Düşeni tutmak ile avlamak arasındaki keskin çizgi

Abone Ol


Şöyle bir bakın çevrenize hiç beklemediğiniz davranışları sergileyen ve olduğu kişiden çok farklı bir karaktere bürünen insanların kendi özel yaşamlarında düşme hikayeleri mevcut. Sağlıksız aile örnekleri, kötü giden iş yaşamı, ekonomik sorunlar, taciz öyküleri, gelenin gidenin gafil avladığı geçmiş öykülerle dolu. Ve tam bunların yılgınlığı içindeyken karşınıza size destek gibi görünen ama aslında avcı kimliği ile yaklaşan kişiler çıkar. İyilikle kendine bağlar, ikna eder, zamanla değişmeniz için sizi yavaş yavaş işler ve bir bakmışsınız onun istediği birine çoktan bürünmüşsünüz. Bu konuya nerden geldin Başak dediğinizi duyar gibiyim. İlham kaynağım bir internet sunucusu ile yayınlanan platformun dizilerinden örnek sadece… 
Işid’e katılımı konu alan o hikayede öyle psikolojik adımlar vardı ki sizlerle paylaşmadan geçmek istemedim.  Biraz kurgunun da katılmış olabileceği dizide çeşitli beyin yıkama, zaaflardan ve zayıflıklardan yararlanma, insan kullanma, rol içinde rol, yalan söyleme ve yalana ikna gibi birçok günlük olarak da karşımıza çıkan manipülasyonlarla doluydu. Ve işin en can alıcı noktası bunları ne zaman ne şekilde yapacağınızı gözler önüne seriyordu.

Hayat maalesef ki kurtarma amacı ile yaklaşan avcılarla çokça dolu. İlişkilerinizi baz alın mesela? Mevcut ilişkinizin en kötü gittiği dönemlerde bir kahraman çıkmaz mı karşınıza, daha iyi olduğunu sandığınız? Ya da aileniz ile aranız kötüyken partnerinizle bir anda iyi oluverir. İşleriniz yolunda gitmezken firmanıza yatırım yapacak kişi aslında en çok sizden faydalanmak isteyen kişi çıkar gibi gibi.

Ya siz? Siz kimi avladınız kendi manevi ya da maddi çıkarlarınız için? Hiç olmadı demeyin. Peki kaç kere avlandınız?

İşte bunlar çok önemli. Sizi savaşa yönlendirmiyorum ama stratejiye ihtiyacınız olduğunu vurgulamaya çalışıyorum. Dikkat dikkat avcı çıkabilir!