Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aile Hekimi Dr. Naci İşoğlu, alınan önlemler, hızlı normalleşme ve aşı konusunda açıklamalarda bulundu. İşoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, ‘Çok yakında salgın haberlerinden kurtulacağız. Gün gibi aydınlık, sağlıklı ve mutlu günler yakındır. Büyük Türkiye güçlü bir devlettir. Bu güce güvenin’ sözlerini hatırlatarak, “Bu sözler Sağlık Bakanı'nın en son yaptığı açıklamalardan alınmıştır. Görünen o ki toplumla ciddi bir güven sorunu yaşanmaktadır. Sürecin başından beri sağlıkla ilgili her konuda biz sağlık çalışanları ve toplum olarak ülkemizin sağlık ve diğer otoritelerinin söylemlerine güvenmek istiyoruz dedik. Aynı zamanda bu tutum bilimsel değerlendirme ve planlama için bir gereklilikti. Sağlığın ve pandeminin yalanlarla yönetilemeyeceği bizler tarafından sıkça ifade edilse de; toplum olarak, medya olarak başından beri güven ifade eden bir süreç yaşandı. Ancak gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardı ve ortaya da çıktı. Toplum olarak gerçekle birden bire yüzleştik. Boyalar döküldü ve ardındaki gerçekler ‘gün gibi’ ortaya çıktı. Ama ne yazık ki aydınlık değildi. Güven sarsıldı ve yıkıldı. Bugün için Sağlık Bakanı güven inşa etmek için büyük çaba sarf ederken, yine bu güveni hemen yıkılabilecek sözler üzerine inşa etmeye çalışıyor. Yakın zamanda yine bir yıkımla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır. Sağlık Bakanlığı öncelikle kendi açıklamalarına inanıp güveniyor mu? Bunun cevabının sorgulanması gerekiyor” diye konuştu.
Cevap bekleyen sorular
Önlemler ve hızlı normalleşme konularına değinen Dr. Naci İşoğlu, “Alınan önlemler, hızlı normalleşme görüntüsü bu güven ifadelerinden oldukça uzaktır. Daha önce Haziran ayı sonunda aşı çalışmalarının tamamlanacağı söylenmişti. 10 Haziran tarihi itibariyle Sağlık Bakanlığı verilerine göre yüzde 16,5 seviyesine ulaştığı ifade edilen iki aşılı kişi sayısı, dolayısıyla yüzde 83,5 oranında henüz iki aşılı olmayan kişi sayısı gerçeği, ne yazık ki bu güven ifadelerinden oldukça uzaktır. ‘Sağlıklı ve mutlu günlerin yakın’ olması hepimizin dileği ama bunun için toplum bağışıklığının sağlanması ve salgını kontrol atında tutulması ön koşuldur. Yüzde bazlı açıklamalarda ülkemizdeki göçmen nüfusun değerlendirmeye alınmadığı görülmektedir. Bu nüfus yok mu sayılmaktadır? Bir türlü sorulara somutlaşmış yanıt bulunamaması, olması gereken güvenden uzaklaştırmaktadır. ‘Çok yakında’ ne kadar yakın olduğunu somutlaştırma ihtiyacı doğuruyor. Sağlığımızın geleceğini ifade ederken üç vakte kadar, beş vakte kadar diyemeyecek durumdayız. Gerçekçi ve bilimsel olmak güveni artırır. 'Yerli aşı' ne zaman, üretim altyapısı var mı? Üretim kapasitemiz nedir? Aşı sırası gelip de reddeden veya yapılamayanların yaş gruplarına göre oranı nedir? Bu grubun aşılanması için Bakanlığın bir çalışması var mıdır? Önümüzdeki aylara yayılmış aşı temini ile ilgili somut bir projeksiyon var mıdır? Varsa kamuoyuna neden açıklanmıyor. Sözde 210 milyon doz aşı gelecek ifadesi program yapmak için gerçekçi değildir. Ne zaman ne kadar gelecek sorularına yanıt vermemiz gerekir. Aşı uygulama kapasite ve altyapımız bir buçuk milyon ise bugüne kadar neden bu rakama ulaşamadık? Şu anki aşı uygulama sayımıza göre yakın bir zaman görünmüyor” şeklinde konuştu.
