Türk ekonomisi, 2018 yılından bu yana sürekli yükselen enflasyon baskısı altındadır. Enflasyon ekonomik olaylar arasında insanları en çok etkileyen bir ekonomik fenomendir. Enflasyon bilindiği gibi fiyatlar genel seviyesindeki sürekli artışlara denir. Enflasyon ile karıştırılan diğer bir kavram ise satın alma gücüdür. İnsanların gelirleri ulusal para cinsinden artmadığı durumlarda artan fiyatlardan dolayı satın alma gücünü kaybeder. Yani enflasyon ulusal parayla insanların satın alma gücünü ve refahını azaltır. Enflasyonun kontrolünü kaybeden ülkeler öncelikle ulusal parasının ekonomik gücünü kaybeder, insanlar arasında piyasa fiyat mekanizmasını bozduğu için güven azalır ve özellikle sürekli değeri artan aktiflere sahip olanlara refahın aktarılması gibi sonuçları olur. Her şeyden önemlisi ise insanlar arasındaki ekonomik barışı bozduğu için ülke içindeki huzuru ve güvenliği zedeler. Türk ekonomisinde 2008 ile 2017 arasındaki on yıllık sürede aralıksız devam eden tek haneli enflasyon dönemi, enflasyona karşı refleksleri zayıflattı. Özelikle pandemi döneminde bütün dünyada ve Türkiye’de uygulanan genişletici para ve maliye politikası enflasyonu besledi. Pandemi bitince başlayan yeni dönemde enflasyonla mücadelenin ertelenmesi sorunun şiddetini artırdı.
Türkiye tarihi seviyelere ulaşan enflasyonla mücadele etmekte henüz bir başarı sağlamış değil. Hatta uygulanan personel maaş artışı, asgari ücret artış ve kur artışı gibi faktörler nedeniyle yüksek enflasyona maruz kalmaya devam ediyor. Enflasyonla mücadele nasıl başarılı olur sorusunun cevabı kolay değil. Ama dünyadaki iyi örneklerden dersler alınabilir. Bu konuda en iyi örneklerden birisi İsviçre’dendir. 1970’li yıllarda dünya ekonomisinde enflasyonla mücadele için rehber ekonomik model ortaya koydu. Bu mücadelenin unsurları, sağlam ulusal para, sağlam bankacılık sistemi, bütçenin denkleştirilmesi, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası uygulaması için bağımsız bırakılması, ilaç, enerji vetarım gibi temel sektörlerde dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması gibi hepsi birbirinden önemli konulardır. Pandemi döneminde bile enflasyonu kontrol altında tutabilen İsviçre ekonomisi dünya ekonomisindeki güçlü konumunu da korumaktadır. Türkiye’nin enflasyonla mücadelede farklı alternatifleri dikkate almak zorundadır. Bunlar arasında bugüne kadar pek düşünülmeyen aşağıdaki alternatifleri sıralayabiliriz;
-
Sağlam Türk Lirası; yeni Dijital Türk Lirası’nı Avro karşılığı çıkarmak. Türk lirasının itibarı Türkiye’nin en önemli siyasi ve ekonomik değerlerindendir. Dövizin güvenilir yatırım ve ihtiyat parası olmaktan çıkarılması gerekir. Kısa dönemde bunu yapabilmenin en kısa yolu, üzerinden çalışılan dijital Türk lirasının Euro’ya endeksleyerek çıkarılması olabilir. Böylece işlemlerde mevcut paramızı kullanırken, yatırımlar için Dijital Türk lirasını kullanabiliriz. Bu paranın değeri yüksek olduğu için Dijital Türk lirasına düşük faiz uygulanabilir. Böylece parasal maliyetlerin de önüne geçilebilir.
-
Sürekli Refah Vergisi; dünyada değişik ülkelerde belirli seviyenin üzerinde gelir elde edenlere sürekli refah vergiler veya zengin vergisi gibi düzenlemeler yer almaktadır. Örneğin yılda beş milyon Türk lirası üzerinde gelir elde edenlere bütün vergileri ödemiş olsalarda binde bir ile beş arasında sürekli bir refah vergisi konulabilir. Bu düzenleme gelir dağılımı dengesi açısından önemli bir psikolojik dengeleme de yapabilecektir.
-
Vergi Sisteminde Radikal Değişim; Türkiye’de Katma Değer, Motorlu Taşıtlar ve Özel Tüketim vergilerinin artırılması ile bütçe dengesinin yeninden sağlanması hedeflenmektedir. Ama enflasyon kadar büyümenin de önemli olduğu ülkemizde vergi oranlarının yükseltilmesi enflasyonun düşmesini istenildiği kadar etkilemeyebilir. Bunun yerine, Kurumlar vergisi ve gelir vergisi oranlarının düşürülerek vergi sistemindeki bütün istisna ve indirimlerin kaldırılması gelirler politikası açısından daha katkı yapabilir. Örneğin, kurumlar vergisi oranının %25 yerine %15’e indirilerek tüm istisnalar kaldırıldığında şirket kesiminin ödeyeceği vergi yükü daha fazla artacak, aynı zamanda oranlar düşük olduğu için şirketlerin mali işlemlerini de kolaylaştıracaktır. Enflasyon karışında mücadele unsurların dan birisi de enflasyonun kontrol altına alınacağına olan inancın yeniden sağlanmasıdır. Geleneksel iktisat politikaları kadar, insan davranışlarını da etkileyen bir ekonomi politikası dizaynını da hükümetimizin düşünmesi gerekir.