Ezan; Günde 5 vakit dinlediğimiz namaza davet çağrısı…
Kimi zaman manevi hazzın doruğuna çıkaran muhteşem bir ahenk çalınır kulağımıza, kimi zaman -inançlarımız gereği çok dillendiremesek de- kulağımızı tırmalayan nahoş bir ses…
Bir zamanlar Diyanet İşleri Başkanlığı ‘merkezi ezan’ uygulaması başlatmıştı ancak 28 Şubat uygulaması olduğu için kimi çevrelerce ağır eleştiriler alınca zamanla kademeli olarak kaldırılmıştı. Şimdi zaman zaman kulak tırmalayıcı okumaları duyunca ‘keşke kaldırılmasaymış’ diyorum. Eminim bir çok kişi de aynı şeyi düşünüyor. Çünkü ezan, güzel ses ve nağme ile okunması gereken bir ilahi musiki aslında. Keza, sala ve kamet de aynı formda. Ezanın, sala ve kametin güzel sesle, yerinde nağmelerle okunmasının gerektiğini Mevlâna Celaleddin Rumi bakın nasıl ifade etmiş;
“Güzel ses dinlemek, âşıkların gıdasıdır. Bu güzel, bu hoş sesleri dinleyişte buluşma, kavuşma hâyali vardır. Yâni ezeldeki ilâhî huzûru ve o tatlı hitabı hatırlama zevki mevcuttur (Yâni güzel ses duyulunca, onun aslı bulunan cennet sesleri, ilâhî hitap hatırlanır). Gönüldeki hayaller, güzel sesle gelişir, hattâ o hayaller, güzel ses sayesinde şekillere bürünür.”
Gerçekten de böyle değil midir ?
Güzel sesli bir müezzinin ezanı insanı bambaşka bir aleme götürmez mi ?
Güzel sesli bir müezzinden dinlediğimiz ezan, sanki geldiğimiz ruh âleminden bize sesleniyor gibi bizi bizden alır, manevi hazzın doruğuna yükseltir. Ruhlara manevi bir ateş düşürür ki, tarihte örneği çoktur, birçok gayr-i müslimin islam diniyle şereflenmesine dahi vesile olmuştur.
Geçmişte de yoğun tartışma konusu olmuştu. Zaman zaman ulusal basında gündeme gelmiş, hatta ezan kaynaklı şikayetlerin artması üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı, ‘Ezanı Güzel Okuma Öğretim Programı’ düzenlemişti. Sanırım hala devam ediyor bu program ancak esas sorun her camide kadrolu müezzinin olmaması. Eğitimli müezzin olmayınca cami cemaatinden herhangi biri ezan okuyabiliyor. Neticede ortaya ahenkten yoksun, kulakları tırmalayan bed bir ses çıkıyor. Ezan olması gerektiği gibi okunamıyor. Bu kesinlikle önlenmeli. Cemaatten herhangi biri ezan okuyabilir ama edasına, usulüne uygun okumak şartıyla. Dolayısıyla ben şahsen kademeli olarak kaldırılan ‘merkezi ezan’ uygulamasının yeniden başlatılmasını arzu ediyorum.
İyi tatiller…