GÖÇ

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ziyaretimizde, Antalya Milletvekillerimizden Atay Uslu'ya, Sivil Düşünce Derneği (SDD) üye ve gönüllülerinden Antalya Berberler Odası Başkanı Yüksel Uzun, Memurevleri Mahalle Muhtarı Muhammed Bıcıoğlu ve meslektaşım Teslime Tosun'la misafir olduk. Ev sahibi Uslu olunca söz dönüp dolaşıp dünyadaki göç hareketlerine geldi.

Konu göç olunca benim açımdan mevzu basit. Ben bir göçmenim. Atalarım Bulgaristan Şumnu'dan genç Cumhuriyete gelmişler. Al-i Devletimiz bize yurt vermiş, al yıldızlı bayrağın gölgesinde gelecek vermiş. Belki de bu yüzden duygusal bir refleksle her türlü göçe destek veriyor ve göçmenlerin yanında yer alıyorum.

Gerçi göç konusunun realitesi toplumumuzda biraz daha farklı. Bugün katı atık temizleyicilerinden seralarda çalışanlara, halde hamallık yapanlardan sanayiide ustalık yapanlara, dağlarımızdaki çobanlardan çocuk ve yaşlı bakıcılarımıza kadar işçi sınıfının neredeyse yüzde onu göçmenlerden oluşuyor. Tabii bir de zengin göçmenlerimiz var. Mülk alan, vatandaşlık hakkı kazanan, yatırım yapan, istihdam sağlayanlar var.

Biz yine de işin eğitiminden pratiğine kadar her kademesinde yürüyen ve tecrübe sahibi olan dostumuzu dinleyelim.

Göç ve uyum politikaları, mülteci hakları konularında uzmanlaşan Antalya Milletvekillerimizden Atay Uslu, 2013 yılında Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı olarak görev yaptığını hatırlatıyor, onun göçle ilgili açıklamalarını gerçeklerin bilinmesi açısından önemsiyorum.

TBMM İnsan Hakları Göç Alt Komisyonu Başkanı olan AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, muhalefetin sığınmacılar konusundaki yanlışları ve toplumsal huzuru bozabilecek tavrı her zaman sert  bir dille eleştirmiştir. Medyanın ısrarla gündemde tuttuğu bazı belediye başkanları ve genel başkanların açıklamaları dahi uygulamaları ile çeliştiğini belgeleriyle ortaya koymuş, kendi ilan ettikleri siyasi vaat ve uygulamalarından örneklerle mevzuyu sonuca bağlamıştır.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Sığınmacıları göndereceğiz" sözlerinin milletimizi yanılttığını ifade eden Uslu, "Uluslararası hukuka göre Suriye'de savaş bitip güvenlik sağlanmadan sadece kendi istekleri ile gidebilirler" diyor.

İran, Irak ve Suriye'de 4 milyona yakın sığınmacı hareket halinde. Bugün kapıları açsak bize gelecekler ama bizim kapasitemiz doldu, gelmelerine izin vermiyoruz.

Güvenli bölgede bekletiyoruz. 2 milyonu İdlib'de duruyor. Eğer Türkiye gerekli önlemleri almasaydı onlar da gelecekti. 30-35 km derinlikte güvenli bir bölge oluşturulsun dedik, olmadı. Biz de kendi göbeğimizi kestik, gereğini yaptık. Kendi oluşturduğumuz bölgeye 500 bin kişi gönderdik. Bunu dünyada başarabilen yok. Bize, bizzat devletimi temsilen bana bunu Türkiye nasıl başardı diye soruyorlar.

Mevzuat, sığınmacıların geri gönderilmesini kabul etmiyor. Bunu insan hakları ihlali olarak görüyor. Aslolan gönüllü, onurlu ve güvenli geri dönüşlerdir. İşte Türkiye Cumhuriyeti gönüllü, onurlu ve güvenli geri dönüşü sağlıyor.

Mensubu bulunduğum hükümet Türkiye'deki sığınmacılar ile ilgili önemli adımlar attı.

Seyreltme politikası uyguluyoruz. Nedir bu? Bakın bugün 16 ilin tamamında, 52 ilin de 800 civarı mahallesinde artık Suriyeli kabul edilmiyor.

Türkiye'deki göçü Suriyelilere indirgemek yanlıştır. Göç dünyanın bir gerçeğidir ve her zaman yaşanacaktır. Gerçeklerle yüzleşmek ve çözüm üretmek gereklidir. Türkiye Cumhuriyeti işte bu ilke ile hareket etmektedir.

Göçmenlerin ve sığınmacıların Türkiye'ye uyumları konusunda çalışmalar yapan Uslu'nun YouTube ve sosyal medya sayfalarını takip ederek, ne nedir, ne değildir ve göç hakkında merak ettiklerinizden fazlasını öğrenebilirsiniz.

www.antalyayiseviyorum.com