Ele verir telkini,kendi yutar salkımı
Ya özellikle yapıyor, ya da bir şeyleri yapmış olmak için!.
Son bombası da, “Fransız malları” olayı.
Daha doğrusu “Türk malı kullanın çağrısı.”
Lafı hiç evelemeye, gevelemeye gerek yok.
Ermeni tasarısının Cezayir asıllı Fransız vekil Valerie Boyer tarafından parlamentoya getirmesinin ve soykırım olarak kabul görmesinin ardından Türkiye genelinde başlatılan protestolar ortada.
Ve o protestolar kapsamında, herkes kendi çapında bir takım fikirler ortaya atıyor ya.,
Bizim Tongülüs de, “Benim de çorbada tuzum olsun” zihniyetinden yola çıkmış, köşesine karalayıvermiş.
Dedik ya, “Lafı hiç evelemeye, gevelemeye gerek yok” diye. Ali Tongülüs madem ki milleti, Barkotları 869 rakamlarıyla başlayan mamullerin tüketimine davet ediyor, kendisi ne diye 30 ile 37 rakamları arasındaki (Fransız mallarının barkot başlangıç no.ları) numaralarını içeren barkotlu araba kullanır ki?
Bindiği aracın markası Peugeot.
Hem de çift kapılı.
Plakasını vermeyeceğim, çünkü özele giriyor, zira kendi ismi ile yengenin isminin baş harflerini içeriyor.
Rengi de siyah.
Ben ise Ford marka araca biniyorum.
Patenti için kimileri İngiliz, bazıları da Amerikan olduğunu iddia eden çok olsa da, ben Almanya biliyorum.
Ama bir şeyin bilinmesini çok istiyorum.
“Alırsın Ford, olursun Lord.” ilkesinden yola çıkarak, Ford markada karar kılanlardanım!.
Tongülüs de son köşe yazısının ardından Peugeot tercihinden dolayı cort mu oldu ne?
Merak ediyorum da, masasına iki tane giyim eşyası konsa. “Bunlardan birisini tercih edeceksin ve ücretsiz senin olacak” dense.
Ve o masaya da, bir tanesi Lacoste, diğeri de Bossa marka kumaşlardan yapılan giyim eşyaları olsa, Ali Tongülüs hangisini tercih eder dersiniz?
Basit bir örnek mi oldu?
Tongülüs’ün bindiği aracın markasını verdik. Ve o yazıdan sonra, “Bak karşıda iki tane araç duruyor. Bunların birisi senin olacak. Seçim yapmakta tamamıyla özgürsün” dense.
Sol tarafta gıcır gıcır duran Citroen C5. Sağ tarafta ise Arap Mehmet Usta’nın günlerce üzerinde titiz çalışmalarda bulunup, bolca mesai harcaması sonucu ayaklandırdığı Hacı Murat duruyor olsa, hangisini tercih eder ki?
Belki de, “Hacı Murat her ne kadar Türk malı gözükse de, patenti İtalyan Fiat’a ait. Biz değil miyiz ki yıllar önce de aynı tasarıyı kendi meclislerine getirme girişimlerinde bulunduklarından dolayı, İtalyanlara ambargo uygulayıp, Madein İtaly mamullerini elimizin tersiyle iten?”
“Ben ille de öz be öz Türk malı olan Anadolu isterim” diye mi diretir?
İyi ama onu da eşekler kemiriyor!.
Zor bu işler zor.
Başkasına yapmayın dediğiniz şeyi önce siz yapmayacaksınız.
“Almayın” dediklerinizi de kendiniz almayacaksınız ki, söyledikleriniz inandırıcı olsun..
İyi de, Ali Tongülüs o çağrıyı yaptı diye altındaki Fransız marka aracını mı satacak?
Satacak arkadaş.
Evinin gardırobunda da Lacoste marka tişört veya gömlekleri varsa, onlardan da feragat edecek.
Atmasına gerek yok.
Getirip bana verebilir!.
Hatta Totol’dan aldığı mazotu da dökmesin. Hortumla çeker, boşaltmasına yardımcı bile olurum.
Duydum ki cumartesi günü Carrefour’dan alışveriş yapmış. Aynı poşetlerine geri koysun, birisini gönderip aldırtacağım.
Dünya ekonomi üzerine kurulmuş arkadaş. İnsanoğlu’nun da yaşayabilmesi için titiz ekonomi çalışmasında bulunması şart.
Daha örnekler mi vereyim?
Gerek yok.
Millet sonra, “Ele verir telkini, kendi yutar salkımı” der.