Geçersiz Oylar

2014 yılındaki yerel seçimlerde ve 2018 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine katılım Muratpaşa’da yüzde 86 altına hiç düşmedi. Bu Muratpaşa halkının demokrasiye olan inancının bir yansıması olarak okunabilir.

Ancak her 2 seçimle ilgili dikkatimi çeken geçersiz oylar.

2014 yılında Muratpaşa Belediye Başkanlığına oy veren 8 bin 571 kişinin oyu geçersiz sayıldı.

2014 yılında Murtapaşa Belediye Meclis Üyeliği için oy veren 9 bin 371 kişinin oyu geçersiz sayıldı.

2018 yılında Cumhurbaşkanlığına oy veren 4 bin 172 kişinin oyu geçersiz sayıldı.

2018 yılında Milletvekilliğine oy veren 4 bin 759 kişinin oyu geçersiz sayıldı.

Bu sadece Muratpaşa’daki geçersiz oylar. 24 Haziran seçimlerinde Türkiye genelinde sandık başına giden 51 milyon 178 bin 630 seçmenden 1 milyon 53 bin 230 seçmenin oyu geçersiz sayıldı. Yani nerdeyse Saadet Partisinin genel seçimlerde aldığı oy oranın iki katı.

Geçersiz oyların birçok nedeni olabilir. Ancak bu geçersiz oyların sebebinin büyük bir kısmını sandık kurullarının iyi eğitilememesinden kaynaklandığını düşünüyorum.

Bunu İlçe Seçim Kurulu Üyeliği yapmış birisi olarak söylüyorum. Aynı zamanda bizzat sahada sandık kurulu üyeliği yapmış biri olarak da söyleyebilirim.

Sandık kurulları 1 başkan (bu genelde öğretmenler arasından seçilir) ve 6 asil üyeden oluşur. En son seçimde en yüksek oyu almış 5 siyasi partinin temsilcileri de bu kurulda şartları taşımaları halinde görev alırlar. Bu kurulların bana göre asıl görevi oy verme işleminin sona ermesinden sonra başlar. Asıl yorucu kısmı budur.

Sandıktan çıkan oy zarflarını, oy pusulalarını saymak, dökümlerini ve sonuçlarını tutanağa geçirmek bir hayli maharet ister.

Sandık kurulunda görev alacak devlet memurları ilçe seçim kurulunca bir eğitimden geçirilirken, partili üyeler de sandık kurulunun oluşmasından tutun da sayım döküm işlemlerinin nasıl yapılacağına kadar kendi partilerinin seçim işleri başkanlığınca eğitilirler.

Gelelim seçimin başlangıcından çuval teslimine kadarki sürece. Geçersiz oylar bu iki zaman diliminde gerçekleşiyor.

Sandık kurulu, ilçe seçim kurulu başkanlığından teslim aldığı ve filigranlı kağıttan üretilmiş üzeri Yüksek Seçim Kurulunca numaralanıp mühürlenerek paketlenmiş birleşik oy pusulası paketini açıp, tümünü sayar; birleşik oy pusulalarının her birinin arkasını sandık kurulu mührü ile mühürler ve birleşik oy pusulalarının sayısı ile her birinin arkasının sandık kurulu mührüyle mühürlenmiş olduğunu tutanak defterine geçirir.

Sandık kurulu ilçe seçim kurulundan teslim alınan filigranlı kağıttan üretilmiş ve ön yüzünün sol üst köşesinde Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu amblemi ve ilçe seçim kurulu başkanlığı mührünü taşıyan sarı renkte bastırılmış olan oy zarflarını sayar, her zarfın üzerine sandık kurulu mührünü basar ve zarfların sayısı ile her birinin ön yüzünün sandık kurulu mührüyle mühürlenmiş olduğunu tutanak defterine geçirir.

İşte seçim sonrası büyük kavgalar buradan çıkar. Birleşik oy pusulalarının ve zarflarının mühürsüz olması geçersiz oy sebebidir.

Biliyorsunuz bu seçimde aynı zamanda mahalle muhtarlarımızı da seçeceğiz. Muhtarlar kendi pusulalarını oy verme kabinine bıraktığından, sakın ha oy kullandığınız zarfın içine muhtarın oy pusulasını koymayın. Oy pusulasındaki ve zarftaki herhangi bir iz veya işaret oyunuzun geçersiz olmasına sebep olur.

Gelelim seçimin en zor kısmına.

Sayım ve döküm açık olarak yapılır. Oy verme yerinde bulunanlar görevlileri engellemeyecek şekilde sayım ve dökümü izleyebilirler. Sayım ve döküm sırasında sandığın bulunduğu odanın kapısı açık tutulur. Masa üzerinde ne varsa kaldırılır. Oy verme işleminin bittiği tutanağa geçirilir. İmzalar sayılıp tutanağa işlenir ve yüksek sesle ilan edilir. Oy pusulalarından veya zarflarından kullanılmayanlar sayılır; oyları veren seçmen sayısı eklenerek kurula teslim edilmiş bulunan birleşik oy pusulası toplamına veya zarf miktarı toplamına uygun olup olmadığı tespit edilir.

İmzalarda eksilik ya da fazlalık olması durumunda vay sandık başkanı ve kurulunun haline. Oldu mu sana geçersiz oy?

Sandık, oy verme yerinde hazır bulunanların gözü önünde, sandık kurulu başkanı tarafından açılır. Sandıktan çıkan zarflar, sandık kurulu başkanı tarafından yüksek sesle iki defa sayılır. Fark çıkarsa üçüncü kez sayılır.

Bu sayım esnası çok önemli. Kimi sandık kurulu başkanlarının zarftan çıkan pusulayı sadece kendinin okuduğuna şahit oldum. Bu durum seçimden önce yapılan “Hiçbir tesir altında kalmaksızın, hiç kimseden korkmadan, seçim sonuçlarının tam ve doğru olarak belirlenmesi için, görevimi kanuna göre, dosdoğru yapacağıma, namusum, vicdanım ve bütün mukaddesatım üzerine ant içerim” sözlerine aykırıdır.

Sandık başkanı herkesin görebileceği şekilde pusulayı açık seçik göstermek zorundadır.

Geçerli oyların sayısını artırabilmek ve kişilerin iradesini sandığa yansıtabilmek için bunlara çok dikkat etmeliyiz. Özelliklede il seçim kurulu sandık başkanlarını çok iyi eğitmeli.