Sendika binasında dün basın mensuplarıyla buluşan Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Fatin Iltar, 2019-2020 eğitim-öğretim yılı 1. döneminin sorunlarla boğuşma ile geçtiğini belirterek, “2019-2020 eğitim-öğretim yılı birinci dönemi ülke genelinde yaklaşık 18 milyon öğrenci karnesini alarak tamamlayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı millikten çıkarak eğitimi dernek, vakıf, tarikatlara ve özel sektöre bıraktığı için, bu eğitim-öğretim yılında da milyonlarca öğrenci, veli ve binlerce öğretmen mağdur edilmiş; edilmeye de devam etmektedir. Özel sektör hayranı olan bakanımız her fırsatta özel okulları destekleyerek parası olanın eğitim alacağı bir ortam oluşturmaya çalıştığı görülmektedir. Bir özel okulun dönemin sonuna doğru eğitim öğretim sürerken kapanma eşiğine gelerek mağdur olan öğrenci, öğretmen ve aileler bu özelleştirmenin sonucudur” dedi.
‘Hüsranla sonuçlandı’
Sene başında liselere ve üniversitelere giriş sınavları sonuçlarının hüsranla sonuçlandığını söyleyen Iltar, “Sınavla öğrenci alan okullar proje okulu olarak belirlenmekte ve liyakatsiz idareci ve öğretmenler ile kadrolaşma oluşturulmakta ve bu okullarda da başarı düşmektedir. Meslek liseleri tamamen gözden çıkarılmış, her açılan okul İmam Hatip olarak hizmete sunulmuş, devletin normal okulları kalabalık sınıf mevcutları ile ikili eğitim yaparlarken İmam Hatiplere tahsis edilen okullarda sınıf grupları bile oluşturulamamıştır. Sınav sistemlerinde ve müfredattaki değişiklikler, dernek ve vakıflarla imzalanan protokoller, personel istihdam sorunları, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, uluslararası sınavlardaki başarısızlıklar, öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkûm edilmesi, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, sözleşmeli öğretmenlik, hukuksuz bir şekilde görevden alma ve ihraçlar, sürgün uygulamaları, norm fazlalıkları gibi sorunlar bu öğretim yılına damgasını vurmuştur” diye konuştu.
‘Keyfi uygulamalar’
Konuşmasının bir bölümünde Antalya yerelini değerlendiren Fatin Iltar, “Yerelde Aksu, Kemer, Kaş, Kepez ilçelerindeki keyfi uygulamalar, kötü yönetim, usulsüzlükler ve bunların basında sürekli yer alması, yönetim zaafı, başarı sıralamaları bu ilçelerde çalışan eğitim emekçilerini huzursuz ve mutsuz etmektedir. İl Milli Eğitim ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri yönetimde şeffaf değiller. İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri okul müdürlerine ve okullara hakim olamamaktadırlar. Okul müdürleri keyfi norm kadrolarla oynamakta ders seçimleri ile birilerini korumakta, öğretmenlerin mağdur olmasına sebep olmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığının ve Talim Terbiye Kurulunun kararı olan ders programlarına uymayan ve keyfi ders dağıtımı yapan okul müdürü korunmaktadır. Okullar İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından dernek ve vakıflara teslim edilmiştir. Her biri ile ayrı ayrı protokol imzalanmış, laik ve bilimsel eğitim tırpanlanmış, okullarda ise okul müdürlerince seçmeli dersler ile ilgili yapılan zorlamalar adeta zorunlu ders haline getirilmiştir. Velilerin, öğrencilerin yetenek ve istekleri dikkate alınmamış, bu durum karşısında İl Milli Eğitim Müdürlüğü duyarsız davranmakta ve desteklemektedir” dedi.
‘Milli Eğitim bizi duymuyor’
Sendika ayrımı yapıldığını öne süren Iltar, “Maarif Müfettişleri tarafından yapılan soruşturma ve araştırmalarda verilen kararların uygulanmasında sendika ayrımı yapılmaktadır. Yönetmeliklere aykırı olmasına rağmen cezalar uygulanmamış, bu durum İl Milli Eğitim Müdürlüğüne söylenmesine rağmen dikkate alınmamış, ilgili kişiler korunmaya devam etmiştir. Bu da çalışanlar arasında güven ve adalet duygusunu ortadan kaldırmaktadır. Proje okullarına atamalar keyfi yapılmakta, okul müdürleri öğretmenler üzerinde soruşturma ve görev yeri değişikliği tehditleri ile üzerlerinde baskı kurmaktadır. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanuna göre mesai saatleri belli olmasına rağmen hala bir kısım İlçe Milli Eğitim Müdürleri akşam ve hafta sonu seminer kurs koymakta, İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda da sınıfta kalmıştır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü okula ihtiyaç olmasına rağmen İmam Hatip okulları dayatmasından vazgeçmelidir. Sınavla öğrenci alan okulların sayısı artırılmalıdır. Seneye ikili eğitime geçen okul sayısında artış görüleceği bu durumda özelleştirme İl Milli Eğitim Müdürlüğü destek vermektedir. Sorunun çözümü için İmam Hatip okulları acilen Anadolu Lisesine dönüştürülmelidir. Basına düşen, şikâyet konularını İl Milli Eğitime bilgi isteme maksatlı yazdığımızda cevap yazılmamakta ya da ilgisiz bir şekilde cevap verilerek olaylar unutturulma yoluna gidilmektedir. Antalya’nın eğitim sorunlarını görüşmek için defalarca toplantı talebimiz İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından dikkate alınmamış, eğitimin paydaşları olan sendikalar görmezden gelinmiş, okullar vakıflara, derneklere, diyanete teslim edilmiştir. Eğitimin bilimsellikten, çağdaşlıktan, millilikten, Atatürkçülükten uzaklaştırılması mutsuz, umutsuz, görev sorumluluklarını kavrayamayan, okumayan, düşünemeyen, yorum yapamayan, sorumsuz nesiller yetiştirmektedir. En kısa zamanda eğitim programının düzenlenerek Cumhuriyetin kurucu ilkelerine dönülmesi zorunludur” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES
‘Hüsranla sonuçlandı’
Sene başında liselere ve üniversitelere giriş sınavları sonuçlarının hüsranla sonuçlandığını söyleyen Iltar, “Sınavla öğrenci alan okullar proje okulu olarak belirlenmekte ve liyakatsiz idareci ve öğretmenler ile kadrolaşma oluşturulmakta ve bu okullarda da başarı düşmektedir. Meslek liseleri tamamen gözden çıkarılmış, her açılan okul İmam Hatip olarak hizmete sunulmuş, devletin normal okulları kalabalık sınıf mevcutları ile ikili eğitim yaparlarken İmam Hatiplere tahsis edilen okullarda sınıf grupları bile oluşturulamamıştır. Sınav sistemlerinde ve müfredattaki değişiklikler, dernek ve vakıflarla imzalanan protokoller, personel istihdam sorunları, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, uluslararası sınavlardaki başarısızlıklar, öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkûm edilmesi, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, sözleşmeli öğretmenlik, hukuksuz bir şekilde görevden alma ve ihraçlar, sürgün uygulamaları, norm fazlalıkları gibi sorunlar bu öğretim yılına damgasını vurmuştur” diye konuştu.
