MedicalPark Antalyaspor 2. Başkanı Ali Yılmaz, yönetim olarak bu sene daha rahat olduklarını, takımın da daha iyi bir yerde olmasını beklediklerin söyledi. Yılmaz, Antalyaspor'un 1 lirasının bile kendileri için çok değerli olduğunun altını çizerek, 'Kulübün parasını çarçur etmiyor, hovardaca harcamıyoruz' dedi
2. Başkan Ali Yılmaz, geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sezon da meşhur Akdeniz Manşet'in kuru fasulyesinin tadına baktı, Genel Yayın Yönetmeni Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Spor Müdürü Murat Özgen'in sorularını yanıtladı.
Takımın istikrarsız gidişini yönetim olarak masaya yatırdınız mı?
Biliyorsunuz ki, biz teknik konuları yönetimde konuşmuyoruz. Yalnız stratejik olarak, yani geniş anlamda, hocanın bizden bir talebi olmuşsa ancak o zaman konuşuruz. Yani hangi futbolcu oynamış, nerede oynamış, nasıl oynamış, bunları yönetimde konuşmayız. Tek patron Şifo Mehmet. Teknik heyetten hiçbir zaman 2-3 maç alınan kötü sonuçlar nedeniyle rapor almadık, böyle bir alışkanlığımız yok. Başka kulüplere benzemiyoruz. Evet, Bursa maçından sonra bir düşüş yaşadık ama moral bozmaya gerek yok. Ankaragücü maçını kazanırsak hedeflediğimiz noktada oluruz diye düşünüyorum.
Size göre neden oldu bu düşüş?
Motivasyon eksikliği midir bilemiyorum. Sadece 1-2 futbolcuda değil, çoğunda var düşüş. Rehavet olabilir diye düşünüyorum. Bursa maçının devre arasında yönetim olarak biz bile rehavete girdik. Aslında geçen sene ile bu seneyi kıyaslarsak çok fazla fark olmadığını görüyoruz. Oysa daha iyi olmamız lazımdı. Ama gol ayaklarımızın suskun kalması, Necati'nin sakatlığı, Tita'nın artık çok adamla marke edilmesi gibi etkenler de var.
Para sorunu var mı bu sene de?
Para sorunu yok dememiz mümkün değil. Ama geçen seneki gibi değil. Kulübe icra gelmiyor artık. Kulübün 1 lirasının bile boşa gitmemesine çalışıyoruz. Eskiden böyle yapılırdı demek istemiyorum ama, biz kulübün parasını hovardaca harcamıyoruz. Futbolcuların primleri o hafta içinde hemen ödeniyor. Bu yıl daha rahatız. Maç başı alacakları falan var ama çocukların kafası rahat. Önemli olan o. Futbolcu bize güveniyor. Kulübün parasının çarçur edilmediğini biliyor ve parasını mutlaka alacağının farkında. Zaten yöneticiyle muhatap olmuyor futbolcu. Hocaları ilgileniyor. Ben futbolcuların kafasında parayla ilgili bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Biz de vergi borcumuzu bir yandan ödüyoruz, bir yandan yeniden yapılandırmaya ve ödemeyi daha rahat yapmaya çalışıyoruz. Şu anda bizi en çok zorlayan bu geçmişten gelen vergi borcu.
Takımla yönetim arasında köprüyü kim kuruyor?
Futbol Şube Sorumlusu mu olmalı? Böyle birisinin olması mı gerekiyor? Hocamız var. Sorun yaşamıyoruz.
Hoca kimle muhatap oluyor?
Çoğunlukla Başkan Akıncıoğlu ile ama elbette ki tüm yönetime karşı sorumluluğu vardır. Belli konuları benle çözer, başka yöneticilerle çözüldüğü de olur ama genellikle Başkan ile. Buradaki amaç, çok başlılığı önlemek. Mesela geçen sene Fenerbahçe'deki Daum-Aykut Kocaman birlikteliğinin yürümeyeceği belliydi. İki taraf iyi niyetli de olsa, birileri kaşır, nifak sokar, yürümez. Bizim kulüpte futbolcunun muhatabı biz değiliz.
Devre arasında transfer var mı?