‘Biz de güvenmek istiyoruz’
“Daha ne kadar Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) üzerinden saldım bayıra mevlam kayıra’ anlayışıyla aşı uygulamaları sürdürülebilecektir” diyen İşoğlu, “ASM'ler diğer yapması gereken hizmetleri yok mu sayacaktır. İhtiyaç olan personel ve fiziksel altyapı tamamlanmadığı sürece, daha yüksek sayıda aşı planlamasının mevcut durumla sürdürülmesi imkansız duruma gelecektir. Aşı temini arttığını düşündüğümüzde, uygulama merkezlerinin arttırılması ile ilgili bir çalışma yapılmış mıdır? Yoksa ASM’lerin adı değiştirilip aşı uygulama merkezi mi yapılacaktır? Üçüncü aşının gerekliliği ve zamanı konusunda yapılan bilimsel bir çalışma var mıdır? Varsa ne zaman açıklanıp programı yapılacak. Sorulacak soru çok fazla ama güven sağlayacak yanıtlar ortada henüz yok. Bilimsel verilere ve somutlaştırılmış adımlara dayanmayan söylemler yıkılmaya mahkumdur. Ülkemiz sağlıkta bir yıkımı daha kaldırabilecek durumda görünmüyor. Toplum olarak aynı duyguyu paylaşıyoruz. Ve biz de güvenmek istiyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES
Cevap bekleyen sorular
Önlemler ve hızlı normalleşme konularına değinen Dr. Naci İşoğlu, “Alınan önlemler, hızlı normalleşme görüntüsü bu güven ifadelerinden oldukça uzaktır. Daha önce Haziran ayı sonunda aşı çalışmalarının tamamlanacağı söylenmişti. 10 Haziran tarihi itibariyle Sağlık Bakanlığı verilerine göre yüzde 16,5 seviyesine ulaştığı ifade edilen iki aşılı kişi sayısı, dolayısıyla yüzde 83,5 oranında henüz iki aşılı olmayan kişi sayısı gerçeği, ne yazık ki bu güven ifadelerinden oldukça uzaktır. ‘Sağlıklı ve mutlu günlerin yakın’ olması hepimizin dileği ama bunun için toplum bağışıklığının sağlanması ve salgını kontrol atında tutulması ön koşuldur. Yüzde bazlı açıklamalarda ülkemizdeki göçmen nüfusun değerlendirmeye alınmadığı görülmektedir. Bu nüfus yok mu sayılmaktadır? Bir türlü sorulara somutlaşmış yanıt bulunamaması, olması gereken güvenden uzaklaştırmaktadır. ‘Çok yakında’ ne kadar yakın olduğunu somutlaştırma ihtiyacı doğuruyor. Sağlığımızın geleceğini ifade ederken üç vakte kadar, beş vakte kadar diyemeyecek durumdayız. Gerçekçi ve bilimsel olmak güveni artırır. 'Yerli aşı' ne zaman, üretim altyapısı var mı? Üretim kapasitemiz nedir? Aşı sırası gelip de reddeden veya yapılamayanların yaş gruplarına göre oranı nedir? Bu grubun aşılanması için Bakanlığın bir çalışması var mıdır? Önümüzdeki aylara yayılmış aşı temini ile ilgili somut bir projeksiyon var mıdır? Varsa kamuoyuna neden açıklanmıyor. Sözde 210 milyon doz aşı gelecek ifadesi program yapmak için gerçekçi değildir. Ne zaman ne kadar gelecek sorularına yanıt vermemiz gerekir. Aşı uygulama kapasite ve altyapımız bir buçuk milyon ise bugüne kadar neden bu rakama ulaşamadık? Şu anki aşı uygulama sayımıza göre yakın bir zaman görünmüyor” şeklinde konuştu.
‘Biz de güvenmek istiyoruz’
“Daha ne kadar Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) üzerinden saldım bayıra mevlam kayıra’ anlayışıyla aşı uygulamaları sürdürülebilecektir” diyen İşoğlu, “ASM'ler diğer yapması gereken hizmetleri yok mu sayacaktır. İhtiyaç olan personel ve fiziksel altyapı tamamlanmadığı sürece, daha yüksek sayıda aşı planlamasının mevcut durumla sürdürülmesi imkansız duruma gelecektir. Aşı temini arttığını düşündüğümüzde, uygulama merkezlerinin arttırılması ile ilgili bir çalışma yapılmış mıdır? Yoksa ASM’lerin adı değiştirilip aşı uygulama merkezi mi yapılacaktır? Üçüncü aşının gerekliliği ve zamanı konusunda yapılan bilimsel bir çalışma var mıdır? Varsa ne zaman açıklanıp programı yapılacak. Sorulacak soru çok fazla ama güven sağlayacak yanıtlar ortada henüz yok. Bilimsel verilere ve somutlaştırılmış adımlara dayanmayan söylemler yıkılmaya mahkumdur. Ülkemiz sağlıkta bir yıkımı daha kaldırabilecek durumda görünmüyor. Toplum olarak aynı duyguyu paylaşıyoruz. Ve biz de güvenmek istiyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES