İlk olarak Konyaaltı Kent Meydanı’nda toplanan hayvanseverler, ‘Uyutma, kısırlaştır, aşılat ve yaşat’, ‘Sokak hayvanları ölmesin’ şeklinde sloganlar atıp, pankartlar açtı. 300’e yakın hayvanseverin buluştuğu eylemde, bazı hayvanseverlerin, yüzlerini hayvan figürleriyle boyaması dikkat çekti. Attalos Meydanı’nda toplanan grupta ise, sokak hayvanlarıyla ilgili en acil çözümün kısırlaştırma olması gerektiği yönünde vurgu yapıldı. Topluluk adına konuşan Erkan Er, “Bugün burada kendi adına konuşamayan canlarımızın hakkını savunmak, onlara adalet istemek için toplandık. Bugün burada, 'Çocuklar mı ölsün köpekler mi ölsün' sorusuna karşılık, ‘hiçbir cana zarar gelmeden çözelim' demek için bir araya geldik. Katliam yaparak, üst üste yığılacakları barınaklarda yavaş ve acılı ölümlerle yok ederek çözüm üretemeyiz. Kötü örnek, örnek değildir. O nedenle Avrupa ülkelerinin acımasız uygulamalarını karşımıza çıkarmayın. İlla Avrupa'dan örnek alacaksak, kadına, çocuğa, hayvana, doğaya, bir damla sularına sahip çıkışlarını; bunlara verdikleri değeri örnek alalım. Daha da iyisi, cana verdiğimiz değerle biz onlara iyi örnek olalım. Ayrıca her ülkenin kendi gerçekleri ve renkleri vardır. Örneğin Hindistan'da sokaklarda inekler gezer. Endonezya'da maymunlar turistlerin eşyalarını kapıp kaçar. Amerika'da otoyolda karşıdan karşıya geçen timsaha yol vermek için araç sürücüleri tık çıkarmadan bekler. Kanada'da geyik gelir arabaya çarpar. Kimse de öldürelim diye tutturmaz. Çünkü dünya hepimizin. Bizi yönetenlere, uyuttuğunuz bir daha uyanmayacaksa, bunun adı cinayettir demek istiyoruz. Cinayet, zalimce ve asla kabul edilemeyecek bir şeydir. Manevi yükü çok ağırdır. Bu yükü bir toplumun üzerine yüklemeye kimsenin hakkı yoktur” diye eleştirdi.
‘En acil çözüm kısırlaştırma’
200’e yakın hayvansever de Attalos Meydanı’nda eylem yaptı. Yaşam Hakkı Savunucuları adına konuşan Emine Büyüknohutçu, “Bugün iktidarın ve medyanın hedefinde sokak köpekleri var. 20 yıl önce çıkarılan 5199 sayısı yasa belediyeleri kendi sınırları içindeki sokak hayvanları konusunda sorumlu kıldı. Nüfusu 25 bin ile 75 bin arası olan belediyelerin 31 Aralık 2024, 75 binin üstündekilerin ise 31 Aralık 2022'ye kadar bakımevi kurmaları gerekiyordu. Yasaya göre bakımevi kurmakla yükümlü olan belediyeler bu iş için bizlerin vergilerinden ayrılan ödenek aldı. Ancak 20 yıl sonunda gelinen noktada Türkiye’deki mevcut 1389 belediyenin sadece 290’unda bakımevi var, diğerlerinde yok. Sistem çalışmadı, çalıştırılmadı. 20 yıl boyunca bakımevi kurmayan belediyeler kendi alanlarındaki popülasyonunu az göstermek için köpekleri ıssız bölgelere ya da başka belediyelerin bölgelerine atmaya başladılar. Kısırlaştırma olmadığı için üremenin de önüne geçilemedi. En acil çözüm kısırlaştırma. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre bugün yaklaşık 4 milyon sokak köpeği var. Mevcut barınak sayısı ve donanımı, personeli bu haliyle bile yetersizken toplanan köpekler hangi barınaklara konacak? Barınak olmayan bölgelerde bu köpeklerin akıbeti ne olacak? Bu konu, önerilen tasarının daha ilk aşamasında soru işaretleri doğurmaktadır. Asıl yapılması gereken bakımevi olmayan belediyelerin ivedilikle bakımevi kurması ve ülke genelinde kısırlaştırma seferberliğine gidilmesidir. Bu aşamada gönüllü STKlar, veterinerlik fakülteleri, askeri birimler ve özel kliniklerle de protokoller çerçevesinde iş birliği yapılabilir, yapılmalıdır. Üretim, satış ve köpek dövüşleri üzerinden sağlanan rant durdurulmalıdır” diye tepkisini ifade etti.