Gün geldi hesaplar dönüyor..

Abone Ol

Bu kadar “yanlı ve yanlış” işe imza atıp da, hala sağa-sola gülücükler saçan bir başka “Başkan” göremezsiniz..
Menderes Türel’in 100. Yıl Stadyum ve Arena projesini seçim malzemesi yaptı..
Projeyi yokedeceğini defalarca tekrar etti..
İlk fırsatta da “düzeltilecek” mahkeme ve Danıştay kararlarını düzeltmedi, “CHP’li ve MHP’li Meclis üyelerini de devreye sokup” iptal yoluna gitti..
Ardından, “Antalya 100 yılın yanlışından döndü” dedi..
Hatta “Arena” sözü verdi, bunu da yapmadı..
Ve Antalya en az 200 milyon dolar zarara uğradı, milyarlarca dolarlık “tanıtım fırsatı”nı kaçırdı..
Üstelik, Antalya yıllarca “Stadyum’suz ve Arena’sız” kaldı..
Yani..
Antalya’nın başını yaktı..

Şimdi n’oldu?

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, “İlker Gedik yönetimindeki Hukuk Müşavirliği’nin uygulamaları sonrasında” CHP’li ve MHP’li meclis üyelerinin de başını yaktı..
Sayıştay raporuyla..
Her meclis üyesinin, 100 Yıl projesinin iptaline imza attıkları için, projeyi üstlenen firmaya 500’er bin lira “icra inkar tazminatı” ödemesi isteniyor..
Meclis üyelerinden bazıları şöyle diyor:
“Yüklenici firma şu ana kadar belediyeden 25 milyon lira tazminat aldı..
Bizden de 4.9 milyon lira isteniyor..
Firma şimdi de, ‘ihale yapılmadan Romanya’dan aldığı demirleri öne sürerek’ 350 milyon lira daha istiyor..”
Peki, projenin iptali için kendini yırtan Akaydın “tazminat” ödemeyecek mi?
İddia o ki..
Mustafa Akaydın, birçok “önemli ve kritik” evraklara imza atmıyormuş..
Bu nedenle, “Akaydın’a herhangi bir ödeme emri çıkmaz” diyenler var..
Evet, Ankara’ya kadar gidip, bu iş için Sayıştay’a ifade falan verdi vermesine de..
O evraklara imza atmamışsa, -söylendiği gibi- Akaydın kurtulur, ama evraka imza atanların ve meclis üyelerinin canı yanabilir..

Aslında, Akaydın ve yüklenici firma arasında gizli bir görüşme iddiası daha var..
Ama, bugün o konuya hiç girmeyeceğim..

Peki bütün bu gelişmeler konusunda, FİRMA ne diyor?
Bir meclis üyesine göre, firmanın söylediği şu:
“Mahkeme planı, belediye de projeyi iptal etti..
Belediye yönetimi ve meclis, plan tadilatı yerine yeni plan yapıp beni işimden etti..
Bir emsal falan göstermedi..
Bunun bedelini belediye ve meclis üyeleri ödeyecek..”
Adamlar haksız mı?

100. Yıl’daki “çok yönlü yanlışlar silsilesi”, Akaydın’ın tek “yanlış hesabı” değil..
Halkkart da, başlıbaşına ve tıpkı 100. Yıl gibi “tepeden tırnağa yanlış” hesap..
Üstelik, bu yanlış hesap hala devam ediyor..
Adliye’ye intikal ettiği için, bu konunun detayına tekrar girmeyeceğim..
Zaten çok konuşuldu, çok yazıldı..
Hiçbirine de doğru-dürüst cevap verilmedi..
Çünkü..
Yapılan iş “yanlış” olunca, cevabının “doğru” olması mümkün değil elbet..

Neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Oturup Akaydın’ın yanlışlarını yazmaya kalksam, inanın 2000 sayfalık roman olur..
Bunların büyük bir çoğunluğu da alenen ortada zaten..
Buna rağmen, hala Akaydın’ın peşinden koşan Antalyalıları gördükçe içim yanıyor..
“Bu kadar kör ve sağır olmak mümkün mü” diye sormaktan kendimi alamıyorum..
“Hizmet” diye yaptığı bir Çallı’daki Atatürk heykelini büyütme işi var..
Kendisi yapmamaasına rağmen, “Akvaryum”u da sahipleniyor..
Hadi onu da Akaydın yaptı diyelim..
İyi de, milletin cebinde Akvaryum’a o ücreti ödeyip girecek para yok..
Bu nasıl bir hizmet anlayışı, anlayan beri gelsin..
“Emekçi ve halkçı” olmak böyle bir şey demek ki..

Yeniden, “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner sözü adeta Mustafa Akaydın söylenmiş” diyelim..
Ve konuyu sizlerin görüşüne sunmuş olalım..
Değerlendirin..