Zaten biliyorsunuz ki sezon başında Erhan'ı istemiştik, olmadı. Yalçın'ın gitmesi, Erhan'ın gelmemesi aslında hesap dışı işlerdi. Bu gelişmeler olmasaydı daha iyi olurdu. Şu anda ara transfer yapacak mıyız? Bunun yanıtını Ankaragücü maçından sonra verebilirim. Hocamızın elbette ki arayışı, çalışması vardır. Biz de bu maçın ardından değerlendirmemizi yapabiliriz. Gerekirse alırız.
Bu takım küme düşer mi?
Kesinlikle düşmez.
Avrupa kupalarına katılma şansımız var mı?
Açıkçası vardı ancak son haftalarda bu şansımızı sanırım kaybettik.
Peki neden transfer yapıp para harcayacağız o zaman?
Gereği yoksa elbette ki yapmayacağız. Emin olun, hoca hepimiz kadar çok düşünüyor kulübü. Bir örnek vereyim, Yalçın olayı patladığında hocayı aradım, 'Ne gerekiyorsa yapalım, teklifimizi yükseltelim' dedim. Kabul etmedi. 'Bundan sonra vereceğimiz ödün hem disiplini hem takımın havasını bozar' yanıtını aldım. Başka hoca olsa 'Kaçırmayalım' derdi. Takım içindeki dengeleri bozmadan, çok iyi bir ortalama buldu hocamız. Kulübü zarara uğratmaz Şifo. Gerekiyorsa transfer ister, gerekmiyorsa istemez. Biz kendisine güveniyoruz.
Hocanın gitme ihtimali var mı?
(Kahkaha atarak yanıt veriyor) Yok canım daha neler. Yemin ediyorum şaşırdım şimdi. Yok canım öyle bir şey olabilir mi? Öyle bir şey yönetimde gündeme gelmedi, gelmez de zaten. Karşılıklı istek olursa 5 yıllık daha sözleşme yapmak isteriz. Hatta sözleşme yapmak çok gerekli de değil. Türkiye'deki şartları biliyorsunuz. Gönüllü birliktelik daha önemli. Artı 5 yıllık da yapsak, Beşiktaş veya Milli Takıma giderse önünü de kesmeyiz yani. Başka bir takım olmaz ama Beşiktaş veya Milli Takım eminim Şifo'nun hayalidir, hayır demeyiz.
Peki takımın hedefi nedir size göre bu sene?
Sezon başında bir nokta hedef belirlemedik ama, geçen seneden daha iyi bir derece elde etmek diyelim.
Kupa en önemli hedefimizdi aslında. Sammy, Gaziantepspor maçında o golü yiyince neler hissettiniz?
Ya hiç sorma. Tamamen deneyimsizlik. Gaziantepspor Başkanı bile yanımda oturuyordu, penaltı atılana kadar ne olduğunu anlayamadı. Garip bir pozisyondu. Tamamen kalecimizin tecrübesizliğine bağlıyorum ama futbolda böyle hatalar oluyor. Genç kaleci. Ne profesyoneller ne hatalar yapıyor?
Kupada umudunuz var mı hala?
Galatasaray maçı belirleyici olacak. O maçı alırsak umudumuz var elbette. Ben umudumu kesmedim. Bu arada önce Beypazarı Şekerspor'u yenmeliyiz. O maçı kazanamazsak, Galatasaray maçı ile ilgili hesap bile yapmayalım zaten. Samsun, Mersin, Ordu, Tokat, Altay gibi takımları yenemediğimizi unutmayalım. Beypazarı maçı önemli.
Yönetimde uyum devam ediyor mu?
Bu yıl daha rahat olduğu için açıkçası geçen seneki kadar çok gitmiyorum kulübe. Bunu bir özeleştiri olarak kabul edelim. Birçok şey düzene girdi. Kendi işlerim de bu sene çok yoğundu ancak kulüple ilgilenmemizi gerektirecek çok da şey olmadı bu sene. Daha düzenli gidiyoruz. Son yapılan toplantıda 12-13 kişi vardı. Arkadaşlarla sürekli birlikte yemek yiyoruz zaten.
Bu stat sorunu ne olacak?
Az önce yönetim çok uyumlu dedik ama bazı konularda tartışmıyor değiliz. Örneğin ben Mardan'da oynamamıza kesinlikle karşıydım. 'E o zaman neden Rusya'ya kadar gittin Akaydın ve Akıncıoğlu ile birlikte' diye soracaksınız şimdi. Yönetimin benim itirazıma rağmen alınmış bir kararı vardı. Karar alındıysa, uygulamak için elimizden geleni yapmalıyız. Şu anda, Aksu yolundan direkt stada ulaşacak bir yol için görüşmeler sürüyor. Ulaşımı daha da kolaylaştırmak istiyoruz.
