Sokağa çıkmaları yasak
Türkiye gibi Antalya’da da ölümcül pandemi koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle herkes kendinden az ya da çok fedakârlık yaptı. Bunun yanında, sanki virüs ve etkileri yokmuş gibi neredeyse hiç fedakârlık yapmayan kurumlar da çıktı. Halk, virüsten korunmak için Mart 2020 başından itibaren eve kapandı. Hükümet ise virüsün yayılım ve bulaş etkilerini azaltmak için birçok kez sokağa çıkma yasağı ilân etti. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı ile kronik hastaların sokağa çıkışı ise tümden yasaklandı.
Ailenin ekonomisi yerle bir
Böyle olunca elektrik, su, cep telefonu, internet, doğalgaz gibi faturalarda artış yaşandı. Virüsün dünyayı vurması sonrası çarşı ve pazardaki tüm ürünlerde de yüksek fiyat artışları göze çarptı. Bu dönemde çok sayıda kişi işsiz kaldı. Ailede işsiz kalan, yaşı nedeniyle sokağa çıkması yasaklanan ya da ücretsiz izne çıkarılan kişi sayısından dolayı yaşanan gelir düşüklüğü neredeyse her evi vurdu. Ancak faturalar gelmeye hem de artarak gelmeye devam etti. Zorlu kış koşulları, halkın oruç tuttuğu Ramazan ayının gelmesi, virüs sırasında dünya ekonomisinin alt üst olarak birçok ürünün fiyatının artması ve yüksek gelen faturalar sonrası halk artık neredeyse çaresiz ve bir çözüm arıyor.
Para yardımı yapıldı
Halk ekonomiyi de alt üst eden bu uluslararası virüs krizi sırasında elektrik, su, doğalgaz, internet, cep telefonu, ekmek, temel gıda maddelerine ulaşım için ücretsiz kullanım ya da indirim beklentisi içinde yaşarken devlet ve kurumları yardım kampanyası başlattı, Kızılay gibi kurumlardan banka hesap numaraları verildi. Mili Dayanışma adı altında da ülke çapında bir yardım kampanyası başlatıldı. Bunlar çerçevesinde bir kısım insana gıda yardımı ve ihtiyacı olup şartları tutanlara biner lira para yardımı yapıldı.
Kısmi çaresizlik
Maaşı asgari ücret görünen birçok kişi ise kısmi çalışma ödeneğine yönlendirilerek ayda 1000-2000 lira arası rakamlarla yaşamaya mecbur kalırken gelen faturaların da altında ezildi. Virüse karşı Milli Dayanışma Kampanyası başlatılsa da bazı kurumların tutumları nedeniyle bu dayanışma faturalara neredeyse hiç yansımadı. Hatta bazı resmi ve özel kurumlar süreci fırsata çevirmeye çalıştı. Faturalarda ne indirim ne de ücretsiz kullanım hakkı sunulmadığı gibi bazı firmalar iddia o ki pandemi sürecinde fiyatlarını artırdı.
Elektrik:
Elektrik faturaları Mart ayında zirve yaptı. Soğuk kış koşullarında kullanım arttı. Ancak CK Akdeniz’in okuma yaptığı Antalya’daki faturaları gören halk neye uğradığına şaşırdı. Halka, Hükümet ya da yerel olarak firmalar tarafından herhangi bir ücretsiz kullanım hakkı ya da indirim hakkı da sağlanmadı. Aksine 100-200 veya 300-400 liralık faturalar kullanımın artmasından dolayı Mart, Nisan ve Mayıs aylarında 900-1000’er lira gibi rakamlarla tüketiciye yansıdı. Ev kirası kadar gelen faturalar halkı isyan ettirdi.
Doğalgaz:
Antalya’da Enerya firmasının işlettiği doğalgazda da benzer bir durum yaşandı. Ne indirim ne de ücretsiz kullanım hakkı sunuldu. Kurumlardaki fedakârlık potansiyeli ve Hükümet’in başlattığı yardım kampanyalarının etkisi ne yazık ki faturasal olarak halka yansımadı. Ay sonunda gelen faturaları gören halk, soğukta yayılımı daha hızlı olan virüse rağmen ve çaresizce soğuktan hasta olmayı da göze alarak kombiyi kısma ya da kapatarak buz gibi evde oturma yoluna gitti. Halk bu faturalara karşı sosyal medyada ciddi tepkiler ortaya koydu.
