‘Gelecek kaygım’ çok daha fazla artıyor..
Çünkü..
Bu ülkede “teröre kurban giden” onbinlerce insanın akan kanlarının ve onların yakınlarının yaşadığı ve daha da yaşanacak acıların bitmesi için çok önemli bir fırsat çıktı, bunun kaçmasını istemiyorum..
En başından beri Türkiye’de bir “Kürt sorunu” olduğuna hiç inanmadım..
Hala da inanmıyorum..
Tıpkı savaşlar gibi, “terör”ün de tek nedeni “ekonomik”tir..
Yani “para”dır..
Eğer bu ülkede bir PKK terörü çıktıysa ve 30 küsür yıldır da sürüyorsa..
İzler iyi takip edilirse, bu işin arkasında “para babaları”nın olduğu görülür..
…
Neyse, biz “barış süreci”ne ve “siyasetçilerimizin tutumu”na dönelim..
İktidar partisi “siyasi” anlamda çok büyük bir risk aldı ve “barış süreci” adı altında bu PKK terörünü bitirmek için önemli adımlar attı..
Bir vatandaş olarak ben ne beklerim?
Eğer artık kan dökülmeyecek ve bu ülke o terör belasından kurtulacaksa, bu sürece “herkesin katkı koymasını ve böylece barışın sağlanması”nı beklerim..
Ama..
Muhalefet partileri, bırakın sürece katkı koymayı, engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar..
Niye?
Bunun iki nedeni var..
BİR.. Siyasi kaygı..
İktidar partisi bu barışı kotarırsa, çok uzun bir zaman iktidar olamayacaklarından korkuyorlar..
İKİ.. Gelecek kaygısı..
Terörist başı Öcalan’la yapılan görüşmeler ve bu arada bu barışa karşılık Türkiye’nin neler vadettiği..
…
Şu ana kadar yaşanan gelişmeler ve yapılan açıklamaların ışığında gördüklerimi ve hissettiklerimi anlatmak istiyorum..
…
Partilerin “siyasi kaygı”larını anlarım..
Ama..
Siyasi kaygıların, bu ülkede yaşanan acıların önüne geçmesini asla affetmem..
“Gelecek kaygısı”nı ise ben de duyuyorum..
Evet, “bir anda silahların susması” bana da pek normal gelmedi..
Asla kabullenemeyeceğim o BDP istekleri gerçekleşecek mi, bu ülke bölünecek mi diye ben de korkuyorum..
Ama..
Seçip TBMM’ye gönderdiklerimizden..
Siyasi partilerin yönetimlerinden..
Bu ülkenin “aydın” kesiminden..
Vatandaş olarak, “bunların açık ve net bir şekilde ortaya konmasını” beklerim..
“Süreç” başladığından beri bunu hiç göremedim..
İki büyük muhalefet partisinin başkanları ve sözcüleri sadece “korku” üretiyor..
“Bölücübaşıyla devlet pazarlık etmez..”
“Bu görüşmelerin sonucunda ülke bölünecek..”
“Teröristlere genel af getirilecek, bu kabul edilemez..”
Bu itirazların ve eleştirilerin hepsini kabul ediyorum..
Ama..
Terörün bitmesi, akan kanların durdurulması, acıların sona ermesi için bir çözüm önerisi getireni de göremiyorum..
…
İktidar partisi, kendine göre bir “çözüm yolu” buldu ve bunu hayata geçirmeye çalışıyor..
Yanlıştır, eksiktir, bu ülkeye zarar verecektir..
Tamam da..
Ey muhalefet partilerinin yetkilileri ve sevgili aydınlar, “sizin öneriniz” ne?
Ne nasıl yapılırsa, ülke hiç sıkıntıya girmeden bu terör belası sona erer, akan kanlar durur?
Çıkın bunu açıklayın..
Vatandaşı bilgilendirin, aydınlatın..
Vatandaşa “korku yaratmak” yerine, “çözüm” gösterin..
Gösterin ki, bu millet iktidara iyi bir şamar patlatsın..
…
Hem bir “çözüm önerisi” getirmeyeceksin..
Hem vatandaşı bilgilendirmek yerine, sadece “korku” üreteceksin..
Hem “kan dökülmesin” diyecek, ama bu yolda bir “fikir sahibi” olmayacaksın..
Hem de getirilen bir “çözüm yolu”nu tıkamak için elinden geleni yapacaksın..
Bu olmaz..
Bir vatandaş olarak, bunu kabul edemem..
Siz muhalefet partileri ve çok sevgili aydın(!) arkadaşlarım..
Siz böyle oldukça..
Bir vatandaş olarak, “gelecek kaygım” çok daha fazla artıyor..
İstediğiniz bu mu?