Din tacirlerine fırsat vermeyin

Abone Ol

Son zamanlarda cami imamlarından başlayıp Diyanet’in skandal fetvalarıyla devam eden eleştirilerimizin temel bir nedeni var;

‘Din Tacirleri’nin foyasını ortaya çıkarmak…

Bu kavramı, yani ‘Din Tacirleri’ni özellikle kullanıyorum.

Çünkü ülkemizde öteden beri böyle bir kesim var ne yazık ki…

Bugünün meselesi değil. Eskiden, çok eskiden de vardı bunlar. ‘Görünüşleriyle dindar ama yaptıklarıyla küffar’ bu güruh, yıllardır samimi Müslümanları sömürüp durur. Ayetleri, hadisleri kendilerince yorumlar, dini bilgisi sınırlı insanları istedikleri tarafa çekerler…

Hepimizin ortak yakınması değil midir din istismarı?

İşte bunu en iyi yapanlar bu güruhtur…

Peki nasıl kurtulabiliriz bunlardan?

Dinimizi, kendimizi nasıl kurtarabiliriz?

Tek yolu var; Dini en iyi şekilde öğrenmek…

Bunda da iş öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığı’na düşüyor.

Ancak görüyoruz ki Diyanet bu sorumluluğunun farkında değil. Öyleyse yapılması gereken, bireysel olarak araştırmak, sorgulamak ve doğru olanı kendi çabamızla bulmak olmalı. Dinimizi öğrenmeliyiz ki, önüne gelen bizi sömürmesin. İslam’ı sadece ‘dış görünüş’ veya bazı ritüellere indirgeyip ahkam kesenler bizi kandıramasın.

Sosyal medyada bilhassa Diyanet’in skandal fetvalarıyla ilgili yorumlarda, “Bunlar yüzünden hiçbir dine inanmıyorum veya din buysa ben dinsizim..” gibi son derece yanlış ifadelere tanık oluyoruz. Böyle bir yaklaşım kesinlikle doğru değil.

Yanlış, önce yapanı bağlar…

Her şeyden önce İslam dini bu kişilerin tekelinde değil…

Gerçek İslam da zaten bunların anlattığı gibi değil.

Dolayısıyla pireye kızıp yorganı yakmanın alemi yok.

Ne yapacağız?

Önce en büyük rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’i okumayı, daha doğrusu anlamını bilerek okumayı öğreneceğiz.

Çocuklarımızın da öğrenmesini sağlayacağız.

Öğrenelim ki, din diye yaşamımıza dahil edilen hurafeleri ayıklayabilelim.

Öğrenelim ki, dindar görünümlü münafıkların peşinden gitmeyelim…

İyi hafta sonları..