‘Doğal’ çile!

Abone Ol

Yıllardır en önemli sorunlardan biridir kurumlar arası koordinasyon eksikliği…

Ali yazar Veli bozar misali, bir kurumun altyapı çalışması yapıp kapattığı yeri kısa bir süre sonra başka bir kurum kazar. O çalışmasını bitirip kapattıktan sonra ise başkası…

Aynı sokak, aynı cadde defalarca kazılır, asfaltlanır.

Bir kısır döngüdür sürer gider…

Çileyi çekmek de biz vatandaşlara düşer…

Tıpkı şu sıralar olduğu gibi…

Malum, çevre dostu doğalgaz Antalya’ya da geldi. Kepez’den başladı, şimdi Muratpaşa’da birçok mahallede harala gürele doğalgaz hatları çekiliyor, apartman bağlantıları filan yapılıyor.

Eviniz Muratpaşa İlçesi sınırlarındaki Sedir, Cumhuriyet, Dutlubahçe, Konuksever, Etiler, Muratpaşa, Üçgen, Kızılsaray ve Kızılarık mahallelerinde ise şu sıralar günler boyu süren iş makinelerinin gürültüsüyle haşır neşirsiniz demektir. Hadi hafta arası neyse de hafta sonları dahi sabahın köründe başlayan, bitmek tükenmek bilmeyen bu gürültü gerçekten de dayanılacak gibi değil. Sonuçta ‘her nimetin bir külfeti olur’ diyerek sineye çekiyoruz ancak şebekenin sokağa getirilmesinden ve kazılan yerlerin kapatılmasından sonra aynı sokakta belirsiz aralıklarla bu kez apartman bağlantıları için kazılar yapılması sinir bozucu…

Anlayamadığım şey, bunun ana şebeke sokağa getirildiğinde değil de sonradan yapılması…

Mevzuat mı bunu gerektiriyor bilmiyorum ama öyleyse bile bu mevzuat derhal değiştirilmeli. Yoksa sokaklarda kazı aylarca bitmeyecek. Zaten bu çalışmalar yüzünden sokaklar, caddeler tarlaya dönmüş durumda. Cillop gibi asfaltlar köstebek yuvasını andırıyor. Güneşli günlerde toz topraktan, yağmurlu havalarda çamurdan geçilmiyor. Bir de pıtırak gibi biten ve her sokak başına, caddelere astıkları tanıtım tabelalarıyla, afişlerle görsel kirlilik yaratan onlarca taşeron firma var bu işi yapan. Doğalgaz’ı Antalya’ya getiren Enerya firmasını yetki verdiği bu taşeron firmalar yapıyor apartman bağlantılarını. Kaos da zaten buradan kaynaklanıyor. Her apartman farklı bir firmayı tercih edince sokaklarda kazı çalışmaları bitmiyor. Evlerimizde doğalgaz rahatlığına kavuşacağız diye cadde ve sokaklarda ‘doğal’ çile çekiyoruz resmen…

Kimse de gıkını çıkarmıyor bu duruma. Galiba yıllardır yaşadığımız anormal durumları artık kanıksadık. Artık hiçbir şey bizi şaşırtmıyor…

Ayrıca ben bu doğalgaz çılgınlığına da şaşıyorum doğrusu. Şaşıyorum çünkü bizde yok denecek kadar az bir yakıt. Neredeyse tamamen dışa bağımlıyız. Yüzde 60’a yakınını Rusya’dan ithal ediyoruz. Yüzde 19’unu İran’dan, yüzde 9’ar oranında da Azerbaycan ve Cezayir’den vs…

Evet çevreci bir gaz ve birçok avantajı var. Ancak kapalı hacimlerde yüzde 5-15 oranında hava ile karıştığında da küçük bir kıvılcımla patlayabilen ve büyük hasar oluşturabilen bir yakıt türü. Nitekim İstanbul başta olmak üzere birçok yerde bu tür patlamalara şahit olduk…

Yanlış anlaşılmasın doğalgaza karşı filan değilim ama öyle çok matah bir şey olduğunu da düşünmüyorum. Hele abone sayısını artırmak adına onlarca taşeron firmaya yetki verilip sokağa salınmasını hiç ama hiç tasvip etmiyorum. Tasvip etmediğim, kabullenemediğim bir başka husus da, kazılan yerlerin günlerce toprak dolguyla bekletilmesi ve sonrasında yapılan baştan savma asfalt yamalar…

Buradan ilgili belediye yetkililerine sesleniyorum; Lütfen kazıları yapan firmaları denetleyin. Köstebek yuvasına çevirdikleri sokakları eski haline döndürmeden gitmelerine izin vermeyin…