Güç zehirlenmesi

Güç, insanoğlunun dünya üzerinde yaşamaya başladığı ilk andan itibaren ihtiyaç duyduğu bir gerçek olmuştur hep.

İnsanın fiziksel yaşamında da çok etkindir güç. Ama her şeyde olduğu gibi bedensel gücünden fazlası insanın gelişimine zarar verir hale gelir.

Bunun örneklerini de çok gördüm. Bunlardan bir tanesi çok üzücüydü.

Türkiye Basketbol Erkekler Süper Ligi’nin önemli bir takımının gelecek vaat eden bir basketbolcusuyla bir spor salonunda karşılaştığımızda gördüğüm manzara beni üzmüştü. Çünkü bu genç yıldızın kol pazuları olduğundan 3-4 misli fazla şişmiş ve çok ürkütücü bir hal almış durumdaydı.

Genç basketbolcuya bunun sebebini sorduğumda gücünü daha da arttırma hırsıyla aşırı miktarda ilaç ve vitamin aldığını bütün bunlarında ters etki yaptığını, daha çok güçlenmek isterken vücudunun deforme olduğunu ve basketbolu bu yüzden bırakmak zorunda kaldığını söylemişti.

Bu örnek fiziksel güç zehirlenmesi gördüklerimden sadece bir tanesi olarak hep aklımdadır.

Bir başka ve en tehlikelisi de, makamsal güç zehirlenmesidir.

Kişi, bir şekilde elde ettiği makamında kendisini vazgeçilmez görmeye başladığında hele etrafında birkaç tane menfaatçide onun her yaptığına doğru yanlış demeden alkış tutuyorsa bulunduğu makam tutkusuyla güç zehirlenmesi yaşar.

Bu güç zehirlenmesinin yaşandığı platform spor gibi birçok insanın geleceğini bağladığı bir unsursa daha da tehlikeli bir boyuta ulaşır.

Çünkü spor, kendisini vazgeçilmez görerek, her yaptığının doğruluğuna inanan ve etrafındaki rantçı gurubun akıl hocalığına uyarsa başında bulunduğu kurum hep hayal satmaya başlar. Olmadık başarıları olacak gibi algılamaya, bu sene olmadı gelecek yıl demeye başladığında ve bu slogan her yıl tekrar etmeye devam eder.

Güç zehirlenmesine giden makam sahipleri için, kendi kurumlarındaki sporcuların başarısızlığı hep onların suçudur, nasılsa sporcunun birisi gider birisi gelir, çünkü kendisinin yetki verdiği eğitmenler hiçbir şekilde sorumluluk almazlar, böylece her başarısızlığa bir bahane bularak bulundukları makamları ellerinde tutmaya devam ederler ve birçok genç sporcu alınan sonuçlardan sorumlu tutulur.

Buda güç zehirlenmesi yaşayan makam sahiplerinin umurunda değildir. Bazen de kendisine verilen bilgilere inanarak farkında olmadan yanlışlarına yanlış eklemeye devam ederler.

Güç sahipleri makamlarında bulundukları sırada eğer reel sonuçlara, gelişimlere değer vermeyip duygusallıklarına ve etrafındaki rantçılara esir olduysa hiçbir zaman gerçekleri göremeyip kendisine çizilen pembe tablolara kanmaya devam edecektir.

O yüzdendir ki güç zehirlenmesi çok tehlikelidir, tedavisi ise kişinin kendisini olumlu yönde geliştirmesi reel sonuçları iyi analiz etmesi her şeye bahane bulan gelişimden uzak kendisine rant sağlama peşinde olanları kendisinden uzak tutmasıyla mümkündür.

Ülkemizde özellikle spor gibi binlerce insana hitap eden kurum yöneticilerinin güç zehirlenmesi örnekleri çoktur. Güç zehirlenmesine yakalanan kişiler esas zararı, aldığı yanlış kararlarla kendi sporcularının gelişimlerini aşağıya çekilmesine göz yumarak verirler.

Güç zehirlenmesi kişinin kendi kendisinin aşacağı bir sorundur. Kişi yalnız başına reel düşünerek kendisine sunulan pembe tablonun gerçek olmadığını görebilecektir.

Sporumuz ancak gerçekçi platformlarla ileri gidebilir.

Gönlünüz dostluk ve spor dolsun.