Döndüm gari!..

Abone Ol

Biz gazetecilere neden her gün tatil olmaz?
Tatillerin güzel başlar çabuk biter. Mesai de hemen başlar.
Bendede aynen öyle oldu.
Alışmamış dötte don durmaz derler ya, bizimkisi öyle gibi bir şey. Zira yıllardır şöyle ağız tadıyla 10-15 gün galesizce tatil yapabilmiş birisi hiç olmadık.
“Seni tutan mı oldu hakkınsa yapsaydın” denecektir.
Övünmek gibi olmasın ama yılda 45 günlük izin hakkını sahibiz. Zira öyle sağda solda cebindeki tanıtma kartlarıyla gazeteciyim diye caka satan müsvettelerden değiliz de ondan.
Bizim üstatlardan Yılmaz Özdil tatilde.
Bekir Coşkun da hala dönmedi.
Oh kebap!..
Ama Emin Çölaşan yazılarına başlamış.
“Sen de kendini Özdil ile Coşkun üstatlarınla aynı kefeye mi koyuyorsun” da denecektir.
Şükürler olsun ki biz de kendi çapımızda Hem Yılmaz Özdil’iz, hem de Bekir Coşkun. Ne var ki itiraf ediyorum Emin Çölaşan üstadımı ayrı tutuyorum. Zira yazılarını okurken karşılıklı konuştuklarımız hariç, ne Özdil ne de Coşkun ile merhabam bile yok.
Emin ağabey ile telefonda da olsa karşılıklı sohbetimiz oldu.
Ayrıcalığı ondan.
Ben döndüm gari.
Onlar hala keyif çatsınlar!.
Millet sizin yazılarınızın yolunu gözlüyor yahu..
Nerdesiniz?
Bodrum mu yoksa.,
Çeşme’de mi?
Belki de Alaçatı’nın berrak denizinde sırt üstü yatıyorsunuz?
Çıralı’ya siz kurban olun.
Ben bu ülkenin en temiz ve en güzel denizinin Çıralı olduğunu iddia edenlerdenim. Bu nedenle zar-zor da olsa dolu dolu 4 günümü orada geçirdim. Tatil harikaydı da, gördüklerim rezaletti.
Harikalık, bulunduğum ortamın rahatlığı, girdiğim denizin temizliği ve sahilin inanılmaz sessizliği.
Buna bir de ekonomik imkanın olumlu yönü eklenince, ne edeyim ben Bodrum’u, Çeşme’yi yada Alaçatı’yı?
Oraları da Yılmaz ile Bekir ağabeylere bırakalım..
Gözlerimle gördüğüm rezalet ise güzelim kızılçam ağaçlarının katledilmesi.
Evet.
Çıralı çok özel bir yer.
Sessiz, sakin, denizi kumsalı mükemmel. Her şeyden önce bakir. Aracınızla sahil yolundan kuzeye doğru ilerliyorsunuz. Sessizlik anında dikkatinizi çekiyor. Dağ tarafına yaklaştıkça, sağınızdaki, yani sahil tarafındaki kızılçam ağaçlarının yan yana duran 3 çamın 2 si yanmış diğeri yemyeşil duruyor. Yürüyün 10-15 metre daha bakın sağınıza. Bu sefer başka çam ağaçlarının yanık halde olduklarını göreceksiniz.
Kimileri de yıllardır o halde durduklarından çırılçıplak soyunmuşlar gibi duruyorlar.
Bu memleketin Orman Bölge veya İlçe Müdürlüğü yok mu?
Bu kentin Valisi.,
Kemer’in Kaymakam’ı, ne bileyim Çıralı’nın Jandarma komutanı, muhtarı nerede arkadaş?
2 metre arayla yan yana olan üç ağaçtan ikisi veya 4 ağaçtan birisi yanmış olarak duruyorsa o işte bir iş yok mudur sizce?
“Hastalıktan” cevabı verilecekse, uzman bir doktoru karşınıza oturtur, sizi madara ederim.
Elin oğlu yada oğulları makkapla ağaçları delip, içine bilmem ne koymuşlar haberiniz dahi yok.
Olmak zorunda arkadaş, zorunda.
Değilse sizin o koltukta ne işiniz var?