerlerde yaşamaktadır. Elektrik ve su kesintileri sık yaşanmakta, ücretsiz ulaşım ve yemek hizmetlerinin yetersizliği öğrencilerin eğitim hayatını olumsuz etkilemektedir” ifadelerini kullandı.
Psikososyal destek eksikliği
Depremin yarattığı psikolojik travmanın bölgedeki öğrenciler üzerinde derin izler bıraktığını aktaran Öztürk, “Hatay’da yalnızca 440 bin öğrenciyle psikolojik destek görüşmesi yapılmış olup, bu oran toplam öğrencilerin sadece yüzde 10’una denk gelmektedir. Adıyaman, İskenderun ve Malatya’da ise rehber öğretmen ve psikolojik danışman eksikliği, öğrencilerin travmayı atlatmasını güçleştirmektedir. Bu durum, öğrencilerin derslere odaklanmasını zorlaştırmakta ve akademik başarılarını olumsuz yönde etkilemektedir” dedi.
Acil tespit ve önlemler
‘Türkiye, aktif fay hatları üzerinde bulunan bir ülke olmasına rağmen, okulların depreme dayanıklılığı konusunda ciddi eksiklikler bulunmaktadır’ diyen Öztürk, “Depremin ardından yapılan incelemeler, birçok okulun güçlendirme çalışmaları ve deprem risk analizine ihtiyaç duyduğunu ortaya koymuştur. MEB, 2023 yılında 20 bin okul binasının deprem risk analizinin yapılacağını açıklamış; ancak bu çalışmaların büyük bir kısmı ya tamamlanmamış ya da yeterince şeffaf yürütülmemiştir. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre, 25 Ocak 2024 itibarıyla MEB’e bağlı 20 bin 340 binadan 15 bin 799’u tetkik edilmiş; bu binaların 60’ı yıkılmış, 1.591’i orta ve üstü hasarlı, 14 bin 148’i az hasarlı ya da hasarsız bulunmuştur. Deprem öncesinde toplam 119 bin 200 dersliğin yüzde 10’una denk gelen 12 bin 119 derslik, deprem sonrasında zarar görürken, kullanılabilir derslik sayısı 107 bin 81’e düşmüştür. Güçlendirme çalışmaları için ayrılan bütçeler yetersiz kalmakta ve merkezi yönetimin, özellikle muhalif yerel yönetimlerle koordinasyon eksikliği nedeniyle süreçler aksamaktadır. Eğitim bütçesinde artış olsa da bu artış, genellikle personel giderlerine ve cari harcamalara yönlendirilmektedir; depreme dayanıklı okul binalarının inşası için özel bir kaynak oluşturulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
ESRA ALTUNKES