Duvarcı ustası Laz Tahsin’in başına gelen..
Diyor ki:
“Bu olay gerçek hayatta olmuş ve basına yansımış bir olaydır..”
Altan, kentte olan-biteni iyi takip eder..
Bu hikayeyi de eminim, “sen birilerine uydurur-benzetirsin” diyerek gönderdi bana..
Evet, elbette benzettim..
Anlatacağım..
Ve hikayeyi okuyunca sizler de benzeteceksiniz zaten..
Ama.
Şu hikayeyi bir okuyalım önce..
…
Büyükşehir Belediyesi Kuruluşlarından KİPTAŞ’ın Genel Müdür Yardımcısı Emin Batur'a, şantiyelerden birinde meydana gelen bir kaza sonunda kazaya maruz kalan duvarcı ustasının yazdığı tutanaktır..
“İş kazası tutanağına ‘planlama hatası’ diye yazmıştım..
Bunu yeterli görmeyerek, ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz..
Şu anda hastanede yatmama neden olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur..
Bildiğiniz gibi, ben bir duvarcı ustasıyım..
İnşaatın 6. katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı, yaklaşık 250 kg. kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu..
Aşağıya indim bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım, 6. kata çıktım, ipi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya salladım..
Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili 6. kata çıkardım..
İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım..
Bütün tuğlaları varile doldurdum..
Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm..
İpi çözmemle birlikte birden kendimi havada buldum..
Nasıl bulmayayım?
Ben yaklaşık 70 kiloyum, 250 kg'lik varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti..
Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim..
Yolun yarısında dolu varille çarpıştık, sağ iki kaburgamın burada kırıldığını sanıyorum..
Tam yukarı çıkınca 2 parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı..
Parmaklarımda bu sırada kırıldı..
Bu esnada, yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa saçıldı..
Varil hafifleyince bu sefer ben aşağıya inmeye varil yukarı çıkmaya başladık ve yolun yarısında yine varille çarpıştık..
Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı..
Can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim..
Başımı yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime geldiğini gördüm..
Kafatasımın da böyle çatladığını sanıyorum..
Bayılmışım, gözümü hastanede açtım.
Cenabı Hak'tan, tüm kullarını böyle görünmez kazalardan korumasını diler, hürmetle ellerinizden öperim..
Duvarcı ustanız Laz Tahsin..”
…
Bu yaşanmış “kıssa”dan “hisse” alması gereken tek kişi, bence Büyükşehir Başkanı Mustafa Akaydın’dır..
“Antkart-Halkkart kazaları.. Yeni Ulaşım Sistemi kazaları” derken..
Antalya halkının çekmediği eziyet kalmadı..
İş-aş vereceğim diye kandırdıklarının ahı..
Maaş vermediği çalışanlarının kahrı..
Oturtacak masa bulamadığı halde sürekli kadrolarını doldurduğu belediye kuruluşları..
Bir gün kendisini “Laz Tahsin” gibi yapacak..
Bunu “şimdilik” bilmiyor tabii..
“Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner”miş..
Hesapsız-plansız yaptığı işlere baktığınızda..
Laz Tahsin’in başına gelenler, farklı bir şekilde Akaydın’ın başına geleceklere benziyor bence..
Uyarmadı demeyin..