Fransa’ya teşekkür ediyorum..

Abone Ol

“Fransız Devrimi veya Fransız İhtilali (1789-1799) Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır” denir..
Yeni bir çağ (Yakın çağ) başlamıştır..
“Monarşiden kurtulup özgürlüğe kavuşmak” olarak nitelenir..
Fransa, hep İngiltere’yle birlikte “demokrasinin-medeniyetin beşiği” diye anılır..
Hatta..
Aralarına Almanya’yı da katarsanız, Avrupa Birliği’nin “örnek alınan” büyükleridir..

Peki..
Bizim gözümüzde “Avrupa Birliği” nedir?
Güçlü ekonominin, temel hak ve özgürlüklerin, çağdaşlığın sembolü..
Dönün şimdi önceki güne..
Fransa Ulusal Meclisi hangi tasarıyı oylayıp kabul etti?
“Fransa’da ‘Türkler Ermeni soykırımı yapmamıştır” demek yasaktır..
Bunu söyleyen veya bu anlama gelecek şekilde konuşan, yazan, fikir beyan edenler 45 bin euro para ve 1 yıl hapis cezasına çarptırılır..”
Yani..
İnsanların en temel haklarından biri olan düşünce ve konuşma özgürlüğüne, Fransa gibi “medeniyetin beşiği” denilen bir ülkede “yasak” getiriliyor..
Evet..
Henüz yasalaşmadı..
Ama..
“Ulusal Meclis” Fransa’nın ne olup-olmadığını açık-seçik ortaya koymuş oldu..
- Yasakçı Fransa..
- Çıkarcı Fransa..
- Oy uğruna ülke imajının zedelenmesine bile aldırmayan insanların yönettiği Fransa..

İşte bizim özendiğimiz, 50-60 yıldır, “N’olur bizi de aranıza alın” diye yalvar-yakar olduğumuz AB’nin etkin üyelerinden birinin hali..
Bu tarz tutum ve davranış sadece Fransa ile sınırlı da değil..
AB’ye üye ülkelerin hemen hepsi de aynı..
Avrupa’yı bilenler bilir..
Avrupa, “yasaklarla robotlaştırılmış insanlar topluluğu”dur..
AB Anayasası’nı şöyle bir gözden geçirin, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız..
Öte yandan..
“Güçlü ekonomi” anlamına gelen AB’nin önde gelen ülkelerinde yaşanan ekonomik krizleri de unutmayın tabii..
“AB fonları ve hibeleriyle” beslenen aydın(!)larımızın bizi “ille de girelim” diye zorladıkları arena böyle bir yer işte..

Yıllarca yazılarımızda ve TV’deki programlarımızda AB’nin bu yüzünü anlattıkça, bizi “öcü” gibi gördüler..
“Gerici” damgası vurdular..
Fransa misali, gerçekler ortaya çıktıkça bu aydın(!)larımızın yüzleri kızarır mı bilmiyorum..
Ama..
“AB ile ilgili düşüncelerimizin doğru olduğunu” bir kez daha ortaya koyan Fransa’ya – bizi yalancı çıkarmadığı için- teşekkür ediyorum..
Umarım..
Türkiye’nin, “AB ülkelerinden çok daha büyük ve güçlü bir ülke olduğu” gerçeğini bizimkiler de görürler..
AB’nin peşinde koşmak yerine, bu ülkeye hizmeti düşünürler..
AB’den hibe almayı “başarı” sayan ve bu yolu izleyen insanlarımız da, artık o hibelerin boşuna verilmediğini anlarlar..
Umarım..