Günümüzde gençlerin büyük bölümü hem ders çalışırken hem de sosyal medya ve oyunlarla vakit geçirirken ekran karşısında saatlerce kalıyor. Bu durum, son yıllarda “dijital göz yorgunluğu” olarak bilinen bir sağlık sorununa dönüşmüş durumda. Göz yorgunluğunun en önemli nedenleri arasında, uzun süreli odaklanma, yetersiz göz kırpma, ekran parlaklığının yüksek olması ve düşük ortam ışığı yer alıyor. Ekrana bakarken insanlar normalden yüzde 60 daha az göz kırpıyor. Bu da göz yüzeyinin kurumasına ve yanma, batma, kızarıklık gibi belirtilere neden oluyor.
Bazı gençlerde bu durum yalnızca geçici rahatsızlık yaratırken, bazılarında kalıcı görme bulanıklığı veya ışığa karşı hassasiyet gelişebiliyor. Göz kaslarının sürekli aynı noktaya odaklanması, zamanla baş ağrısı ve boyun ağrısı gibi ek sorunları da beraberinde getiriyor.
Giderek artıyor
Ekran süresinin artmasında özellikle çevrim içi eğitim, sosyal medya kullanımı ve video oyunları etkili oluyor. Birçok genç, günün 8–10 saatini telefon veya bilgisayar karşısında geçiriyor. Göz sağlığını korumak için, cihaz başında geçirilen sürenin sınırlanması, her 20 dakikada bir 20 saniye uzak bir noktaya bakılması, ekran parlaklığının ortama uygun ayarlanması ve yeterli sıvı tüketimi öneriliyor. Ayrıca ekranla göz arasındaki mesafenin en az 50 santimetre olması da büyük önem taşıyor. Dijital göz yorgunluğunun giderek artması, hem eğitim hem de sosyal yaşamda teknoloji kullanımının bilinçli yapılması gerektiğini gösteriyor. Uzman çevreler, “ekran molasının” artık bir lüks değil, sağlıklı görme için zorunluluk haline geldiğini belirtiyor.