Atatürk Stadına dönme şansı yok mu?
Ben her ne kadar Atatürk Stadında oynamak istesem de teknik olarak stadın ne durumda olduğunu bilmiyorum ve bu isteğimi savunamadım da. Şu riski göze alamazdık olası bir felakette nasıl hesap verebilirsiniz? Vicdani sorumluluğunu kaldıramazdık. Futbolcular ve hoca da söz konusu raporu duyunca orada onlar da oynamak istemedi zaten.
Yeşilbayır'da gelişme var mı?
Yeşilbayır'ı Menderes Türel sağ olsun, tahsisi yaptırmış. Benim de seçildiğim ancak bulunmadığım kongrede kendisi 'Buranın süresi bitiyor, sahip çıkın' demiş. Yönetimde bunu gündeme getirdik, iki arkadaşımızı görevlendirdik. Burada aslında 2009 Kasım ya da Aralık ayında temel atılması gerekiyordu. Bu zamana kadar kalmamalıydı. O zaman temel atılsaydı bu duruma gelmezdi. Gecikmesinde kimin suçu var derseniz, kimsenin yok. Şimdi artık burayı bir formülle Antalyaspor A.Ş.'ye tahsis ettirmeye çalışıyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın, 'Arazi, Antalyaspor A.Ş.'ye devredilirse tesis yapmayı bir kez daha düşünürüz' dedi.
Tahsis yapıldıktan sonra kentin ileri gelenleriyle oturur konuşuruz, Mustafa Akaydın Hoca'nın elinden geleni yapacağına inanıyorum. Dün kendisiyle biraz sohbet ettim. Bu sene yoğunluğu nedeniyle maçlara gelemediğini ancak bundan sonra daha fazla geleceğini söyledi.
Konuğumuz olduğunuz için teşekkür ederiz.
Geçen sene de konuğunuz olduğum için mutlu olmuştum. Antalyaspor'a sizin de önemli yararlar sağladığınızı biliyorum. Amacınızın kulübe katkı koymak olduğunu bildiğimden daha rahat ve isteyerek geldim bu sene de. Sizlerle birlikte ikinci kez kuru fasulye yiyip sohbet etmek benim için de keyifli oldu.
2. Başkan Ali Yılmaz, geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sezon da meşhur Akdeniz Manşet'in kuru fasulyesinin tadına baktı, Genel Yayın Yönetmeni Vedat Gürhan, Haber Müdürü Şifa Çiçek ve Spor Müdürü Murat Özgen'in sorularını yanıtladı.
Takımın istikrarsız gidişini yönetim olarak masaya yatırdınız mı?
Biliyorsunuz ki, biz teknik konuları yönetimde konuşmuyoruz. Yalnız stratejik olarak, yani geniş anlamda, hocanın bizden bir talebi olmuşsa ancak o zaman konuşuruz. Yani hangi futbolcu oynamış, nerede oynamış, nasıl oynamış, bunları yönetimde konuşmayız. Tek patron Şifo Mehmet. Teknik heyetten hiçbir zaman 2-3 maç alınan kötü sonuçlar nedeniyle rapor almadık, böyle bir alışkanlığımız yok. Başka kulüplere benzemiyoruz. Evet, Bursa maçından sonra bir düşüş yaşadık ama moral bozmaya gerek yok. Ankaragücü maçını kazanırsak hedeflediğimiz noktada oluruz diye düşünüyorum.
Size göre neden oldu bu düşüş?
Motivasyon eksikliği midir bilemiyorum. Sadece 1-2 futbolcuda değil, çoğunda var düşüş. Rehavet olabilir diye düşünüyorum. Bursa maçının devre arasında yönetim olarak biz bile rehavete girdik. Aslında geçen sene ile bu seneyi kıyaslarsak çok fazla fark olmadığını görüyoruz. Oysa daha iyi olmamız lazımdı. Ama gol ayaklarımızın suskun kalması, Necati'nin sakatlığı, Tita'nın artık çok adamla marke edilmesi gibi etkenler de var.
Para sorunu var mı bu sene de?
