'Düşman yolları kesti' 

Benim kuşağım iyi hatırlar, rejisörü, senaristi ve oyuncuları rahmetli olan -kült- Türk filmlerinden sayılan ünlü Yeşilçam yapıtı. 

Film 1959’da gösterime girmişti. Sadri Alışık’ın tüm sinema hayatı boyunca -kötü- adamı oynadığı tek film olarak da hatırlanır. Diğer baş rol Eşref Kolçak’a aitti. İnternet üstünde bir kanalda denk geldim tekrar seyir ettim. 

Konu klasik Kurtuluş Savaşı hikayesi; Eşref Kolçak kahraman bir Kuvvacı, bir takım planları Anadolu’ya kaçırmak istiyor, ama casuslar her yeri sarmış falan, o zaman çekilen Kurtuluş Savaşı filmlerinde nedense tarihi zaman bilinmez ve belirtilmezdi. Demem o ki Kurtuluş Savaşı denen kutsal isyan1919-1922 arası bir sürü inişli-çıkışlı olay ile yaşandı. Ama seyirciye şu hususu açıklamaktan özellikle kaçınılırdı: Bu işler ne zaman oldu? İnönü muharebeleri öncesinde mi, Eskişehir-Kütahya savaşları esnasında mı, Sakarya destanında mı, Büyük Taarruzda mı? 

Filmler öylesine hüdayınabit başlar ve çoğunlukla marşlar ve bazı belgesel görüntüler eşliğinde zafer sahneleriyle son bulurdu. Bu film onlardan değildi. 

Kurtuluş Savaşı tarihini az bilen biri bile anlar ki (hiçbir zaman, cumhuriyet aristokratları yüzünden doğru dürüst anlatılmadı) Anzavur isyanından söz ediliyor bir iki sahnede. 

Ne diyorduk? 

Yani, 

Ha, 

Bu herifin Millicilere bela olma süreci 1919 içinde olmuştur, iki isyan çıkarmış ve her ikisi de bastırılmıştır. En belalısı olan ikinci isyan ise bir başka Çerkez olan Ethem bey birliklerince bastırılmıştı. 

Uzun lafın kısası; 

Bu filmde yolları kesen‘düşman’ Yunan değil, 

Hilafet ordusu!  

Ve onun başındaki Anzavur. Ve onu Kuvayı Milliye’nin üstüne yollayan İstanbul’daki Saray, bir başka deyişle; 

PADİŞAH. 

Filmin bir sahnesi var ki -en vurucu yeri- 

Bizimkiler (içlerinde o günlerin şaka deyişiyle ‘kırbaçla Makbule de’ var) bir köye vardıklarında etraflarını bir sürü silahlı adam çevirir ve Kadir Savun tüfeğin namlusunu Eşref abimizin gırtlağına dayar ve sorar: 

Hele de bakayım Mustafa Kemalci misin yoksa 

Padişahçı mı?  

Hatırlatalım filmin çekim 1958 ve sinemalara servis edildiği yıl 1959. 

İktidarda Menderes hükümeti var, üstelik ekonomik zorluklar nedeniyle işleri iyice tozuttuğu bir yıl, Tahkikat komisyonu ve Vatan cephesi denen bir sürü zırvanın devreye sokulduğu zor günler… 

Cevap: 

‘Mustafa Kemalciyiz’ olur. 

EE diyeceksiniz değil mi? 

THE END.