‘Keyfi uygulamalar’
Konuşmasının bir bölümünde Antalya yerelini değerlendiren Fatin Iltar, “Yerelde Aksu, Kemer, Kaş, Kepez ilçelerindeki keyfi uygulamalar, kötü yönetim, usulsüzlükler ve bunların basında sürekli yer alması, yönetim zaafı, başarı sıralamaları bu ilçelerde çalışan eğitim emekçilerini huzursuz ve mutsuz etmektedir. İl Milli Eğitim ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri yönetimde şeffaf değiller. İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri okul müdürlerine ve okullara hakim olamamaktadırlar. Okul müdürleri keyfi norm kadrolarla oynamakta ders seçimleri ile birilerini korumakta, öğretmenlerin mağdur olmasına sebep olmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığının ve Talim Terbiye Kurulunun kararı olan ders programlarına uymayan ve keyfi ders dağıtımı yapan okul müdürü korunmaktadır. Okullar İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından dernek ve vakıflara teslim edilmiştir. Her biri ile ayrı ayrı protokol imzalanmış, laik ve bilimsel eğitim tırpanlanmış, okullarda ise okul müdürlerince seçmeli dersler ile ilgili yapılan zorlamalar adeta zorunlu ders haline getirilmiştir. Velilerin, öğrencilerin yetenek ve istekleri dikkate alınmamış, bu durum karşısında İl Milli Eğitim Müdürlüğü duyarsız davranmakta ve desteklemektedir” dedi.
‘Milli Eğitim bizi duymuyor’
Sendika ayrımı yapıldığını öne süren Iltar, “Maarif Müfettişleri tarafından yapılan soruşturma ve araştırmalarda verilen kararların uygulanmasında sendika ayrımı yapılmaktadır. Yönetmeliklere aykırı olmasına rağmen cezalar uygulanmamış, bu durum İl Milli Eğitim Müdürlüğüne söylenmesine rağmen dikkate alınmamış, ilgili kişiler korunmaya devam etmiştir. Bu da çalışanlar arasında güven ve adalet duygusunu ortadan kaldırmaktadır. Proje okullarına atamalar keyfi yapılmakta, okul müdürleri öğretmenler üzerinde soruşturma ve görev yeri değişikliği tehditleri ile üzerlerinde baskı kurmaktadır. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanuna göre mesai saatleri belli olmasına rağmen hala bir kısım İlçe Milli Eğitim Müdürleri akşam ve hafta sonu seminer kurs koymakta, İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda da sınıfta kalmıştır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü okula ihtiyaç olmasına rağmen İmam Hatip okulları dayatmasından vazgeçmelidir. Sınavla öğrenci alan okulların sayısı artırılmalıdır. Seneye ikili eğitime geçen okul sayısında artış görüleceği bu durumda özelleştirme İl Milli Eğitim Müdürlüğü destek vermektedir. Sorunun çözümü için İmam Hatip okulları acilen Anadolu Lisesine dönüştürülmelidir. Basına düşen, şikâyet konularını İl Milli Eğitime bilgi isteme maksatlı yazdığımızda cevap yazılmamakta ya da ilgisiz bir şekilde cevap verilerek olaylar unutturulma yoluna gidilmektedir. Antalya’nın eğitim sorunlarını görüşmek için defalarca toplantı talebimiz İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından dikkate alınmamış, eğitimin paydaşları olan sendikalar görmezden gelinmiş, okullar vakıflara, derneklere, diyanete teslim edilmiştir. Eğitimin bilimsellikten, çağdaşlıktan, millilikten, Atatürkçülükten uzaklaştırılması mutsuz, umutsuz, görev sorumluluklarını kavrayamayan, okumayan, düşünemeyen, yorum yapamayan, sorumsuz nesiller yetiştirmektedir. En kısa zamanda eğitim programının düzenlenerek Cumhuriyetin kurucu ilkelerine dönülmesi zorunludur” diyerek konuşmasını tamamladı.
Esra ALTUNKES