Su:
ASAT’ın okuduğu su faturalarındaki artış da diğer faturalar gibi halkın tepkisinden nasibini aldı. Faturaların miktarı yoğun kullanım sonucu yüzde 50 arttı. Bu faturalarda da ücretsiz kullanım ve indirim benzeri bir hak sunulmadı. Ekmek, temel gıda ve erzak yardımı, sebze yardımı, sıcak yemek, maske-dezenfektan-eldiven-koruyucu siperlik dağıtımı, sosyal yardım, öğrenciye 5 tona kadar (5 metreküp) bedava su, sağlık yardımı, evde bakım hizmeti gibi birçok hizmeti aksatmadan başarıyla götüren çoğu belediye su faturalarının ödenmesini de öteledi. ASAT da diğer belediyeler gibi bu süreçte evinde, iş yerinde suyu kesilen vatandaşın sularını açtı, borcundan dolayı kapatılması gereken su abonelerinin sularını da kesmedi. Bulaş ve yayılma riskine karşı AK Parti’li belediyeler gibi bir süre su sayaçlarını okumayan, abonelerin borçlarını öteleyen belediyenin kuruluşu ASAT bu konuyla ilgili açıklama yaptı. Nisan’da sayaç okumayarak, Şubat-Mart faturalarının toplamının ortalamasının yüzde 80’inin Nisan ayı faturası olarak, kalan yüzde 20’nin ise Mayıs ayı faturası üzerine yansıtıldığını, salgın nedeniyle 2 aydır evde ailecek kalınarak daha sık vakit geçirilmesi, temizlik hassasiyetinin artması, mevsimsel değişikliğin su kullanımına etkisi nedeniyle Mayıs ayında normalden daha yüksek fatura geldiğini, bir hata var ise faturadaki son endeks ile sayaçtaki son endeksin karşılaştırılmasını istedi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de “Suya zam ya da yüksek faturalandırma iddiaları asılsızdır, gerçeği yansıtmamaktadır. Biz bize yeteriz” diyerek sosyal medyada açıklama yaptı. Ancak bunlar halkın bir kesimini tatmin etmedi. Birçok kişi sosyal medyada eleştirel yorumlarda bulunarak “Bütün mahallenin faturası bize kesilmiş”, Binaya gusül abdesti mi aldırdınız” gibi paylaşımlar yaptı. ASAT ise sayaçları yerinde okuyarak iddiaları inceledi.
İnternet-cep telefonu:
Pandemi sürecinde yakın temasın engellendiği, birçok resmi ve özel kurum ve kuruluşun kapatıldığı, yüz yüze iletişimin engellendiği, sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, hayatın neredeyse bütün şartlarının ve halkın imkanlarının yerle yeksan olduğu dönemde herkes cep telefonu ve internet kullanımına hücum etti. Neredeyse tüm siparişler bu platformlardan verildi. Sokağa çıkıp gazete dahi alınamayacak duruma gelinince sosyal paylaşımların ötesinde artık tüm paylaşımlar ve duyurular buradan yapıldı. Ülke genelinde tüm iletişimler buradan sağlandı. Ancak halkın sadece şu süreç geçinceye değin internet ve cep telefonu kullanım faturalarında indirim ya da ücretsiz kullanım hakkı verilmesi hayali de suya düştü. Bazı internet sağlayıcısı ve mobil hizmet vericisi fedakârlık yaparak birkaç gigabayt internet kullanımı ya da konuşma dakikası hediyesi verirken bazı firmalar süreci fırsata çevirmeye çalıştı. Bir kısım vatandaş diğer kalemlerde olduğu gibi internet ve cep telefonu faturaları yüksek gelince çılgına döndü. Konuşma kotasını aştığını fark etmeyen bazı kullanıcılara 850-900 liralık cep telefonu faturaları yansıdı. Cep telefonu ile birlikte interneti kullananları ise daha vahim faturalar karşıladı. Evine bağlattığı interneti kullananlar, kota aşımı da yapmadıkları halde pandemi sürecinde krizin fırsata çevrilmeye çalışılarak fiyatların artırıldığını belirterek çeşitli firmalara isyan etti. Bu kişiler, özel ve resmi kurumların pandemi sürecini fırsata çevirdiğini öne sürdü. Şükrü AĞIRMAN
Türkiye gibi Antalya’da da ölümcül pandemi koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle herkes kendinden az ya da çok fedakârlık yaptı. Bunun yanında, sanki virüs ve etkileri yokmuş gibi neredeyse hiç fedakârlık yapmayan kurumlar da çıktı. Halk, virüsten korunmak için Mart 2020 başından itibaren eve kapandı. Hükümet ise virüsün yayılım ve bulaş etkilerini azaltmak için birçok kez sokağa çıkma yasağı ilân etti. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı ile kronik hastaların sokağa çıkışı ise tümden yasaklandı.
