Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlarken sizlere bir “gençlik araştırması” sunacağım..
Birkaç yıl önce yapılan bir araştırma bu..
Ortaya, çıkan tablo düşündürücü..
Ama..
Hayata bakışları..
İnsanlar hakkında düşündükleri..
Ve istekleri..
Bugün de “aynen” devam ediyor..
Sonuçlar gösteriyor ki, gençlerimiz büyük bir “çelişki” yaşıyor..
Kafaları karışık..
Ve kişilikleri yeterince gelişmemiş..
…
Sizi daha fazla meraklandırmak istemiyorum..
İsterseniz, “Herkes İçin İnsan Hakları Projesi” kapsamında yapılan “Gençliğin İnsan Haklarına Bakışı” araştırmasını bir okuyun..
Sonra “siyasi erk”e ve anne-babalara, ardından da gençlere söyleyeceğim bir-iki şey olacak..
*****
12 ildeki 16-27 yaş arası gençlerle görüşüldüğünü anlatan proje yöneticisi Özgür Ünlühisarcıklı ve Strateji/GFK araştırma şirketinin yöneticisi Selim Oktar’ın verdiği bilgiye göre, gençlerin;
- Yüzde 92’si “kız çocuklarının ihtiyaç duymayacakları için okutulmamasını”…
- Yüzde 91’i “parası olmayanların temel sağlık hizmetlerini alamamasını”…
insan hakları ihlali olarak görüyor..
Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 61’i “Türkiye’de insan haklarına saygı gösterilmediğini” düşünüyor..
Ama..
- Yüzde 67.5’i homoseksüelleri…
- Yüzde 67.4’ü uyuşturucu bağımlılarını…
- Yüzde 65.3’ü çok içki içenleri…
- Yüzde 61.7’si AIDS hastalarını…
- Yüzde 54.5 sabıkalıları…
- Yüzde 49.5’i Yahudileri…
- Yüzde 43.8’i Hristiyanları…
- Yüzde 35’i de göçmenleri…
Komşu olarak görmek istemiyor..
…
Hem “insan hakları”ndan söz edip, hem de yukarıda saydıklarımı “insan” yerine koymamak müthiş bir çelişki değil mi?
*****
Ortaya çıkan bu tablo, doğrusu beni hiç şaşırtmadı..
“Geleceğimiz” dediğimiz gençlerimizin durumunu hem çok yakından takip ediyorum, hem de inceliyorum..
Ve –bana kızmasınlar- doğru kararlar vereceklerinden, ülkeyi düzlüğe çıkaracaklarından ve insan haklarına saygı göstereceklerinden hiç ümitli değilim..
Çünkü, hayata “doğru” hazırlanmıyorlar..
Sözlerim hepsi için değil tabii, ama büyük bir çoğunluğu kastediyorum..
…
Niye mi böyle düşünüyorum?
Çünkü;
- Eğlenceye şartlandırılıyorlar..
- Ezberciliğe şartlandırılıyorlar..
- Bencilliğe, bireyciliğe şartlandırılıyorlar..
- Çıkarcılığa şartlandırılıyorlar..
- Tüketmeye şartlandırılıyorlar..
- “Para”nın her şey olduğuna şartlandırılıyorlar..
- “Globalleşen dünyada insani duygulara yer yok” düşüncesine şartlandırılıyorlar..
- Siyasetçilere biraz fazla kulak verip “ötekileştirmekten çekinmiyorlar”..
…
Böylesine şartlandırılmalar, beyin yıkamalar öylesine “çekici” bir şekilde yapılıyor ki..
O körpe beyinlerin neyin doğru, neyin yanlış olduğunu algılamaları imkansız hale geliyor..
Çok ileri yaşlarda akılları başlarına geliyor, ama o zamana kadar da iş işten geçiyor..
Çocuklarına doğru ve yanlışı anlatamıyorlar..
Şartlanmış o gençler, “sizin doğrularınızla bizim doğrularımız birbirini tutmuyor” diyerek, bir “kuşak çatışması” yaratıveriyorlar..
Yani, şartlandırıldıkları şekilde hareket ediyorlar..
Ve bu bir “kısır döngü” şeklinde sürüp gidiyor..
…
Sonunda ne mi oluyor?
- Siyaset kirleniyor..
- Çıkar güçleri emellerine ulaşıyor..
- Ve hem milliyetimizi, hem kültürümüzü, hem de insanlığımızı yavaş yavaş esir alıp, istedikleri şekle sokuyorlar..
Yani köleleştiriyorlar..
…
Ne kadar araştırma ya da anket yapılırsa yapılsın, bu söylediklerimden başka “sonuç” çıkacağını hiç sanmıyorum..
Siz ne dersiniz?