EY RANT SEN NE BÜYÜKSÜN... 

Bir malın ya da paranın hiçbir emek vermeden, alın teri dökmeden elde ettiği gelire “rant,” bunu yapan kişilere de “rantçı” denir. 

Bunun en çok yapıldığı alan ise; arazi ve imar düzenlemeleridir… 

Daha değişik bir ifade ile söyleyelim. 

Eğer paranız varsa, gider bir yerden imar dışı büyükçe bir arazi alırsınız. 

Sonra bu arazinin yanından veya içinden yol, su ve elektrik şebekelerinin alt yapısını sağlarsınız. 

Bu işlemler bittikten sonra da o arazinin ilgili belediyesinden imara açılmasını sağlayacak girişimlerde bulunursunuz... 

Aldığınız koca araziyi parsal parsel satarak 1’e aldığınız araziden bin kar edersiniz… 

İşte rant ve rantçılık budur... 

 

Bu iş Antalya’da olağanüstü ilgi görmektedir. 

Çünkü banka faizi, borsa getirisi, altın stoklamak, döviz biriktirmek gibi piyasa aktörleri, araziden elde edilen rantın yanında çerez kalmaktadır. 

Elbette bu tür rant yaratma çalışması sadece parası olanla gerçekleşmez. 

Burada tam bir işbirliği vardır. 

Parası olan araziyi alır. 

Belediye imar planlamasını ve altyapısını yapar. 

Ulaştırma Bakanlığı havaalanı, liman ve merkezi yerlerle bağlantısını sağlayacak karayolunu geçirir. 

Tarım Bakanlığı arazinin “tarıma elverişli olmadığını(!)” belirten kararlar alır. 

Orman Bakanlığı arazinin içindeki ağaçların “orman vasfında olmadığını(!)” belirtir... 

DSİ bölgedeki yapılaşmanın “yer altı ve yerüstü su kaynaklarına zarar vermeyeceğini” beyan eden raporlar yazar. 

Ve tabii tüm bu işlemler için gerekli olan maliyeti(!) araziyi alanlar karşılar. 

Böylece sermaye sahipleri ile devlet yetkilileri el ele vererek paranın gücüyle doğanın ve ekolojik dengelerin katliamını gerçekleştirmiş olurlar. 

Nereden mi söz ediyorum? 

Hala anlamadınız mı? 

10 yıl önce Batı Çevre Yolunun geçtiği bölgedeki 280 hektarlık alanın yerleşime açılmasının öyküsünden söz ediyorum; 

İmar düzenlemesi bir türlü bitirilemeyen Kırcami’de dere kenarlarındaki arazilerin para sahiplerince toplanmasından söz ediyorum... 

Her iki yerde “dere manzaralı villaları” yapacak olan para sahipleriyle onlarla iş birliği yapan siyasilerden söz ediyorum. 

Buralardan sonra sıra nereye gelecekse, para nereyi işaret edecekse oralardan söz ediyorum... 

Artık Aksu Çayının çevresi mi olur,  ya da Pınarlı’nın arkasında mera niteliğindeki 229 parsel mi olur... Torosların eteklerindeki yaylalar mı olur, Milli Emlak’in kupon arazileri mi olur… 

Paranın canı nereyi çekerse sıra orada olacaktır... 

 

Siz hala duruyor musunuz? 

Seçim dönemindeyiz, şunun şurasında 20 gün kaldı… 

Hadi ama... tam zamanı, siz de şu rant işinin bir ucundan tutun gayri... 

Öyle aval aval bakarak bir şey elde edemezsiniz... 

Neee... Paranız mı yok? 

Eee... artık orası da sizin bileceğiniz bir şey....