Ailenin ekonomisi yerle bir
Böyle olunca elektrik, su, cep telefonu, internet, doğalgaz gibi faturalarda artış yaşandı. Virüsün dünyayı vurması sonrası çarşı ve pazardaki tüm ürünlerde de yüksek fiyat artışları göze çarptı. Bu dönemde çok sayıda kişi işsiz kaldı. Ailede işsiz kalan, yaşı nedeniyle sokağa çıkması yasaklanan ya da ücretsiz izne çıkarılan kişi sayısından dolayı yaşanan gelir düşüklüğü neredeyse her evi vurdu. Ancak faturalar gelmeye hem de artarak gelmeye devam etti. Zorlu kış koşulları, halkın oruç tuttuğu Ramazan ayının gelmesi, virüs sırasında dünya ekonomisinin alt üst olarak birçok ürünün fiyatının artması ve yüksek gelen faturalar sonrası halk artık neredeyse çaresiz ve bir çözüm arıyor.
Para yardımı yapıldı
Halk ekonomiyi de alt üst eden bu uluslararası virüs krizi sırasında elektrik, su, doğalgaz, internet, cep telefonu, ekmek, temel gıda maddelerine ulaşım için ücretsiz kullanım ya da indirim beklentisi içinde yaşarken devlet ve kurumları yardım kampanyası başlattı, Kızılay gibi kurumlardan banka hesap numaraları verildi. Mili Dayanışma adı altında da ülke çapında bir yardım kampanyası başlatıldı. Bunlar çerçevesinde bir kısım insana gıda yardımı ve ihtiyacı olup şartları tutanlara biner lira para yardımı yapıldı.
Kısmi çaresizlik
Maaşı asgari ücret görünen birçok kişi ise kısmi çalışma ödeneğine yönlendirilerek ayda 1000-2000 lira arası rakamlarla yaşamaya mecbur kalırken gelen faturaların da altında ezildi. Virüse karşı Milli Dayanışma Kampanyası başlatılsa da bazı kurumların tutumları nedeniyle bu dayanışma faturalara neredeyse hiç yansımadı. Hatta bazı resmi ve özel kurumlar süreci fırsata çevirmeye çalıştı. Faturalarda ne indirim ne de ücretsiz kullanım hakkı sunulmadığı gibi bazı firmalar iddia o ki pandemi sürecinde fiyatlarını artırdı.
Elektrik:
Elektrik faturaları Mart ayında zirve yaptı. Soğuk kış koşullarında kullanım arttı. Ancak CK Akdeniz’in okuma yaptığı Antalya’daki faturaları gören halk neye uğradığına şaşırdı. Halka, Hükümet ya da yerel olarak firmalar tarafından herhangi bir ücretsiz kullanım hakkı ya da indirim hakkı da sağlanmadı. Aksine 100-200 veya 300-400 liralık faturalar kullanımın artmasından dolayı Mart, Nisan ve Mayıs aylarında 900-1000’er lira gibi rakamlarla tüketiciye yansıdı. Ev kirası kadar gelen faturalar halkı isyan ettirdi.
Doğalgaz:
Antalya’da Enerya firmasının işlettiği doğalgazda da benzer bir durum yaşandı. Ne indirim ne de ücretsiz kullanım hakkı sunuldu. Kurumlardaki fedakârlık potansiyeli ve Hükümet’in başlattığı yardım kampanyalarının etkisi ne yazık ki faturasal olarak halka yansımadı. Ay sonunda gelen faturaları gören halk, soğukta yayılımı daha hızlı olan virüse rağmen ve çaresizce soğuktan hasta olmayı da göze alarak kombiyi kısma ya da kapatarak buz gibi evde oturma yoluna gitti. Halk bu faturalara karşı sosyal medyada ciddi tepkiler ortaya koydu.
