Başkan Sadık Acar, İşçi ve Bağ-Kur emeklilerinin sadece üç aylık enflasyonla maaşlarından şimdiden yüzde yedi buçuk oranında alacaklı duruma geldiğini belirtti. TÜİK’in eylül ayında açıkladığı yüzde üç virgül yirmi üç (yüzde 3,23) enflasyon oranı, yılın aylık bazda ikinci en yüksek artışı oldu. Bu tek aylık artışın dahi dünyadaki doksan dört (94) ülkenin son bir yıllık enflasyon toplamından daha yüksek olması, Türkiye ekonomisindeki krizin boyutunu gözler önüne serdi. ‘Yılın ilk dokuz ayındaki toplam enflasyon yüzde yirmi beş virgül kırk üç (yüzde 25,43) olarak gerçekleşerek’ diyen Acar, “ Merkez Bankası’nın yıl sonu için hedeflediği yüzde yirmi dört (yüzde 24) hedefini şimdiden aşmış oldu” dedi. Başkan Sadık Acar, iktidarın (Mehmet Şimşek) yüzde yirmi sekiz virgül beş (yüzde 28,5) enflasyon beklentisinin tutması için dahi kalan üç ayda toplam enflasyonun sadece yüzde iki virgül kırk beş (yüzde 2,45) olması gerektiğini belirterek, “Bu gidişle iktidarın yıl sonu beklentisi de ekim ayında boşa çıkacaktır. İşçi ve Bağ-Kur emeklileri şimdiden yüzde yedi buçuk (yüzde 7,5) oranında alacaklı hale geldi. Temmuzda verilen yüzde on altı virgül yedi (yüzde 16,7) zammın yarısı üç ayda eridi. Kamu çalışanlarına ve emeklilere enflasyon farkından ayrı yapılan yüzde beş (yüzde 5) zam ise iki ayda tamamen eriyerek şimdiden yüzde iki virgül dört (yüzde 2,4) enflasyon farkı alacaklısı oldular. Milyonlarca insan bu kaybın telafisi için 2026 Ocak ayını beklemek zorunda” dedi.
Alım gücü 6 bin TL azaldı
Acar, Temmuz ayında artırılmayarak enflasyon karşısında savunmasız bırakılan asgari ücretin alım gücünün sadece dokuz ayda yaklaşık 6 bin lira azalarak geçen yıl aralık ayındaki seviyesinin bile altına düştüğünü aktardı. Acar, geçen yıl aralıkta 17.002 lira olan asgari ücretin bugünkü alım gücünün, TÜİK verileriyle bile 16 bin 480 liraya denk geldiğini hesapladı. En düşük emekli aylığının dahi, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarındaki TÜİK enflasyonuyla bin iki yüz altmış yedi (1.267) lirasının eridiği bildirildi. Sadık Acar, Türkiye’nin artık dünyada sadece yedi (7) ülkeden daha düşük enflasyona sahip olduğunu, bu ülkelerin ise Venezuela, Güney Sudan, Zimbabve, İran, Burundi, Filistin ve Arjantin olduğunu vurguladı. Türkiye artık bu ülkelerle aynı ligdedir. Savaş halindeki Ukrayna’da yıllık enflasyon yüzde on üç virgül iki (yüzde 13,2), Rusya’da yüzde sekiz virgül bir (yüzde 8,1) iken, Türkiye Avrupa’nın açık ara en yüksek enflasyon oranına sahiptir. İkinci sıradaki Ukrayna ile aramızda yirmi (20) puandan fazla fark bulunuyor” diye konuştu.
Gıda fiyatları krizi tetikliyor
Öte yandan, Türkiye’deki enflasyonun en önemli nedeninin gıda fiyatları olduğunu vurgulayan Acar şöyle devam etti: “TÜİK’e göre gıda fiyatları eylülde yüzde dört virgül altmış iki (yüzde 4,62) artarken, Birleşik Kamu-İş’in AR-GE birimi KAMU-AR'a göre Eylül Ayı Gıda Enflasyonu yüzde beş virgül yedi (yüzde 5,7) olarak gerçekleşti. Aylık yüzde üç virgül yirmi üçlük (yüzde 3,23) toplam enflasyonun yaklaşık üçte birini (yüzde 1,11 puanını) yalnızca gıda fiyatlarındaki artış oluşturdu. Bu durum, artan barınma ve eğitim harcamalarıyla birlikte Türkiye'yi derinleşen bir krizle karşı karşıya bırakıyor. Vatandaşın mutfağı yangın yeriyken, milyonlarca emekçi, emekli ve dar gelirli, iktidarın masa başında çizdiği pembe tabloların değil, çarşı pazardaki gerçek enflasyonun altında ezilmektedir. Siyasi iktidarı halkın gerçek gündemi olan ekonomiyle ilgilenmeye ve sorunlara çözüm üretmeye çağırıyoruz."