Eski eşe nefret



Kimse yeni kurduğu, çaba sarf ettiği ailesini bitirmek için girmiyor o yola.  Fakat bazen mutsuzluklar, anlaşmazlıklar oluyor ve birbirine zarar vermemek için hatta çocuğun da sağlığı için ayrılma kararı alıyorsun. Bu normal olanı. Olması gerekeni. 

Yalnız, dön bak adliye koridorlarına nefret dolu eski eş kaynıyor. Bak karakolların şiddet şikayetlerine kadını öldürmeye teşebbüs bile var. Psikoloğa gelenlere bak, gelmek istemeyen genelde adamlar.  Çocuk perperişan ayrılık sonrası baba ortada yok. Neden, çünkü anne ile aynı ortama girmek istemiyor. Konu çocuğu dahi olsa. 

Genellemek tarzım dışı da olsa gördüğüm örnekler üstünden yola çıkarsam neden olarak şunları söyleyebilirim;

Ailenin demirbaşı erkek gibi yetiştiriyoruz ama ailede demirbaş olmaz aile bireyi olur.
Yeni nesili saymazsak erkekler eşlerini kaybettiklerinde her şeyini kaybetmiş gibi oluyorlar. 
Çünkü para konusu dışındaki birçok sorumluluğu kadın yerine getiriyor. Kadın gidiyor adam çıplak gibi kalıyor ortada. Hem karısını kaybediyor. Hem evle ilgilenecek kişiyi kaybediyor. Hem çocuklarının annesini kaybediyor. Hem arkadaşını kaybediyor. Hem kahrını çekeni kaybediyor. Ama kadın öyle mi, bir giriyor işe hala sapasağlam ayakta. Ve verdiği ayrılma kararı onu yerle bir etmekten ziyade daha da güçlendirmek zorunda kalıyor. 

Şimdi bu adamların kadına nefret dolu bakması çok da garipsenecek bir durum değil. Fakat çirkin. Bırak herkes yerinde ve sağlıklı, mutlu olsun. Evlendin diye eşinin ömürlük tapusuna sahip olmuyorsun. Hayatına bir arkadaş seçiyorsun. Keşke biz anneler olarak artık erkek çocuklarımızı da cinsiyetsiz yetiştirsek. Belki o zaman gelecek nesillerde kadın ve erkeğin arasındaki farkı eşitlemeye çalışmak için çaba sarfetmeyiz. 

Başak İnan