ELEKTRİK ZAMMI TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ’NDEN DÖNDÜ

Abone Ol

2025 yılıyla birlikte birçok hanenin elektrik faturası neredeyse iki katına çıktı. Nedeni, yıllık 5 bin kilovatsaat (kWh) sınırını aşan kullanıcılara getirilen yüzde 96 oranındaki zamdı. Ancak bu zam, sadece halkın bütçesini değil, hukuk sistemini de harekete geçirdi. Mersin’de bir yurttaşın Tüketici Hakem Heyeti’ne yaptığı başvuru sonucu, fazladan alınan zam tutarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verildi. Kararın emsal niteliğinde olması ise, milyonlarca kişi için hak arama sürecini başlatabilecek yeni bir yol açtı.

“BU ZAM SADECE ZENGİNLERİ ETKİLİYOR” DEMEK GERÇEĞİ YANSITMIYOR

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın, “Bu düzenleme sadece çok elektrik tüketen, yüksek gelirli kesimi ilgilendiriyor” açıklaması kamuoyunu ikna etmeye yetmedi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Mahir Ulutaş’ın ortaya koyduğu tablo, işin göründüğünden çok daha farklı olduğunu gösteriyor.

Çünkü bu 5 bin kWh sınırı sadece villada oturanları, elektrikli araç şarj edenleri kapsamıyor. Bu sınıra sitelerin ortak alan aydınlatmaları, apartman asansörleri, hidrofor sistemleri gibi toplu yaşam alanlarındaki temel ihtiyaçlar da dâhil. Dolayısıyla bu artış aidatlara yansıyor, küçük esnafın dükkân kirası gibi işletme giderleri artıyor, pazardaki ürünün nakliye ve soğutma maliyeti bile yükseliyor. Sonuçta bu düzenleme, dolaylı olarak tüm vatandaşı etkiliyor.

Yani mesele sadece “lüks tüketim” değil; asıl mesele, sıradan vatandaşın cebine kadar uzanan zincirleme bir fiyat artışı dalgası.

ZAM DEĞİL DESTEK ÇEKİLDİ DİYENLERE: “YANLIŞ POLİTİKALARIN ÜSTÜ KAPATILAMAZ”

Devlet yetkilileri, yapılanın bir zam değil, sadece yüksek tüketimden sübvansiyonun çekilmesi olduğunu savunuyor. Ancak EMO Başkanı Mahir Ulutaş’a göre bu yaklaşım, yanlış enerji politikalarının üzerini örtme çabası.

Bugün vatandaşın elektriğe destek alıyor gibi görünmesinin sebebi, enerji maliyetlerinin piyasa fiyatlarına göre hesaplanıyor olması. Ulutaş’ın ifadesiyle:

“Borsada oluşan anlık fiyatı, elektriğin gerçek maliyeti olarak görmek yanlış. Bu anlayış, özel şirketlerin kârını devlet politikası gibi sunmak demek.”

Elektrik bir kamu hizmetidir. Su, ekmek ya da sağlık hizmeti gibi, serbest piyasa dalgalanmalarına bırakılmaması gereken bir temel ihtiyaçtır. Kâr hesabıyla değil, toplumun genel refahı gözetilerek yönetilmelidir.

HAKEM HEYETİ KARARI: VATANDAŞIN ÖNÜ AÇILIYOR

Mersin’deki yurttaş, EMO’nun yayımladığı örnek dilekçeyi kullanarak Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurdu ve lehine karar aldı. Heyet, uygulanan yeni tarifeyi “ayıplı hizmet” olarak değerlendirdi. Bu kararla birlikte zam farkı, yasal faiziyle birlikte iade edildi.

Bu gelişme iki açıdan önemli:

Emsal Karar Niteliği Taşıyor: Diğer vatandaşlar da aynı dilekçeyi kullanarak başvuru yapabilecek.

Yargı Sürecini Etkileyebilir: EMO’nun EPDK’ya karşı açtığı dava henüz sürüyor. Bu karar, mahkemeye sunulacak güçlü bir örnek olabilir.

Vatandaşın hak araması artık yalnızca soyut bir “şikâyet” değil; somut, hukuken kabul gören bir hak mücadelesine dönüşmüş durumda.

ASLINDA OLAN ŞEY: PİYASA DAYATMALARINA KARŞI KAMUSAL DİRENİŞ

Elektrik piyasasında yaşanan bu gelişmeler, yalnızca fatura meselesi değil. Bu, aynı zamanda devletin vatandaşına karşı yükümlülükleriyle ilgili bir tartışma. Bir devlet, vatandaşının en temel ihtiyaçlarını, borsa fiyatlarıyla başa çıkmaya zorlayarak değil, sabit, planlı ve şeffaf bir sistemle korumalı.

Bu karar, bir anlamda “kamusal dirençtir.”

Vatandaşın “Bu bana ağır geldi, bu uygulama adil değil” diyerek hakkını araması; devletin ve kurumlarının da buna kulak vermesi, demokrasinin ve sosyal devlet anlayışının bir gereğidir.

SON SÖZ: BU SADECE BİR FATURA DEĞİL, BİR TOPLUMSAL MESELEDİR

Mersin’deki bu karar, sadece bir vatandaşın değil, tüm toplumun cebine ve geleceğine dair alınmış bir karardır. Enerji gibi temel bir ihtiyacın piyasa koşullarına terk edilmesi, derin gelir eşitsizliği olan bir ülkede büyük sosyal yaralara neden olur. Bu nedenle, vatandaşın hak araması ve karşılık bulması, umut verici olduğu kadar yol göstericidir.

Unutulmamalıdır ki;

Hak aramak bireysel bir tepki değil, toplumsal dayanışmanın en meşru yoludur.

Bu karar, elektriği değil ama adaleti aydınlatmıştır.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

zozcivan@hotmail.com