Antalya Belek'te faaliyet gösteren esnaf ayaklanmış..
“Son 20 yılın en kötü turizm sezonunu yaşıyoruz” diye serzenişte bulunmuşlar..
“Gelen turistlerin de otellerden rahatça çıkarak alışveriş yapmalarına engel olunuyor” diyerek turizmcileri suçlamışlar..
“Otel bünyelerinde kokartsız rehber çalıştırılıyor.. Hatta bu tesislerde araç kiralama adı altında hanutçuluk yapılıyor.. Kokartsız rehberler turistlere, ‘dışarı çıkmayın can güvenliğiniz yok’ gibi şeyler söyleyerek onları korkutup tedirgin ediyor, esnafa ve ülkeye zarar veriyor” diyerek, ihbarda bile bulunmuşlar..
Kimi kontak kapatmış, kimi de kepenk indirerek çarşıda toplanıp bütün bunları protesto etmişler..
Ve şu açıklamayı yapmışlar:
"Bankalar artık turizm esnafını riskli sınıfa koyarak kredi vermiyor..
Sıkıntılarımızı yerel yöneticiler ve ilgili makamlara iletiyor, ama kesin bir çözüm sağlayamıyoruz..”
Ardından hükümete seslenmişler:
“Avrupa pazarı ve diğer turizm pazarlarıyla acilen bağlantı yapılarak olumsuz havanın yumuşatılmasını bekliyoruz.."
Ve..
“Turizm pastası her kesime adil paylaştırılsın” diye uyarmayı da ihmal etmemişler..
…
Şu yukarıdaki açıklamalar üzerine yazılacak-konuşulacak ve tartışılacak o kadar çok şey var ki..
Hangisini sonraya bıraksanız, turizmle ilgili hiçbir konu çözülemiyor..
Hepsini bir araya getirmek, hepsini bir arada tartışmak da mümkün olmayınca sorun büyüdükçe büyüyor..
“Yerimin darlığı” nedeniyle, ben sadece yukarıdaki şikayet ve ihbarları dikkate alarak “ESNAF” kesimine birkaç laf edeceğim..
…
TURİZMCİ DAHA İYİ AĞLIYOR
Öncelikle..
Esnafın, “turizmcilerin açgözlülüğü” nedeniyle sıkıntı yaşadıkları gerçeğini birçok kez dile getirdim..
Turizmcilerin, “dışarıya çıkmayın, bizim servislerimiz dışında hiçbir araca binmeyin, yoksa can güvenliğiniz tehlikeye girer” gibi laflar ettiklerini kulaklarımla da duydum..
Bunu TV’deki programlarımda turizmcilerle, esnaf temsilcileriyle, siyasetçilerle defalarca tartıştık..
Ama, “sorun” devam ettiğine göre, demek ki bu konuda bir çözüm üretilememiş, üretilemiyor..
Çünkü..
Turizmciler,“ÖLDÜK-BİTTİK” diyerek esnaftan çok daha iyi ağlıyor..
Bu da esnafın sesinin duyulmasını engelliyor..
…
ESNAF ŞAHİN’E KULAK VERİN
Ancak..
Bu noktada “ESNAF” arkadaşlarımızdan “Şahin” isimli birinin şu uyarılarına da kulak vermenizi istiyorum..
Çok mantıklı, çok akılcı..
Noktasına dokunmadan aktarıyorum..
…
“Biz esnaf olarak kendimizi geliştirmiyoruz..
Doğru alım yapmıyoruz ve pahalıya mal satıyoruz..
Fiş-fatura istenmezse vermiyoruz..
Üstelik, ‘güven’ de vermiyoruz..
Kendimizi yenilemiyoruz..
Park yerimiz yok, klimalarımız çoğu zaman çalışmaz..
Alışverişe gelenleri her yönüyle pişman ediyoruz..
Ya aşırı ilgi gösteriyoruz, ya hiç göstermiyoruz..
Her ikisi de müşteri kaybettiriyor..
Kendimize ÖZELEŞTRİ yapıp müşteri portföyümüzle ve onlara sunacağımız mal, fiyat ve diğer etkenlerle uğraşmak yerine, gözümüzü hep başka taraflara çeviriyoruz..
İtiraf edelim..
Çoğu esnaf, yabancı turist müşteriyi enayi yerine koyup bir malı değerinin 10 katı fiyata satmaya çalışıyor..
(Sizce bu durum, kokartsız rehberlerin yaptıklarından daha mı az zarar veriyor ülkeye?)
Daha bunlar bir şey değil..
Hangi yönüyle bakarsak bakalım..
Olan-biteni yazmaya kalksak ‘roman’ olur, değil mi?”
…
SIKIŞINCA “DEVLET NEREDE?”
Antalya’da ve ilçelerindeki esnaf, daha nasıl tarif edilebilir ki?
İstisnaları vardır elbet..
Ama..
Hepsi doğru, hepsi gerçek..
…
Evet, turizmde bu yıl işler pek iyi değil..
Dolayısıyla, bu yıl her iki kesim de sıkıntı çekiyor..
Ama..
Turizmin iyi olduğu günlerde iyi para kazanan turizmci ve esnaf, hep “günü kurtarırken” geleceğe yapmadıkları yatırımları niye hiç dile getirmiyorlar?
Turizmde, “iyi ve istikrarlı tanıtımlar” en önemli faktördür..
Turizmci de esnaf da, bunu gerektiği gibi yapmıyor maalesef..
Hep “devlet yapsın” kafasındalar..
…
BİRAZ DA ŞÜKREDİN ARTIK
Beyler..
“Kazanalım cebimiz dolsun, sıkıntılı günlerde devlet çare bulsun” kafasını bırakmalıyız artık..
Çok kazandığınız günler de oluyor..
Biraz da şükretmesini öğrenin..
Ülkede “desteklenmesi gereken” daha çoook sektör var..