Devede kulak!..
Ve bunlar hangi kesimlere hitap ediyor?
Yaz sezonu geldi mi, turizmcilerin değmeyin keyfine gitsin!..
Sanki kış’a kıran giriyor da..
Yaz’ın ortasında biri çıkar, “Alternatif turizm arayışımız sürüyor” diye ortaya alakasız bir konu atar.
Yazın Antalya’nın deniz, doğa ve güneşini satarlar ceplerini doldururlar.
Bununla da yetinmezler.,
Turisti asla şehir merkezlerine sokmamak adına, o alternatif dedikleri yayla gezileri, ören yerleri turları, halı, mücevher, deri ne bileyim çaput alışverişleri gezisi derken, turistin bitmiştir tatil süresi.
Antalya ne anlar böyle bir anlayıştan?
Anlamadığı gibi, Antalya’nın her şeyini satıp para kazananlar, vergisini de başka illere öder, İller Bankası nezdinde bu kentin hakkını bile gasp ederler.
Türkiye’nin en fazla yabancı ziyaretçi ağırlayan ili Antalya.
Ve aynı zamanda yatak kapasitesi açısından da lider konumda.
Yazıya, “Antalya’da kaç tane yıldızı yüksek otel var” sorusuyla girdik ya.
Benim kentimde 5 yıldızlı tesis sayısı son bir yılda 199’dan 225’e yükselirken, yatak kapasitesi de 157 binden 180 bin dolayına çıkmış durumda.
Bir hususa dikkat edildi mi?
Son bir yılda 5 yıldızlı otel sayısı 26 adet artmış.
Yatak kapasitesi de 33 bin.
Turizmciler turistlerden para kazanabilmek adına denemedik alternatif bırakmazken, nedense özellikle bizim siyasilerimiz, o turizmcilerin parayı kazandıkları yerde vergilerini ödemeleri hususunda en küçük bir alternatif arayışına girmiyorlar.
Hükümet ve muhalefetin siyasileri dahil.
Sen çöpünü benim belediyeme aldıracaksın.
Suyunu belediyeme ayağına kadar getirteceksin.
Para babası olarak gördüğün turistlerini rahat geçirtebilmek adına, yolunu yaptıracak, asfaltını döktüreceksin. Sonra da gidecek, vergini başka ile ödeyeceksin.
Bunu yapanın yanına kar kalacak, yapanlara göz yummaması gereken siyasilerin de kılı bile kıpırdamayacak.
Sonra da çıkacağız, diyeceğiz ki;
“Antalya’da otellerin sahip olduğu 130 tane çim futbol sahası var. Ve o sahalar şu sıralar yerli ve yabancı takımlar tarafından istila edilmiş ama, Antalyaspor’un bir tane futbol sahası bile yok.”
Dediğinle kalırsın.
“Neden yok” diye hesap sormak yerine, kendi kendine dövündüğün sürece bu gidişle zor olur.
Bu kentten seçilen her kişi ne yazık ki seçildiği günden itibaren koltuğuna sıkı sıkı yapışmış, Antalya’ya gelmesi gereken hizmetler için birkaç istisna hariç hep dostlar alışverişte görsün zihniyetiyle hareket etmiştir.
Misal Deniz Baykal..
Adam ben kendimi bildim bileli milletvekili..
Ve yaşantım içerisinde Genel Başkanlık yaptığına da şahitlik ettim.
Doğup, büyüyüp..
Okuyup, hısım ve akrabalarının olduğu Antalya kentinden defalarca milletvekili seçildiği bu şehre yaptığı ve o yaptığıyla iz bıraktığı bir tane hizmeti var mıdır?
Ben görmedim.
Bilmemek ayıp değil, varsa birileri bana da hatırlatsın da, öğreneyim.
Zira diğer siyasilerden bahsetmeye gerek bile görmüyorum.
Bu kent adına her hangi bir ayıp var ise, o da muhtar ve azalardan tutun da, belediye meclis üyeleri ve başkanlarıyla, milletvekillerinin tamamı dahil, onların ayıbıdır.
Antalyaspor’un bir tane stadyumunun bile olmaması sadece devede kulak..