Emniyet teşkilatına
Haberde, İstanbul Fatih’te polislerin bir babaya eşi ve çocuklarının gözü önünde öldüresiye dövdüğü görülüyordu.
Olayın da sadece yol verme yüzünden çıktığı dile getiriliyordu.
Görüntüleri izlediğinizde sebebi ne olursa olsun polisin böyle davranmaması gerektiği sonucuna varacaksınız.
Maalesef üzülerek belirtmeliyim ki bu olay ne ilk ne de son olacak.
Ciddi yaptırımlar olmadığı sürece olayların önüne geçileceğini de düşünmüyorum.
Gelelim beni böyle bir yazı yazmaya zorlayan olaya.
Yaklaşık bir yıl önce eşim ve iki çocuğumla birlikte hastaneye gideceğiz. Küçük kızım hasta olduğu için evden apar topar çıkıp arabaya bindik. Hastalıktan olacak duraktan biraz kontrolsüz çıkmışım. Bu esnada arkamdaki bir araca hafiften sürtünme olmuş. Fark etmemişim bile. Gideceğim esnada arkamda 3 kişi bağıra çağıra üzerime geldi. Olayın ne olduğunu anlamaya çalışırken “Ne yaptın sen. Kör müsün sen?” diye bağırıp çağırdılar. Hastam olduğunu ve bu nedenle acil çıkmış olabileceğimi söylememe rağmen şahısları sakinleştiremedim. En sonunda bir tanesi “Bu kim biliyor musun? Bu bir polis” dedi. Polis olduğunu duyunca sevindim. Ne de olsa bizi korumakla görevli biri. İşi tatlıya bağlayacağımızı düşündüğüm an bana vurmaya başlardı polis denilen kişi. Bu arada her attığı yumrukta da “Ben polisim” demeyi de ihmal etmiyordu. Tabi yanındaki iki arkadaşı da boş durmuyordu. Bir ara gözüm aileme ilişti. Eşim vurmamaları için yalvarırken iki çocuğum resmen şoka girmişti. Hatta büyük kızım sinir krizleri geçiriyordu. Ama gözü dönmüş bu kişiler şiddete devam ediyordu. Sonunda resmi polisler geldi ve bizi aldı. Bizi derken karşı taraftan sadece bir kişiyi aldılar. Hemen itiraz edip diğer iki kişinin de bana saldırdığını ve kendilerinden şikayetçi olduğumu söyledim. Sakinleşmem için olsa gerek “Tamam onları da alacağız” demelerine rağmen bu iki kişiye resmi polisler maalesef yol verdi. Bize saldıran polis şekilde şiddete! maruz kaldığı gerekçesiyle ben ve eşimden davacı oldu. Güler misin ağlar mısın? Hem dayak yedik, hem de suçlandık.
Neyse sonrasında araya giren dostlarımız bizi şikayetimizden vazgeçirdi. Bu olayı halen üzerimden atamadım. Çocuklarım da olayın etkisinden kurtulamadıkları için zaman zaman bu konuyu bana hatırlatıyorlar. Sonuçta canımızı, malımızı teslim ettiğimiz bir polis bize sokak ortasında kimliğini kullanarak saldırdı. Polis teşkilatının bu olayı kendi içinde soruşturduğunu söylediler. Ancak kesinlikle bir yaptırıma maruz kalacağını düşünmüyorum.
Şimdi birileri çıkıp her zamanki gibi, “Yaşananlar münferit bir olay. Birkaç kendini bilmez polis. Bunların yaptığı emniyet teşkilatına mal edilmemeli” diyecek.
Hayır, arkadaş bal gibi de emniyet teşkilatını ilgilendiriyor. Bu kesinlikle sıradan ve münferit bir olay değil. Dün bana, bugün sana, yarın başkasına. Kısacası örnekleri sıkça yaşanan olaylar. Bunu bizzat kendim de yaşadım. Artık birilerinin çıkıp bu kişileri ciddi anlamda cezalandırması gerekir. Bunu yapmadıkları müddetçe bu tür olayların önüne geçemeyeceklerdir.
Konuyu bir kez daha gündeme getirmemdeki amaç tamamen uyarı niteliğindedir.