Su:
ASAT’ın okuduğu su faturalarındaki artış da diğer faturalar gibi halkın tepkisinden nasibini aldı. Faturaların miktarı yoğun kullanım sonucu yüzde 50 arttı. Bu faturalarda da ücretsiz kullanım ve indirim benzeri bir hak sunulmadı. Ekmek, temel gıda ve erzak yardımı, sebze yardımı, sıcak yemek, maske-dezenfektan-eldiven-koruyucu siperlik dağıtımı, sosyal yardım, öğrenciye 5 tona kadar (5 metreküp) bedava su, sağlık yardımı, evde bakım hizmeti gibi birçok hizmeti aksatmadan başarıyla götüren çoğu belediye su faturalarının ödenmesini de öteledi. ASAT da diğer belediyeler gibi bu süreçte evinde, iş yerinde suyu kesilen vatandaşın sularını açtı, borcundan dolayı kapatılması gereken su abonelerinin sularını da kesmedi. Bulaş ve yayılma riskine karşı AK Parti’li belediyeler gibi bir süre su sayaçlarını okumayan, abonelerin borçlarını öteleyen belediyenin kuruluşu ASAT bu konuyla ilgili açıklama yaptı. Nisan’da sayaç okumayarak, Şubat-Mart faturalarının toplamının ortalamasının yüzde 80’inin Nisan ayı faturası olarak, kalan yüzde 20’nin ise Mayıs ayı faturası üzerine yansıtıldığını, salgın nedeniyle 2 aydır evde ailecek kalınarak daha sık vakit geçirilmesi, temizlik hassasiyetinin artması, mevsimsel değişikliğin su kullanımına etkisi nedeniyle Mayıs ayında normalden daha yüksek fatura geldiğini, bir hata var ise faturadaki son endeks ile sayaçtaki son endeksin karşılaştırılmasını istedi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de “Suya zam ya da yüksek faturalandırma iddiaları asılsızdır, gerçeği yansıtmamaktadır. Biz bize yeteriz” diyerek sosyal medyada açıklama yaptı. Ancak bunlar halkın bir kesimini tatmin etmedi. Birçok kişi sosyal medyada eleştirel yorumlarda bulunarak “Bütün mahallenin faturası bize kesilmiş”, Binaya gusül abdesti mi aldırdınız” gibi paylaşımlar yaptı. ASAT ise sayaçları yerinde okuyarak iddiaları inceledi.
İnternet-cep telefonu:
Pandemi sürecinde yakın temasın engellendiği, birçok resmi ve özel kurum ve kuruluşun kapatıldığı, yüz yüze iletişimin engellendiği, sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, hayatın neredeyse bütün şartlarının ve halkın imkanlarının yerle yeksan olduğu dönemde herkes cep telefonu ve internet kullanımına hücum etti. Neredeyse tüm siparişler bu platformlardan verildi. Sokağa çıkıp gazete dahi alınamayacak duruma gelinince sosyal paylaşımların ötesinde artık tüm paylaşımlar ve duyurular buradan yapıldı. Ülke genelinde tüm iletişimler buradan sağlandı. Ancak halkın sadece şu süreç geçinceye değin internet ve cep telefonu kullanım faturalarında indirim ya da ücretsiz kullanım hakkı verilmesi hayali de suya düştü. Bazı internet sağlayıcısı ve mobil hizmet vericisi fedakârlık yaparak birkaç gigabayt internet kullanımı ya da konuşma dakikası hediyesi verirken bazı firmalar süreci fırsata çevirmeye çalıştı. Bir kısım vatandaş diğer kalemlerde olduğu gibi internet ve cep telefonu faturaları yüksek gelince çılgına döndü. Konuşma kotasını aştığını fark etmeyen bazı kullanıcılara 850-900 liralık cep telefonu faturaları yansıdı. Cep telefonu ile birlikte interneti kullananları ise daha vahim faturalar karşıladı. Evine bağlattığı interneti kullananlar, kota aşımı da yapmadıkları halde pandemi sürecinde krizin fırsata çevrilmeye çalışılarak fiyatların artırıldığını belirterek çeşitli firmalara isyan etti. Bu kişiler, özel ve resmi kurumların pandemi sürecini fırsata çevirdiğini öne sürdü.
İLGİLİ HABER
Bu adam ne yapsın!