Renkli şekerlemeler, içecekler ve atıştırmalıklardaki sentetik maddelerin (e-kodları) dikkat eksikliğinden genetik hasara kadar uzanan etkileri Son yıllarda artan çalışmalar, başta "Sunset Yellow" (E110), "Tartrazine" (E102) ve "Allura Red" (E129) gibi sıklıkla kullanılan yapay boyaların, çocukların sinir sistemi gelişimi ve genel sağlığı üzerinde geri dönülmez etkiler bırakma riski taşıdığını ortaya koyuyor. Boyalı yiyeceklerin çocuk sağlığına yönelik en bilinen ve en yaygın etkisi, davranış bozuklukları ile olan doğrudan ilişkisidir. Araştırmalar, bu sentetik maddelerin, çocuklarda hiperaktivite bozukluğu (DEHB) semptomlarını şiddetlendirdiğini ve konsantrasyon yeteneğini olumsuz etkilediğini gösteriyor. Gıda Güvenliği konusunda çalışan bilim insanları, bu renklendiricilerin özellikle beyindeki nörotransmitter (sinir iletim) dengesini bozarak, duyusal hassasiyeti artırabildiği ve çocukların öğrenme süreçlerine zarar verebildiği konusunda uyarıyor. Boyalı jelibonlar, renkli içecek tozları ve ucuz bisküviler gibi gıdalara maruz kalan çocuklarda, huzursuzluk ve dürtüsellik seviyelerinin yükseldiği gözlemleniyor.
Metabolik ve genetik riskler
Boyaların zararı sadece davranışsal alanda kalmıyor; metabolik ve hücresel düzeyde de ciddi tehditler söz konusu.Yapılan deneyler, bazı sentetik boyaların bağışıklık sistemi hücrelerinin fonksiyonlarını bozarak alerjik reaksiyonları tetikleyebildiğini ve vücudun hastalıklara karşı direncini zayıflatabildiğini gösteriyor. Uzun süreli ve yüksek dozda tüketim sonucu, bazı E-kodlarının hücre DNA'sında hasara yol açarak genetik mutasyonlara neden olabileceği düşünülmektedir. Bu durum, uzun vadede kanser gibi ciddi kronik hastalıkların ortaya çıkış riskini artırmaktadır. Çocukların hızla bölünen hücre yapıları, bu tür kimyasal hasarlara karşı yetişkinlere göre çok daha savunmasızdır. Tüketicilerin, parlak renklere aldanmak yerine, gıda etiketlerini titizlikle incelemesi hayati önem taşıyor. Eğer bir ürünün içeriğinde çok sayıda veya karmaşık isimli E-kodları varsa, bu ürünlerden uzak durulması, özellikle çocuk menülerinden çıkarılması öneriliyor. Halk sağlığı savunucuları ise, yetkililere seslenerek, çocuk sağlığını doğrudan etkileyen bu kimyasal maddelerin kullanımının acilen kısıtlanmasını talep ediyor. Avrupa ülkelerinde bazı renklendiriciler için getirilen katı kısıtlamaların ve uyarı zorunluluklarının Türkiye'de de uygulanması, gelecekteki sağlık krizlerinin önüne geçmek için kritik bir adım olarak görülüyor.