Para sorunu yok dememiz mümkün değil. Ama geçen seneki gibi değil. Kulübe icra gelmiyor artık. Kulübün 1 lirasının bile boşa gitmemesine çalışıyoruz. Eskiden böyle yapılırdı demek istemiyorum ama, biz kulübün parasını hovardaca harcamıyoruz. Futbolcuların primleri o hafta içinde hemen ödeniyor. Bu yıl daha rahatız. Maç başı alacakları falan var ama çocukların kafası rahat. Önemli olan o. Futbolcu bize güveniyor. Kulübün parasının çarçur edilmediğini biliyor ve parasını mutlaka alacağının farkında. Zaten yöneticiyle muhatap olmuyor futbolcu. Hocaları ilgileniyor. Ben futbolcuların kafasında parayla ilgili bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Biz de vergi borcumuzu bir yandan ödüyoruz, bir yandan yeniden yapılandırmaya ve ödemeyi daha rahat yapmaya çalışıyoruz. Şu anda bizi en çok zorlayan bu geçmişten gelen vergi borcu.
Takımla yönetim arasında köprüyü kim kuruyor?
Futbol Şube Sorumlusu mu olmalı? Böyle birisinin olması mı gerekiyor? Hocamız var. Sorun yaşamıyoruz.
Hoca kimle muhatap oluyor?
Çoğunlukla Başkan Akıncıoğlu ile ama elbette ki tüm yönetime karşı sorumluluğu vardır. Belli konuları benle çözer, başka yöneticilerle çözüldüğü de olur ama genellikle Başkan ile. Buradaki amaç, çok başlılığı önlemek. Mesela geçen sene Fenerbahçe'deki Daum-Aykut Kocaman birlikteliğinin yürümeyeceği belliydi. İki taraf iyi niyetli de olsa, birileri kaşır, nifak sokar, yürümez. Bizim kulüpte futbolcunun muhatabı biz değiliz.
Devre arasında transfer var mı?
Zaten biliyorsunuz ki sezon başında Erhan'ı istemiştik, olmadı. Yalçın'ın gitmesi, Erhan'ın gelmemesi aslında hesap dışı işlerdi. Bu gelişmeler olmasaydı daha iyi olurdu. Şu anda ara transfer yapacak mıyız? Bunun yanıtını Ankaragücü maçından sonra verebilirim. Hocamızın elbette ki arayışı, çalışması vardır. Biz de bu maçın ardından değerlendirmemizi yapabiliriz. Gerekirse alırız.
Bu takım küme düşer mi?
Kesinlikle düşmez.
Avrupa kupalarına katılma şansımız var mı?
Açıkçası vardı ancak son haftalarda bu şansımızı sanırım kaybettik.
Peki neden transfer yapıp para harcayacağız o zaman?
Gereği yoksa elbette ki yapmayacağız. Emin olun, hoca hepimiz kadar çok düşünüyor kulübü. Bir örnek vereyim, Yalçın olayı patladığında hocayı aradım, 'Ne gerekiyorsa yapalım, teklifimizi yükseltelim' dedim. Kabul etmedi. 'Bundan sonra vereceğimiz ödün hem disiplini hem takımın havasını bozar' yanıtını aldım. Başka hoca olsa 'Kaçırmayalım' derdi. Takım içindeki dengeleri bozmadan, çok iyi bir ortalama buldu hocamız. Kulübü zarara uğratmaz Şifo. Gerekiyorsa transfer ister, gerekmiyorsa istemez. Biz kendisine güveniyoruz.
Hocanın gitme ihtimali var mı?
(Kahkaha atarak yanıt veriyor) Yok canım daha neler. Yemin ediyorum şaşırdım şimdi. Yok canım öyle bir şey olabilir mi? Öyle bir şey yönetimde gündeme gelmedi, gelmez de zaten. Karşılıklı istek olursa 5 yıllık daha sözleşme yapmak isteriz. Hatta sözleşme yapmak çok gerekli de değil. Türkiye'deki şartları biliyorsunuz. Gönüllü birliktelik daha önemli. Artı 5 yıllık da yapsak, Beşiktaş veya Milli Takıma giderse önünü de kesmeyiz yani. Başka bir takım olmaz ama Beşiktaş veya Milli Takım eminim Şifo'nun hayalidir, hayır demeyiz.
Peki takımın hedefi nedir size göre bu sene?
Sezon başında bir nokta hedef belirlemedik ama, geçen seneden daha iyi bir derece elde etmek diyelim.
Kupa en önemli hedefimizdi aslında. Sammy, Gaziantepspor maçında o golü yiyince neler hissettiniz?
