Gerçek bir hayat öyküsü

Abone Ol

O da herkes gibi oğlunun iyi bir eğitim almasını istiyordu.

Büyüdüğünü görüp güzel bir iş sahibi olmasını arzuluyordu.

Yıllarca bunun için çalıştı, çabaladı.

Ancak hayalleri erken suya düştü.

İyi bir eğitim, iyi bir iş isteği artık çok uzaklardaydı.

Bunun için mücadele alanını değiştirdi, uyuşturucuya savaş açtı.

Çünkü o bir anneydi. Çocuğunu erken yaşta toprağa vermek istemiyordu.

Sonra bir gün uyuşturucunun pençesine düşen canından bir parça olan çocuğu için bilinmeze yelken açtı.

Bir gece krize giren oğlunun çaresizliğini görünce o sinsi plan geldi aklına.

Oğlunun telefonundan uyuşturucu satıcısına mesaj attı: “Bana eroin getir” dedi. Satıcı her şeyden habersiz kazanacağı paranın sevinciyle yarım saat sonra soluğu çaresiz annenin evinin önünde aldı. Bir anda ortaya çıkan anne sabıkası kabarık uyuşturucu satıcısını defalarca bıçakladı. Yanına da oğlunun kolyesini bırakıp olay yerinden uzaklaştı.

Artık devreye polis girmişti.

Yapılan kısa bir araştırmadan sonra cesedin yanında bulunan kolyenin uyuşturucunun pençesine düşen çaresiz çocuğun olduğu anlaşıldı. Mesaj çekilen telefonun da aynı kişiye ait olduğu ortaya çıkınca mahkeme uyuşturucu bağımlısı genci tutukladı. 7 ay ceza evinde yattı.

Sonra bir gün polise bir ihbar yapıldı. Karşıdaki ses “Cinayeti ben işledim, teslim olmak istiyorum” diyordu. Polis telefonun geldiği eve gitti. Karşılarında çaresiz anneyi buldular. Anne, sorgusunda cinayeti en ince ayrıntısına kadar anlattı. Polis, çocuğunu kurtarmak için böyle bir yalana başvurduğunu düşündü, kanıt istedi. O da cinayetten hemen sonra cesedin başında çektiği videoyu kanıt olarak sundu.

“Neden?” diye sordu polisler.

Başladı anlatmaya: “Çocuğum sürekli uyuşturucu krizine giriyordu. Her gün, her saat gözümün önünde ölüyordu. Dayanamadım. O’nu kurtarmak için önce kaynağı kurutmalıydım. Öyle yaptım ve cinayeti işledim. Çocuğumun da bir süre cezaevinde yatması halinde uyuşturucudan kurtulacağını düşündüm. Bu nedenle şüphelerin O’na yönelmesi için telefonundan mesaj çektim, kolyesini olay yerine bıraktım.”

Bu itiraflardan sonra anne cezaevine, çocuk ise yeniden aramıza döndü.

Sonra ne mi oldu?

Maalesef gencimiz kısa bir süre sonra uyuşturucu satmak ve bulundurmaktan yeniden cezaevine girdi. İkisi de halen cezaevinde. Yani annenin acısı yine dinmedi.

Bu anlattıklarım gerçek bir hayat hikayesi. Son yıllarda uyuşturucu yaşının düştüğüne, geleceğimizin yok olduğuna tanık oluyoruz. Canımız yanıyor. Buna dur demenin yolu uyuşturucuya savaş açmaktır, el ele vermektir.

NOT: Belki birilerimiz harekete geçer diye bu yazıyı kaleme aldım. Umarım başarılı olurum.