Evcilmen Başkan’a havale ediyorum..
Tam Başar Koleji’nin önünde gördüğüm manzara beni çileden çıkardı..
Belli ki bir belediye görevlisi..
Bir köpeğin boynuna ipi bağlamış..
Muratpaşa Belediyesi’ne ait resmi plakalı bir kamyonetin kasasının içine çekmeye çalışıyor..
Ama nasıl?
Kuyudan iple kovayla su çekersiniz ya, tıpkı onun gibi..
Hayvan nasıl bağırıyor, nasıl inliyor size anlatamam..
Ve öyle sürükleyerek çekerken, hayvan korkudan büyük kakasını bile yaptı..
…
Manzara o kadar vahşiceydi ki..
Kolay kolay soğukkanlılığını kaybetmeyen ben, neredeyse kendimi kaybetmiş gibiydim..
Bir canlıya yapılan bu zulmü affetmem mümkün değildi..
Hemen arabayı durdurup belediye görevlilerine bağırıp-çağırmaya başladım..
“Şikayet vardı, biz de gereğini yapıyoruz” gibi laflar söylediler..
Şimdi de ben onlardan şikayetçiyim..
Biri -onların yaptığı gibi- hemen gereğini yapsın o zaman..
Bu arada..
Önünde aracın park edildiği binanın bahçe girişinde de iki bayan alabildiğine bağırıp, belediye görevlilerine kızıyordu..
Yanlarına gittim..
Kadınlardan biri bana yerdeki fışkırmış kan izlerini gösterdi..
“Köpeğe, bir canlıya böyle mi davranılır, şu hale bakın kafasını kapıya vura vura aldılar buradan, kime zararları var bu hayvanların” diye ağlıyordu..
…
Bu sırada belediye aracı hızla yanımızdan uzaklaştı..
Plakasını aldım..
Kan izlerinin ve korkudan yaptığı dışkıların fotoğraflarını çektim..
Eşim, Tüketiciler Birliği Hayvanları Koruma Komisyonu’nun başkanıdır..
Telefonla onu çağırdım ve birlikte doğruca Muratpaşa Belediyesi’nin Hayvan Barınağı’na gittik..
Barınağın müdürü Zeynep hanım, işini ve hayvanları çok sever..
Durumu ona anlattık..
Çektiğim fotoğrafları gösterdim..
“Arkadaşlarımız gelsinler de gerekeni yaparız” dedi..
…
Araç henüz gelmemişti..
İşe gelmek zorunda olduğum için eşim orada kaldı ve işyerime geldim..
Bir-iki saat sonra eşimi arayıp, “neler olduğunu” sordum..
Hayvanı öyle asar gibi bağırta bağırta arabaya çeken belediye çalışanı arkadaşlarımız, hemen “inkar” yolunu seçmişler..
Arabaya doğru getirmek isterken köpek kurtulmak istemiş, bu arada kafasını kapıya vurunca ağzı-burnu yarılmış..
Vay vay vay..
…
O hayvanlar da birer “CAN”..
Tıpkı insanlar gibi sever, üzülür, acıkır, ağlar, sevilmek ister..
Eğer biri ona bağırmaz ve zarar vermeye kalkmazsa, onlar da hiçkimseye bir şey yapmaz..
Ve unutmayın..
Hayvanlar vahşi doğmaz, onları insanlar vahşi yapar..
Bu nedenle..
O yollarda gördüğünüz sokak hayvanlarının bir teki bile zararlı değil bilesiniz..
Dokunmayın, hatta (eğer yapabiliyorsanız) başını şöyle bir okşayın, göreceksiniz, “en iyi dostunuz” olacaklardır..
…
Buradan Muratpaşa Başkanı Süleyman Evcilmen başta olmak üzere, bütün belediye başkanlarına sesleniyorum..
Hayvanlarla ilgili birilerini görevlendirirken,lütfen “yüreğinde hayvan sevgisi olmayanları” görevlendirmeyin..
İnanılmaz eziyet ediyorlar..
Yazıktır, günahtır..
Ve..
Dün bu eziyeti yapan arkadaşlarımı da sevgili Evcilmen Başkan’a havale ediyorum..