DİSK Genel İş Sendikası Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük, Kocaeli Dilovası'nda bir parfüm fabrikasında meydana gelen patlama ve yangın sonucu 6 işçinin hayatını kaybetmesi üzerine değerlendirmelerde bulunarak, “Kayıtdışı çalıştırma, çocuk emeği sömürüsü ve kuralsızlığın doğrudan sonucu olan bu facia, ülkemizin bir ‘facia coğrafyasına’ dönüştüğünün en acı kanıtıdır. Kocaeli Dilovası’nda, parfüm imalatı yapılan bir işyerinde meydana gelen patlama ve ardından çıkan yangın sonucunda 6 işçi kardeşimizi kaybetmenin derin acısını yaşıyor, 1'i ağır olmak üzere yaralanan 4 işçi kardeşimize acil şifalar diliyorum” dedi. Yaşanılanları katliam olarak nitelendiren Küçük, “İlk gelen bilgiler, hayatını kaybedenlerin ve yaralananların büyük çoğunluğunun kadın ve çocuk çalışanlar olduğunu, üstelik büyük oranda kayıtdışı çalıştırıldığını göstermektedir. Bu korkunç facianın temelinde; kayıtdışı, esnek ve güvencesiz çalıştırma, çocuk ve kadın emeğinin ağır biçimde sömürülmesi, sendikal hakların ortadan kaldırılması, İşçi Sağlığı ve Güvenliğinin (İSİG) bir maliyet unsuru olarak görülmesi ve sistemli denetimsizlik yatmaktadır” ifadelerini kullandı.
Yanıt bekleyen kritik sorular
‘Bu korkunç katliamda, başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere, tüm ilgili kurumların derhal yanıtlaması gereken çok sayıda kritik soru bulunmaktadır’ diyen Küçük, “Patlamaya ne sebep olmuştur? Kimyasalların kullanılması, taşınması ve depolanması mevcut yasal düzenlemelere uygun yapılmış mıdır? Ruhsatlandırma sorumluluğu kimde? Bir mahalle ve sokak arasında, böylesine tehlikeli bir işyerinin ruhsatlandırılması konusunda kimlerin sorumluluğu bulunmaktadır? Mevzuat neden uygulanmadı? 6331 Sayılı İSG Yasası, Patlayıcı Ortam Yönetmeliği gibi hayati önemdeki mevzuat uygulamaları kim, ne zaman ve nasıl denetlenmiştir? Binanın acil kaçış yolları, söndürme sistemleri yönetmeliğe uygun durumda mıdır? Çalışanlara işin niteliğine uygun zorunlu eğitimler eksiksiz verilmiş midir? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bu sorulara açık ve net yanıtlar vermek zorundadır. Aksi takdirde, bu tip endüstriyel katliamların devam etmesi kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı.
‘Yaptırım gücünüzü kullanın’
Yakın süreçte yaşanılan kazaları hatırlatan Küçük, “Unutmadık. Çok kısa süre önce; 2 Nisan 2024'te Beşiktaş Gayrettepe’de 29 kişinin, 21 Ocak 2025'te Bolu-Kartalkaya’da 78 kişinin yaşamını yitirdiği o korkunç facia zincirine tanık olduk. Bu göz göre göre gelen katliamlar silsilesine artık bir son verilmelidir. Başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sesleniyoruz; kanunun size verdiği yetkileri hukuka uygun bir şekilde yerine getirin; denetim ve yaptırım gücünüzü kullanın. Çalışanların canı, böylesi vahşi bir kuralsızlık düzenine kurban edilemez. İSİG denetim mekanizmalarının kamu eliyle yapılması, denetçi ve müfettiş sayısının artırılması şarttır. Ayrıca, tüm emek örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri ve yerel yönetimler denetim mekanizmasının asli unsurları olmalıdır. Bu katliamda kaybettiğimiz insanlarımızın yakınlarına bir kez daha baş sağlığı diliyor, yaralılarımızın bir an önce iyileşmesini umuyor, sorumluların bir an önce tespit edilip hukuk önünde hesap vermelerini bekliyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.