Son yıllarda bölge genelinde yaşanan kuraklık, Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde bulunan Doyran Göleti'nin su seviyesindeki azalmanın başlıca nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Mevsim normallerinin altında kalan yağış miktarları, göletin doğal olarak beslenmesini engelliyor. Yeterli yağış olmaması, yeraltı su kaynaklarının yenilenmesini de yavaşlatıyor ve bu durum göletin ana su kaynaklarına olan bağımlılığını da artırıyor. Küresel iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak, uzun kurak dönemler ve düzensiz yağışlar bölgenin su kaynaklarını olumsuz etkileyerek su seviyelerinin düşmesine yol açıyor.
Tarım kritik rolde
Suyun yoğun bir şekilde kullanıldığı bir sektör olan tarım, bölgede yerel ekonomi için kritik bir rol oynuyor. Özellikle kurak dönemlerde, tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için su kaynaklarının tarım arazilerine yönlendirilmesinin gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu durum, Doyran Göleti'ne akan su miktarının azalmasına ve göletin beslenememesine neden oluyor. Tarım arazilerinde sulama ihtiyacının artması, göletin su seviyesinin kritik düzeylere inmesine sebep olabiliyor. Bu, her ne kadar çiftçilerin ürünlerini koruması için gerekli olsa da öte yandan göletteki su miktarını ciddi şekilde azaltarak doğal dengeyi bozuyor.
Ekosistem üzerinde baskı
Doyran Göleti'nin su seviyesindeki azalma, gölet çevresindeki bitki örtüsü, hayvanlar ve genel ekosistem üzerinde büyük baskılar oluşturuyor. Su seviyesinin düşmesi, gölette yaşayan balık türlerinin yaşam alanlarını daraltırken, kuş türlerinin beslenme ve üreme alanlarını da kısıtlıyor. Gölet çevresindeki bitki örtüsü ise suyun çekilmesiyle birlikte kuruma ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, bölgedeki biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve ekosistemin bozulmasına yol açabiliyor. Özellikle suya bağımlı olan canlı türleri için bu durum, uzun vadede hayatta kalma mücadelesini de zorlaştırıyor.
İnsan ve doğa dengesi
Doyran Göleti'nde yaşanan su azalması, insan faaliyetleri ve doğa arasındaki hassas dengenin korunmasının gerekliliğini bir kez daha göz önüne çıkarıyor. Tarımsal su kullanımının planlanması, göletin korunması için kritik bir öneme sahip. Bu dengenin sağlanmasında sürdürülebilir tarım uygulamaları ve suyun daha verimli kullanımı, önemli adımlar olarak görülüyor. Aynı zamanda, bölgedeki su kaynaklarının korunması ve göletin ekosistemine zarar vermeden tarımsal faaliyetlerin devam ettirilmesi için su yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor. Doyran Göleti'nin su seviyesindeki bu düşüş, sadece bölge halkını değil, aynı zamanda daha geniş çevresel sorunları da gündeme getiriyor. Su kaynaklarının korunması ve yönetimi konusunda atılacak adımların hem bölgedeki ekosistemi koruması hem de yerel tarımın sürdürülebilirliğini de sağlayacak şekilde planlanması gerekiyor.
ARZU YAVUZ