Ya hiç sorma. Tamamen deneyimsizlik. Gaziantepspor Başkanı bile yanımda oturuyordu, penaltı atılana kadar ne olduğunu anlayamadı. Garip bir pozisyondu. Tamamen kalecimizin tecrübesizliğine bağlıyorum ama futbolda böyle hatalar oluyor. Genç kaleci. Ne profesyoneller ne hatalar yapıyor?
Kupada umudunuz var mı hala?
Galatasaray maçı belirleyici olacak. O maçı alırsak umudumuz var elbette. Ben umudumu kesmedim. Bu arada önce Beypazarı Şekerspor'u yenmeliyiz. O maçı kazanamazsak, Galatasaray maçı ile ilgili hesap bile yapmayalım zaten. Samsun, Mersin, Ordu, Tokat, Altay gibi takımları yenemediğimizi unutmayalım. Beypazarı maçı önemli.
Yönetimde uyum devam ediyor mu?
Bu yıl daha rahat olduğu için açıkçası geçen seneki kadar çok gitmiyorum kulübe. Bunu bir özeleştiri olarak kabul edelim. Birçok şey düzene girdi. Kendi işlerim de bu sene çok yoğundu ancak kulüple ilgilenmemizi gerektirecek çok da şey olmadı bu sene. Daha düzenli gidiyoruz. Son yapılan toplantıda 12-13 kişi vardı. Arkadaşlarla sürekli birlikte yemek yiyoruz zaten.
Bu stat sorunu ne olacak?
Az önce yönetim çok uyumlu dedik ama bazı konularda tartışmıyor değiliz. Örneğin ben Mardan'da oynamamıza kesinlikle karşıydım. 'E o zaman neden Rusya'ya kadar gittin Akaydın ve Akıncıoğlu ile birlikte' diye soracaksınız şimdi. Yönetimin benim itirazıma rağmen alınmış bir kararı vardı. Karar alındıysa, uygulamak için elimizden geleni yapmalıyız. Şu anda, Aksu yolundan direkt stada ulaşacak bir yol için görüşmeler sürüyor. Ulaşımı daha da kolaylaştırmak istiyoruz.
Atatürk Stadına dönme şansı yok mu?
Ben her ne kadar Atatürk Stadında oynamak istesem de teknik olarak stadın ne durumda olduğunu bilmiyorum ve bu isteğimi savunamadım da. Şu riski göze alamazdık olası bir felakette nasıl hesap verebilirsiniz? Vicdani sorumluluğunu kaldıramazdık. Futbolcular ve hoca da söz konusu raporu duyunca orada onlar da oynamak istemedi zaten.
Yeşilbayır'da gelişme var mı?
Yeşilbayır'ı Menderes Türel sağ olsun, tahsisi yaptırmış. Benim de seçildiğim ancak bulunmadığım kongrede kendisi 'Buranın süresi bitiyor, sahip çıkın' demiş. Yönetimde bunu gündeme getirdik, iki arkadaşımızı görevlendirdik. Burada aslında 2009 Kasım ya da Aralık ayında temel atılması gerekiyordu. Bu zamana kadar kalmamalıydı. O zaman temel atılsaydı bu duruma gelmezdi. Gecikmesinde kimin suçu var derseniz, kimsenin yok. Şimdi artık burayı bir formülle Antalyaspor A.Ş.'ye tahsis ettirmeye çalışıyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın, 'Arazi, Antalyaspor A.Ş.'ye devredilirse tesis yapmayı bir kez daha düşünürüz' dedi.
Tahsis yapıldıktan sonra kentin ileri gelenleriyle oturur konuşuruz, Mustafa Akaydın Hoca'nın elinden geleni yapacağına inanıyorum. Dün kendisiyle biraz sohbet ettim. Bu sene yoğunluğu nedeniyle maçlara gelemediğini ancak bundan sonra daha fazla geleceğini söyledi.
Konuğumuz olduğunuz için teşekkür ederiz.
Geçen sene de konuğunuz olduğum için mutlu olmuştum. Antalyaspor'a sizin de önemli yararlar sağladığınızı biliyorum. Amacınızın kulübe katkı koymak olduğunu bildiğimden daha rahat ve isteyerek geldim bu sene de. Sizlerle birlikte ikinci kez kuru fasulye yiyip sohbet etmek benim için de keyifli oldu.