Balık, “Cumhurbaşkanı, ‘18 yılda eğitim ve kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadık’ ifadesiyle eğitim-öğretimdeki kaosun en üst düzeydeki itirafını bizzat yapmıştır. Bugüne kadar yapılan sözde reformlar eğitim bilimcilere danışılmadan yapıldı. 83 milyonun yaşadığı bir ülkede eğitim sisteminde yapılacak değişiklikler, reformlar büyük bir toplumsal uzlaşıyla ve tamamen pedagojik gerekçelerle yapılması gerekirken eğitim bilimcilerin görüşleri önemsenmeden, bilimsel temellerden yoksun bir şekilde hayata geçirilmiştir. Eğitim-öğretimin nüfusun hane hesabı ile değerlendirilmelidir. Eğitim sistemi ülke nüfusunun dolaylı ve dolaysız olarak tümünü ilgilendiren yaşamsal bir ögedir. Her hanede ya öğrenci ya öğretmen bulunmaktadır. Dolayısıyla yapılacak düzenlemelerin toplumun ve sistemin tüm paydaşlarının onayı ile olması sistemin, düzenlemenin başarısını da etkilemesi olasılığı yüksektir. Genellikle anlık reform diye başlatılan ama alt yapısı olmayan projeler ya da ideolojik dayatmalarla yapılan düzenlemeler eğitim sistemini kaotik bir yapıya sürüklemiştir. Eğitim sistemi tüm paydaşlarla birlikte değerlendirilmeli ve uzlaşı yoluyla sorunlar çözülmelidir” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi
Haber Merkezi