Evet para karşılığı haber yapıyorum !

Şu Gündem’in Gölge’si yine benim hakkımda zırvalamış…

‘Sahibini’ korumak adına ipe sapa gelmez eleştiriler yöneltmiş.

Hani sahibinin ‘kurtuluş projesi’ni deşifre ettik ya, belli ki çok dokunmuş bu arkadaşa…

Yalnız savunma refleksi ile kendi yazısında çelişkiye düşmüş. Önce, “..Ortada olmayan her tarafı belirsiz bir projeyi skandal gibi lanse etmeye çalışırsan..” demiş, ardından, “İsmail Öz bir proje üretmiş. Doğru ya da yanlış güzel veya çirkin. Ortaya neticede bir proje çıkmış..” diye buyurmuş üstadı azam…

İlk yazısında bizim bunları ‘uydurduğumuzu’ iddia eden bu aklı evvel arkadaş, görsel sunumun elimizde olduğunu söylediğimizde ise “Demek ki Büyükşehir Belediyesi’nde sunumlar önce sana izlettiriliyor..” diyerek şark kurnazlığına kaçmış…

Ha bir de “Ben senin ne kadar iyi bir gazeteci olduğunu biliyorum; sen hep doğru bildiğini yazan, yazdığında karşı taraftan mutlaka görüş alan, 100 lira karşılığında haber yazmayan birisin..” diyerek  aklısıra ironi yapmış…

 

Şimdi bu arkadaşa ve bu vesileyle kamuoyuna ilan ediyorum; Evet ben para karşılığı haber yapıyorum, yazı yazıyorum. Ancaaak bu parayı patronumdan, işverenimden alıyorum. Allah bin kere razı olsun. Çalışanının teri kurumadan maaşını öder çok şükür. Çoğu zaman vaktinden 3-5 gün de önce öder. İki yılı aşkın süredir buradayım daha bir kere aksattığını görmedim. Ayrıca ne zaman bir personelin ekstra ihtiyacı olur, patronumuz Hızır gibi yetişir. Öyle kimi çakma patronlar gibi, “Bekle filan seçimi kazanayım paranı ödeyeceğim” deyip çalışanını mağdur etmez. Velhasılı kelam yazdığım yazı ve haberlerin karşılığını işverenim bana ödüyor. Bunun dışında herhangi bir kişiden, kurumdan haber ya da yazı karşılığında para almışlığımı bilen, bilip de açıklamayan varsa alçaktır, şerefsizdir, müfteridir. 35 yıllık meslek hayatımda sadece iki kez yaptığım haberde maksadı aşan bazı ifadeler nedeniyle yargılandım, ondan da berat ettim. Çünkü ulusal basında çalışıyordum ve söz konusu ifadeler benim iradem dışında kullanılmıştı. Ama senin sahibinin ‘yolsuzluk, usulsüzlük, zimmet’ gibi nedenlerle yargılandığı onlarca dava var.

 

Daha önce de bir çok kez bu köşeden dile getirdim, benim utanacak hiçbir şeyim yok. Kendimden son derece eminim ve vicdanım da rahat. Aynı şeyi sahibin de söyleyebilir mi ? Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

 

Gelelim Türel meselesine. Beni tanıdığını iddia eden belirsiz şahsiyet, sen beni tanımıyorsun. Eğer tanıyor olsaydın kimsenin güdümünde hareket etmediğimi de çok iyi bilirdin. Yazılarımı okumadığını söylüyorsun, sonra da tahminlerde bulunuyorsun. Önce geçmişten bugüne yazılarımı oku, sonra eleştir. Ben inanmadığım hiçbir şeyin arkasında durmam. “Menderes Türel’i eleştir” diyorsun da niye ? Türel ilk başkanlığı döneminde bir takım hatalar yaptı ancak bugün bunların hiçbirisini yapmıyor. Üstelik ortaya koyduğu projelerin tamamı kamuoyu ve bu kentin yararına. Hangisini niye eleştireyim. Geçmişte hep birlikte yerden yere vurduğumuz tramvay bugün en çok tercih edilen ulaşım aracı. Battıçıktılar ulaşım sorununu tam olarak çözmese bile önemli avantajlar sağladı. Hizmet sınırları kat kat genişlediği halde Büyükşehir her tarafa yetişmeye çalışıyor. Bugün yayla yolları dahi asfaltlanıyorsa bu Büyükşehir eleştirilmez alkışlanır. Ayrıca da bir eleştiri yapacaksam bunu sen ya da sahibinin gazına gelerek yapmam. Eleştirilmesi gerekiyorsa eleştiririm merak etme.

 

Son bir söz; Sahibini koruma refleksini anlayışla karşılayabilirim. Ancak böyle ‘Gölge Adam’ korkaklığına sığınma yiğitçe karşıma çık. Çık ki kimsin, nesin göreyim. Bu şehir öyle çok fazla büyük değil. Hepimiz iyi kötü birbirimizi tanırız. Gül cemalini görelim de dağarcığımıza ona göre bakalım. Eminim ki bizim dağarcıkta senin için de bir şeyler mutlaka vardır.