Başkan Öztürk, öğrencilerin yetersiz beslenme sorununa dikkat çekerek, “Okullarda bir öğün yemek ve temiz su, tüm öğrencilerin temel hakkıdır” ifadesini kullandı. Öztürk, Türkiye’deki eğitimin en önemli sorunlarından birinin, öğrencilerin fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkileyen yetersiz beslenme ve temiz suya erişim sorunu olduğunu vurguladı. “Milyonlarca çocuk, ekonomik yetersizlikler ve ailelerin gelir düzeyindeki eşitsizlikler nedeniyle sağlıklı ve dengeli beslenme imkanından mahrum. Bu durum, çocukların gelişimini olumsuz etkiliyor, okul başarılarını düşürüyor ve eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanmalarını engelliyor” dedi.
‘Çocuk yoksulluğunda Türkiye ilk sıralarda’
Öztürk, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sıralarda yer aldığını hatırlatarak, “Son dönemde hızla artan yoksulluk, Türkiye’de önce en hassas durumdaki çocukları etkiledi. Bugün her dört çocuktan biri derin yoksullukla karşı karşıya ve yeterli, besleyici gıdaya ulaşamıyor. Sağlıklı beslenmenin çocukların sadece büyüme ve gelişiminde değil, okul başarısı üzerinde de son derece etkili olduğu bilinmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat süreleri kısalmakta, algılamaları azalmakta ve öğrenme güçlüğü yaşamaktadırlar. Bu da okul başarılarının belirgin şekilde düşmesine neden olmaktadır” diye konuştu.
‘Temel haklardan mahrum kalmamalılar’
Öztürk, “Her öğrencinin sağlıklı ve dengeli beslenme ve temiz suya erişim hakkına sahip olması, sadece bizim değil, toplumun geniş kesimlerinin yüksek sesle dile getirdiği bir taleptir. Gelişmiş ülkelerde bu imkanlar, çocukların eğitim hayatına eşit şekilde katılabilmeleri için temel bir ön koşul olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de ise özellikle kırsal bölgelerde ve yoksul mahallelerdeki okullarda çocuklar yemek ve temiz suya ulaşmada ciddi zorluklar yaşamaktadır. Bu eşitsizliğin giderilmesi için devletin gerekli adımları atması şarttır. Okullarda temiz suya erişim, çocuklarımızın sağlığı için en temel gereksinimlerden biridir. Ancak birçok okulumuzda su şebekeleri yetersizdir veya su kalitesi sağlık standartlarının çok altında kalmaktadır. Öğrenciler, bu temel haklardan mahrum kaldıklarında su yoluyla bulaşan hastalıklar başta olmak üzere birçok sağlık sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Tüm okullarda temiz içme suyu sağlanması, sağlık ve hijyen standartlarının yükseltilmesi, Millî Eğitim Bakanlığı’nın öncelikli görevidir. Çocuklarımızın sağlıklı bir ortamda öğrenim görmeleri ve güvenli suya erişebilmeleri, eğitimde temel bir eşitlik meselesidir” dedi.
‘Yetersiz beslenmenin önüne geçilmeli’
Okullarda sunulacak ücretsiz bir öğün yemek ve temiz su uygulamasının, giderek yoksullaşan ailelerin yükünü hafifleteceğini ve çocukların yetersiz beslenme sorununu çözeceğini belirten Öztürk, “Eğitim sadece akademik başarıdan ibaret değildir; öğrencilerin beslenme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması, onların bütünsel gelişimini destekleyen en önemli unsurlardan biridir. MEB, çocuklarımızın sağlıklı gelişimi ve eğitim sürecinin sağlıklı işlemesi için beslenme sorununu çözmek adına ayrı bir bütçe ayırmak durumundadır. Taşımalı eğitim yapan okullarda bile öğrencilerin beslenme sorunları çözülmemiş, hatta tasarruf tedbirleri kapsamında taşımalı eğitimde ücretsiz yemek hizmeti büyük ölçüde sınırlandırılmıştır. Çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak ve onları sağlıklı bireyler olarak yetiştirmek ancak kamusal eğitim anlayışının güçlü bir şekilde uygulanması ile mümkündür. Her öğrencinin temiz suya ve bir öğün sağlıklı yemeğe ulaşabildiği bir eğitim sistemi, Türkiye’nin geleceğini aydınlatacak sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi için atılacak en önemli adımlardan biridir” diyerek sözlerini tamamladı.
ESRA ALTUNKES