DEPRESYON: KİMLER DAHA YATKIN VE SEBEPLERİ 2

Depresyonla ilgili önceki yazımızda bir sonbahara benzeyişini içerdiği kayıplardan değerlendirmiştik. Ayrıca ben depresyondayım demek için belirli kriterlerin şart olduğunu da. http://www.akdenizmanset.com.tr/depresyon-bir-sonbahar-huznu-1-makale,30066.html
      Çevrenizde kendini mutsuz addeden kişilere yönelik  hayatta çok daha beter insanlar olduğundan bahsedilmemeli.Şükretmesi gerektiğinden bahsedilmeli ama başka zaman ve ortamda..Normal durumundayken. Her şeyin daha iyisi ve daha kötüsü mutlaka vardır. Kişi kötü anında daha kötüleri ya da iyileri değil içinde bulunduğu açmaza odaklıdır. Bu manada odaklanılacak şey teselli edici iseniz veya kayıp sahibiyseniz o anki düşünce ve duygu kaybıdır.  Bu ve benzeri teselliler karşıdakinin öfke duymasından veya anlaşılmama duygusundan başka bir şey getirmeyecektir.Bir de anlamsız  sohbetten..
Çevresel ve ekonomik şartların tek başına depresyona girmemize neden olacağını söyleseydik dünyaca ünlü Robin Williams ve Amy Winehouse  gibi sanatçıların içinde bulundukları şöhret ve parayla beraber gelecek saadetle intihar etmeyeceklerini düşünürdük. Veya dağda tek başına yaşayan bir çobanın intihar edeceğini? Ama onların intihar ettiği söyleniyor ve dağdaki çoban belki de çok mutlu!!
Kişisel farklılıklarımız burada oldukça değerlidir. Erken yaşta öğrendiğimiz, dünyaya ilişkin edindiğimiz bilgiler yaşam haritamızı belirler. Bunu  filozof John LOCK’UN boş levha (Tabula Rasa) görüşüyle bağlantılandırabiliriz. Luck’a göre beyin boş bir levhadır ve bu levhanın üzerine tecrübelerimizle yazdığımız yazılarla hayatı anlamaya ve yaşamaya devam ederiz. Bu levhaya yazılacak yazılarda  ölümle karşılaşıldığında yaşamdaki insanların kişiyi terk edebileceği; annenin söylediği her işte beceriksizsin sözü ve takdir edilmeme; yaşanan bir ayrılık acısı etkili olabilmektedir. Hayatın ilk dönemlerindeki bu olaylar bilişsel davranışçı terapiye göre ileride yeniden canlanabilmektedir. Bu düşünceler çocukluktaki kadar elle tutulur olabilmektedir. Peki nasıl? İleride yeniden bir benzeri olayın yaşanması ve şişedeki cinin çıkmasıyla..
Depresyona neden olan çevresel etkenler dışında genetik değerlerin etkisi:
İnsanların depresyona giriş sebebinin genetik özelliklerden etkilendiği mutlaktır. Ama nasıl ki geçmişimizde yaptığımız hatalardan ders çıkarmak dışında ona müdahale etme şansımız yoksa genetik özelliklerimiz için de elimizden çok şey gelmemektedir. (En azından şimdilik) Geçmişimizdeki bir olaydan ders çıkarmak gibi kendi genetik özelliklerimizi idrak etmek bize geleceğe yönelik püf noktaları verecektir. Nasıl ki diyabet geçmişi veya kalp rahatsızlığı geçmişi bulunan birisi önlemlerini ve yaşam kontrollerini zamanında yaptırması gerekiyorsa duygu durum bozukluğu aile geçmişi olan kişilerin de bu konuda dikkatli olmaları hayatidir. (Diğer psikolojik rahatsızlıklar için de bu durum geçerlidir.)
Kişi stres yaratan durumlara karşı daha dikkatli olmalı, kendi farkındalık durumunu geliştirmeli ve mümkünse depresif anlarında işin ilerlemesine izin vermeden danışmanlık almalıdır. Bu herkes için geçerlidir ama majör depresyon ve benzeri psikolojik rahatsızlıkları olan ailede yetişmiş kişiler için bu çok daha değerlidir. Çünkü hem o aile içerisinde pek çok olayla beraber yetişmiştir hem de genetiksel yatkınlık taşıma riski bulunmaktadır.

DEPRESONLA İLGİLİ ÇEŞİTLİ BİLGİLER
Genel olarak major depresyon yaygınlığı % 3-5.8 kadardır. 
Depresyon yineleyici bir hastalıktır. Daha önce yaşanmış olması tekrarlama olasılığını arttırır. Ancak bilişsel psikoterapi ile yapılan araştırmalarda nükslerin (depresyonun yeniden tekrarı) 8-12 seansla ciddi anlamda azaldığı görülmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO),  dünyadaki önlem alınmazsa depresyonun 2030 yılında dünyanın en yaygın hastalığı olacağını belirtmiştir.
 Dünya Sağlık Örgütü"nün açıkladığı verilere göre dünyada 350 milyon insan depresyon geçiriyor. 
WHO"ya göre dünyada kadınların yüzde 30"unda, erkeklerinse yüzde 12.6"sında depresif bozukluklar görülüyor.
Dünyada ölümlerin ikinci sebebi olarak intiharlar gösteriliyor. WHO"ya göre intiharların yüzde 60"ı yoğun depresyondan kaynaklanıyor. 
Türkiye’de aile sağlık merkezlerine başvuran hastaların dörtte birisinin  depresyondan şikayet ettiği belirtiliyor. 
          Sağlık Bakanlığı Türkiye’de 2 milyon 100 bin kişinin depresyonda olduğunu bildirdi.
Depresyonla ilgili yazı dizimin sonuncusu tanılama ve tedavi süreci üzerine olacaktır. Sağlık ve esenlikle..
yetkinpdr@gmail.com