Farklı bir DARBE biçimi..

Abone Ol

Şu son birkaç gün süren ve “15 yaşında yaşamını yitiren Berkin Elvan’ı kullanan” eylemler, Türkiye’nin manzarasını aşağı-yukarı belli etti..

Bir Ak Parti’li kesim var..

Sürekli olarak CHP’liler tarafından, “Ak Parti’lisin, öyleyse suçlusun” muamelesi yapılıyor..

Yani açıkça “ötekileştiriliyor” ve tacize maruz kalıyor..

Ve asla saldırılara karşılık vermiyor..

Sükünetini bozmuyor..

MHP’lileri yürekten kutluyorum..

Onlar inandıkları konuları savunuyor, ama kimseyi ötekileştirmiyorlar..

Hiçkimseyi “Ak Parti’lisin, öyleyse suçlusun” diye sınıflandırmıyorlar..

Daha da önemlisi..

“Para baronları”nın tuzağına düşüp, “ağaçları da Berkin’leri de bahane ederek” ortalığı yakıp-yıkmıyor, yıkanları da desteklemiyorlar..

Muhalefeti de en sıkı bir biçimde yapıyorlar..

CHP’lileri ise ne Allah, ne akıl, ne mantık ne de bu halk asla affetmeyecek..

(Sözüm hepsine değil, onlar kendilerini biliyorlar..)

46 yıllık gazetecilik hayatımda..

Bu CHP’liler kadar ihtiraslı, bu CHP’liler kadar megaloman, bu CHP’liler kadar hizmet düşmanı, bu CHP’liler kadar kindar, çıkarcı, çabuk kandırılabilen bir topluluk görmedim..

Bir “sosyal demokrat” olarak, bunlara tahammül edemiyorum..

“İktidar ihtirası”na öylesine kaptırmışlar ki kendilerini..

Demokrasinin birinci temel özelliği olan “milli irade”yi yok etmeye çalışanlarla işbirliği yapıyorlar..

“Emekçi ve emekten yana” olmaları gerekirken, “sermayenin kullandığı” bir oyuncak olmayı bile kabulleniyorlar..

Sermayenin kurguladığı ve kurduğu “Gezi Parkı ve Berkin tuzakları””na bilerek ve isteyerek düşüyorlar..

Muhalefet etmeyi, iktidarın yaptığı iyi şeyleri bile “kötülemek” sanıyorlar..

Kendileriyle aynı düşüncede olmayanları suçluyor, ötekileştiriyorlar..

İyi muhalefet olamadıkları için meydanı iktidara açıyor, sonra da “bu meydanı size yedirmeyiz” diye feryat ediyor, olay çıkarıyor, devletin ve halkın malına-mülküne zarar veriyorlar..

Bu işlerle hiç ilgisi olmayan vatandaşlara saldıkları korkuları hiç düşünmüyorlar..

Bunlara da “eylem zayiatı” gözüyle bakıyorlar..

Olacak şey değil..

Burada hiçbir siyasi partiyi “masum” veya “suçlu” diye nitelemiyorum..

Sadece, şu andaki manzarayı anlatıyorum..

Bu manzaraya bakan “istediğini görmekte” özgürdür, “benim gibi düşünün” demiyorum..

Ama..

Özellikle CHP, “çok tehlikeli bir yolculuk” yapıyor..

Basın-yayın organlarını elinde tutan sermaye, halkın istediğini değil, halka neyi isteteceğini verir..

Programları, reklamları, yazarları, haberleri “toplumun algısını etkileyecek şekilde”dir..

60 küsür yıldır –neredeyse- Türkiye’nin Başbakanlarının ve bakanlarının belirleyicisi oldular..

Basın-yayın yoluyla topluma istedikleri kişileri kabullendirdiler, istedikleri kişilerden nefret edilmesini sağladılar..

İstedikleri yasaları istedikleri şekliyle çıkarttırdılar..

60 küsür yıldır kamu bankalarının “görev zararları” hep onlara aktı..

Devletten ucuza aldıkları parayı yine devlete satarak “katmerli kazanç” sağladılar..

Ve buna kimsenin ortak olmasına izin vermediler..

Şimdi ise..

“Anadolu kaplanları” güçlenmeye başlayıp, onlara ortak olmaya başlayınca..

Hükümetin de bunları desteklediğini görünce..

“Milli irade de neymiş, şimdiye kadar biz yönettik yine biz yöneteceğiz” diyerek, halkın seçtiği bir siyasi partiyi, demokratik olmayan yollarla iktidardan düşürmeye çalışıyorlar..

Kendilerine “paravan” olarak da CHP’yi seçtiler..

Aklı başında, demokrasiye inanan, akılcı CHP’liler..

Bugüne kadar “aman CHP iktidar olmasın, halkın gözünde büyümesin” diye CHP’nin iktidar olduğu dönemlerde her türlü sıkıntıyı yaşatanların bu tavrını hiç sorgulamayacak mı?

Diyeceğim o ki..

Etnik kökeni, inancı, siyasi görüşü, ideolojisi ne olursa olsun..

Bu ülkede yaşayan herkes, “aynı kazanın içinde olduğumuzu” asla unutmamalıdır..

“Bu halkın demokratik haklarını gasp eden ‘DARBE’lerden kurtulduk” diye sevinirken, bu hakkımızı farklı bir DARBE biçimiyle yok etmeye çalışan “baron”lara alet olunmamalıdır..

Demokratik hiçbir eylemde “yakma-yıkma-zarar verme” gibi bir olgunun olmadığını herkes anlamalı ve bunu bağışlamamalıdır..

Herkes birine inanma, onu destekleme hakkına sahiptir..

Birilerini “yandaş” olarak suçlayanlar, kendilerinin de bir “yandaş” olduğunu unutmamalıdır..

Şimdi oturun ve olan-biteni bir kez daha düşünün, değerlendirin..

Sonra ne isterseniz onu yapın..