Milli Eğitim Bakanlığı’nın 7 Haziran’da bütün kademelerde yüz yüze eğitimi başlattığını hatırlatan Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “Pandemi süreci boyunca planlı bir sistem uygulanmadı. Günübirlik kararlarla veya eğitimin dışında yaşanan gelişmeler önemsenerek eğitim sistemine yön verildi. Bu durum öğretmenleri, öğrencileri, velileri kalıcı çözümler üretemez hale getirdi. Bakanlık 7 Haziran’da yüz yüze eğitimi başlattı fakat öğrencilerin katılımını serbest bıraktı. Bu nedenle özellikle ortaokul ve liselerde yüz yüze eğitime katılım oranı çok düşük. Sınıflara gelen öğrencilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar. Önümüzdeki günlerde bu sayının daha da azalacağı görülüyor. Haziran ayı boyunca devam edecek yüz yüze eğitimden yararlı sonuç beklemek hayal olur” diye konuştu.
Plansızlık ve günübirlik kararlar
‘Öğrencilerin katılımının serbest bırakılarak yüz yüze eğitimin başlatılmasının tek bir amacı olabilir o da özel okulların önümüzdeki yıl için kayıtlarını yapmalarını sağlamaktır’ diyen Sönmez, “Yani düşünülen öğrencilerin üstün yararı değil, özel okul patronlarının ekonomik kazanımıdır. Yüz yüze eğitimin ve telafi eğitiminin başlatılması öncesi Bakanlığın öğrencilerin öğrenme ve beceri kayıplarının düzeyini tespit etmesi gerekirdi. Tüm eğitim bileşenlerinin görüşlerini de alarak oluşturulacak telafi programının nitelikli bir şekilde yürütülmesi gerekiyordu. Bu çalışmayı yapabilmek için öncelikle ihtiyaç kadar öğretmen atamasının da yapılması gerekirdi. Okullarımızın fiziki ihtiyaçlarının ve teknik donanımının güçlendirilmesi telafi eğitiminden sonuç alabilmek için mutlak bir zorunluluktu. Kamuoyuna ‘eğitimde ulusal destekleme seferberliği’ çağrısı yapan MEB’in önce kendisinin seferber olup eğitim alanının tüm eksiklerini gidermesi gerekiyordu. Bugün yüz yüze eğitimin başlatılmış olmasına rağmen sınıflarda öğrenci olmaması tamamen plansızlığın ve günübirlik kararların bir sonucudur. Eğitim-Sen olarak, pandeminin yıpratıcı etkisinde geçen bu yılların, çocuklarımızın geleceğinde iz bırakmaması için, öğrencinin üstün yararını gözeten demokratik eğitim mücadelemizi ısrarla sürdüreceğiz. Bu yılların eğitimde kayıp yıllara dönüşmesi tehlikesi karşısında tüm kamuoyunu daha fazla duyarlı olmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES
Plansızlık ve günübirlik kararlar
‘Öğrencilerin katılımının serbest bırakılarak yüz yüze eğitimin başlatılmasının tek bir amacı olabilir o da özel okulların önümüzdeki yıl için kayıtlarını yapmalarını sağlamaktır’ diyen Sönmez, “Yani düşünülen öğrencilerin üstün yararı değil, özel okul patronlarının ekonomik kazanımıdır. Yüz yüze eğitimin ve telafi eğitiminin başlatılması öncesi Bakanlığın öğrencilerin öğrenme ve beceri kayıplarının düzeyini tespit etmesi gerekirdi. Tüm eğitim bileşenlerinin görüşlerini de alarak oluşturulacak telafi programının nitelikli bir şekilde yürütülmesi gerekiyordu. Bu çalışmayı yapabilmek için öncelikle ihtiyaç kadar öğretmen atamasının da yapılması gerekirdi. Okullarımızın fiziki ihtiyaçlarının ve teknik donanımının güçlendirilmesi telafi eğitiminden sonuç alabilmek için mutlak bir zorunluluktu. Kamuoyuna ‘eğitimde ulusal destekleme seferberliği’ çağrısı yapan MEB’in önce kendisinin seferber olup eğitim alanının tüm eksiklerini gidermesi gerekiyordu. Bugün yüz yüze eğitimin başlatılmış olmasına rağmen sınıflarda öğrenci olmaması tamamen plansızlığın ve günübirlik kararların bir sonucudur. Eğitim-Sen olarak, pandeminin yıpratıcı etkisinde geçen bu yılların, çocuklarımızın geleceğinde iz bırakmaması için, öğrencinin üstün yararını gözeten demokratik eğitim mücadelemizi ısrarla sürdüreceğiz. Bu yılların eğitimde kayıp yıllara dönüşmesi tehlikesi karşısında tüm kamuoyunu daha fazla duyarlı olmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES